1. alkol kullanan arkadaşlar için en ucuz içme yerleri, yeldeğirmeni tarafında ahbap var. bol bol erasmuslular gelir. antikacılar sokağında grange bar var. buranın müzikleri iyidir rock müzik severlere. wizards var rexx'e doğru çıkarken bay yengeçin çaprazında ama çok ufaktır. birde rexx'in karşısındaki pilavcının solundaki sokakta revolte var. ben bira sevmem ama dediğim fiyatlar bira için geçerli hep. shot severler için ise grange'taki kampanyalar fena değilidir ve akmarın alt sokağında bulunan millwall pub var orada da güzel shot kampanyaları oluyor.

    ayı,zeplin, çivi,fil gibi konsept mekanlar var. bunların önünde hep bir kalabalık vardır. özellikle ayı. barın önünde yoğun bi kalabalık bir nevi sokakta içerler. en sevmediğim, en yapmacık bulduğum mekan burasıdır koca kadıköyde. genelde ortam için tercih edilir. ayı'nın bir tercih nedeni de dünya ülkelerinden bir sürü farklı çeşit satar. eğer maksat bu farklılığı denemek ise millwall ya da alkımın karşısındaki harp'e gidilebilir.

    gelelim rakıcılara. birincisi kadıköy sahnenin karşısındaki sokakta(sokakta hayat var,buluşmanın yapıldığı hayalperestte bu sokakta) balıkçılar çarşısının sokağında, akmarın alt sokağında bu tip mekanlar var. genelde konspeti rakı olan çoğu mekan hesaba ek olarak %10 komisyon alır. benim tavsiyem ise o balıkçılar çarşısının sokağının sonuna doğru kanatçı diye bir yer var. orada tip almazlar ve fiyatlarda genel olarak daha ucuzdur.

    karnı acıkanlar için kadıköyde adım başı pilavcılar ve dilim pizzacılar vardır. ucuza bu şekilde karın doyurulabiliyor.

    gelelim kadıköyün en sevdiğim noktasına. kadıköyün en sevdiğim yerleri bol bol dostlarla samimiyetin dibine vurulan salaş çaycıları. benim en çok gittiğim fil barın karşısındaki yol geçen hanı ve antikacılar sokağındaki çaycı. eş dost genelde burada oturur sohbet ederiz. çay 1.5 tl oldu ama. antikacılar sokağındaki çaycıda tüm gün radyo alaturka çalar, yol geçen hanının bir eksiği ise fil barın yüksek sesli müziği rahatsız edebilir. bir de rexx'e çıkan yokuşta sol tarafta yeşilçam çaycısı var. müzik olarak yeşilçam müzikleri çalar, çayı en lezzetli olandır ancak yokuşta o ufacık taburelere oturmak insanın canını sıkıyor.

    bu yazdıklarım kadıköyün 10'da birini oluşturur. bir sürü güncelleme gelebilir. şimdilik hoşçakalın.
  2. en son onunla bulunduğum yer, ondan sonra gitmeye korkuyorum ve nasıl hissedeceğimi bilmiyorum.

    yeldeğirmeninden önceki kargaşa ve kalabalıktan moda sahil tarafına doğru bir iki sokak aşıp kurtuluyorsunuz. sokaklarını sessizliğe ve kedilere bırakıyor. mamafih boğa tarafı değil bana göre kadıköy'ü kadıköy yapan, moda ve yeldeğirmeninin huzurudur. eski salı pazarının oradaki bisikletçiden iki saatlik bisiklet kiralayıp o sokakları bisikletle arşınlamaya da bayılıyorum.

    kadıköy şiirdir. şairlerin meskenidir. attila ilhan'ın pia'sıdır. hüsnü arkan'ın sesidir. başkadır diyeceğim o ki...
  3. Buket uzuner kitabında geçen bir diyalogta şu şekilde ifade etmiş, ne de güzel söylemiş.

    "Kim demiş 'körler ülkesi' diye? Asıl kadıköy'den görülür istanbul'un en güzel yüzü!"

    hikayesini merak edenlere :)
  4. doğup büyüdüğüm ve öleceğim ilçe... neden buraya bu kadar bağlı olduğumu anlatsam kadıköylü olmayanlar anlayamayacak, kadıköylüler ise zaten neyden bahsettiğimi çok iyi biliyor olacak. o yüzden uzatasım yok. burası bir ayrıcalık değil, kadıköylüyüm diye herhangi bir yerimize kuş konmuyor ama güzel ulan burası...