1. (bkz: s*ktir et - john c. parkin)

    "bu neymiş ya bir bakayım," diye alıp, "sen kimsin ya? kimsin ulan sen?" nidalarıyla okuduğum bir kitaptı. okuduğum en kötüsü dahi olabilir.
    ona siktir et, buna siktir et, 200 sayfa boyunca her şeye siktir çekiliyor. e iyi o zaman birader hepimizi salsınlar uzay boşluğuna amaçsız amaçsız salınalım, bunu mu istiyorsun?
    ama suç bende; bir kitap ki aynı anda hem kişisel gelişim kitabı hem de bestseller ve sen o kitabı alıyorsun.
    4 sene geçmiş üstünden, hala nasıl sinirliyim yahu.
  2. bütün kişisel gelişim kitapları. içerikleri birbiriyle büyük oranda aynı, hiçbirinin bir işe yaradığını da görmedim. doksanlarda çok popülerdi bunlar. neyse ki artık sayıları azaldı. bu bomboş tavsiyeleri okuyup da gelişeceğini, hayatının değişeceğini zanneden insan ağır geri zekalıdır. kişisel gelişim bunlarla değil, dostoyevski, nietzsche, mevlana okumakla olur. felsefeyle, bilimle ilgilenmekle olur. sinemayla, müzikle ilgilenmekle olur ama bu kitapları okumakla sadece kendini kandırırsın.

    not: gelişemedi
  3. (bkz: sorumsuzca söylenen sözler - mevlüt özcan)

    hayır bi de bu kitaptan 3-4 tane var, seri seri yazmış adam. o dönemlerde de zaten kitap hediye eden kimsem yok artık cemaat bilmem ne bağlantılı bi tip bunları benim koltuğumun altına sıkıştırdı. sevindim gittim okudum hepsini, yav harbiden çok saçmaydı yani ayıp olmasın tabi ama.

    mesela örnek vereyim, "düşmez kalkmaz bir allah" bunu söylemek çok sorumsuzcaymış çünkü allaha öyle düşmez kalkmaz denmezmiş... peki.

    edit: bu arada bi bakayım dedim, meğer adam popülermiş. organ nakline caiz değil demiş, babanın penisi oğlana takılırsa günahı kime yazcaz? diye endişeleniyormuş. bu adamın 3 kitabını okudum beynim hasar almış mıdır acaba?
    abi
  4. herhangi bir elif şafak kitabı veya metal fırtına tadında kurtlar vadisi tarzı komplo kitapları okumuş olsaydım bu kategoriye girerdi herhalde. ayrıca "twitter fenomeni" şahısların kitapları.
  5. kesinlikle zar adam. yarısına kadar okuyup bıraktım. yine de pisman oldum ama.
  6. iyi isimler bulup sayfalarca hiç okumuş olduğunuzu hissettiren, tuna kiremitçi kitapları. ( git kendini çok sevdirmeden ; bu işte bir yalnızlık var)
    pişmemiş. ocakta yemeği varmış, acelesiyle yazdığı kitapları ile elif şafak. ( aşk, baba ve piç, araf)
    herkesin pek bi övdüğü benim de bir sürü para bayılıp aldığım, olumsuz bir şey söylediğinde ucuz entellektüellerin aşırı saldırısına uğrayacağınız bir sürü kitap; ( yüz yıllık yalnızlık,
    iq 84 ; babalar ve oğullar, masumiyet müzesi, gazoz ağacı,
    ve popüler kitapların içinden seçtiğiniz, boş zaman geçirgeçleri;
    fısıltı serisi, alacakaranlık serisi; yüzüklerin efendisi ...
    pişman değilim editi: yüzüklerin efendisi kitabı
    yazarına sağlığında bir şey getirmemiş. orijinal bir dünya ve varlıklar tasarladığı yadsınamaz ama kitabı yani üçlemeyi bitirene rastlamadım. filmiyle yüceltilmiş bir kitap hatta filmi ile cılkı çıkarılmış bir kitap.
    bunun yerine içine dünyaları sığdırmış gül'ün adı ve bilginin yaşayan en önemli kalesi umberto eco kenarda kalmış. asıl onun kitabı defalarca filmlerle anlatılmalıydı.
  7. (bkz: zar adam - luke rhinehart)
    bir de bu kitabı olasılıksız gibi son derece güzel esere benzetmiyorlar mı, sinirim bozuluyor.
    mnb
  8. arkadaşımın "ay çok güzel çok güzel mutlaka okumalısın" diye verdiği kitap olan (bkz: ölümsüz kalp)
    hadi çok övdü okuyayım dedim ama yani bi yerden sonra aşırı derecede sıktı. ben mi anlamadım yoksa kitap mı çok kötü bilemiyorum
  9. (bkz: uçurtma avcısı - khaled hosseini)
    okurken sık sık ara verip ağlamıştım. bitirdikten sonra da allak bullak olup, bir süre ne düşüneceğimi bilmeden acı çekmiştim. yine de tekrar okumaya büyük bir istek duyuyorum, pişman olacağımı bile bile.