1. “hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim.”

    kürk mantolu madonna
  2. söylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı görüşte değilim; ancak onları söyleme hakkınızı ölünceye kadar savunacağım...

    ~voltaire~
  3. -ölmek istiyorum. güzel kalmak için yapabileceğim tek hareket bu.

    -oysa, kitaplardan söz ederken sesin ne kadar farklıydı.

    -huzurumuz var da denemez. vaktimiz bol olduğu için, bütün günümüzü huzursuzlukla dolduramıyoruz sadece.

    -kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeğe çalışıyordum.

    -demek ki, yolda durmak mümkün olmuyordu; böyle bir hürriyet yoktu. sadece sürüklenme, kalabalığın akışına kapılma hürriyeti vardı.

    (bkz: tehlikeli oyunlar - oğuz atay)
  4. "bazen bir adamın elindeki incil, babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir."

    bülbülü öldürmek
  5. "niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkinda söz söylemekten kaçındığımız halde ilk rast geldigimiz insan hakkinda son kararimizi verip gönül rahatiyla öteye geçiveriyoruz?"

    (bkz: kürk mantolu madonna - sabahattin ali)
    jimi
  6. insanlarda iz bırakan cümlelerdir de aynı zamanda. bir kitabı tekrar elinize aldığınızda o satırlara şöyle bir göz atmak da inanılmaz keyiflidir.

    "sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. ilk önce bunu yaparlar... 'sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim' demek için...çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni."
    gizliajans - alper canıgüz
  7. ''sadece bir tek günah var, o da hırsızlık. tüm diğer günahlar hırsızlığın çeşitleri. bir adamı öldürdüğünde bir hayat çalmış olursun, karısının koca hakkını, çocukların baba hakkını çalmış olursun. yalan söylediğinde, birinin gerçeği bilme hakkını çalarsın. çalmaktan daha alçakça bir hareket yoktur''

    uçurtma avcısı - khaled hosseini
  8. "hiçbir şey geçmeyecek baba. kimse kurtulmayacak. çünkü tanrı'nın tanrısı yok. biz ona inanıyoruz, ama o hiçbir şeye inanmıyor. belki de tek gerçek tanrısız, tanrı'nın kendisi. tanrısızlık tanrı'ya mahsus! bu yüzden, kurallarda asalet ve adalet arama! çünkü tanrı, ne asil ne de adil olmak zorunda! benim gibi!"
    hakan günday - azil
  9. ""düşünüyorum öyle ise varım" oldukça makul.
    fakat bundan tam tersi bir sonuç, var olmadığım bir düş olduğum sonucu da çıkar.
    düşünen bir adamı düşlüyorum.
    düşündüğümü bildiğim için ben varım.
    düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da var olduğunu biliyorum.
    böylece o da benim kadar gerçek oluyor.
    bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor.
    düşündüğünü düşlediğim bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum.
    öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor.
    o gerçek ben ise bir düş oluyorum."

    (bkz: puslu kıtalar atlası - ihsan oktay anar)
    abi