1. dumanlıdır. hüzünlüdür. kırıcıdır.

    yaprak benzetmesiyle rahatlıkla hayatını anlatabildiğimiz insan bazen isteyerek bazense istemeyerek bir şehirden başkasına taşınmak zorunda kalır. taşınma yanında ayrılık da getirdiği için kişiyi hüzne gark eyler.

    insanlar şehirlerle bağ kursa da anlamlandırmak için şehrin her noktasına ve her anına bir veya birkaç insan yerleştirir. şehri insanlarla bütünleştirir. yeni gideceği şehirde de köşe başına aynı insanı, öğle arasına başka bir aynı insanı yerleştirmek ister ama olmaz tabi. insanlar hakları olan yaratıklar oldukları için kutulanamazlar veya kargolanamazlar, bu yüzden de insan sevdiklerini yeni şehrine götüremez. en fazla bu insanlarla olan anılarını ve onların anılarını götürür.

    yeni şehre yerleştikçe köşe başlarına veya öğle aralarına başka insanlar yerleşmeye başlar, fark etmeden, sinsice ama rahatsız edici olmadan. güzel insanların yerine zamanla güzelleşen başka insanlar dolmaya başlar. hayat döner değişir de taşınan zerre farkına varmaz.

    insanın hayatı yaprak gibi midir bilmem ama kendisi fidan gibidir, bir yerde çok güzel boy verirken yeni bir yere taşıdığınızda ilk başta bir yadırgar, boynunu büker, fazladan sevgi ve ilgi ister, eğer yeterli sevgi ve ilgiyi görürse yeni yerine de hızlıca alışır. bir bakarsınız önceki yerine göre daha hızlı daha güzel büyümektedir.

    velhasıl kelam tebdili mekanda ferahlık vardır.
  2. surekli tasinarak yasayan bir insanim. bir evde veya odada gecirdigim maksimum sure 4-5 yili asmadi. evin neresi diye sorarsaniz evim yok derim. ev ne demek onu da bilmiyorum ya zaten.
    tasima konusunda profesyonel oldum diyebilirim. yalniz gecen sene hayatimda ilk kez tasinirken bir esyami kirdim oda bana cok pahaliya patladi zaten. bilgisayarinizi tasirken ozen gosterin oyle benim gibi cantaya atip ustunu baska seylerle doldurmayin.
  3. hep bir ayrılık tadı var taşınma eyleminde. illaki mevcut durumda bir tatminsizlik vardır taşınmayı tetikleyende. yoksa durduk yerde kimse de taşınmaz. gezer belki, gezerek yaşar, o da yine başka bişi ama.
  4. eğer taşınılan yer başka bir ülke ise baya sancılı bir sürece dönüşür.

    eşyalarınızın çoğunu yanınızda götürmeyeceğiniz için satmanız gerekir ama sorun şu ki; eğer erken satarsanız o eşyalar olmadan çok zorluk çekersiniz, geç satmaya çalışırsanız da alıcı bulana kadar baya stres olursunuz. eşyayı satın alacağını söyleyip son anda vazgeçenler, fırsattan faydalanmaya çalışanlar falan da ekstrası. aynı sorun elektrik aboneliği, telefon aboneliği, banka işlemleri gibi şeylerde de olur. mesela elektriksiz günlerce oturmamak için aboneliği kapatmayı son güne bırakırsınız ama bir sorun çıkma ihtimali bile insanı feci strese sokar. bunlarla uğraşmaktan insan hüzünlenmeye bile vakit bulamaz.

    taşınmak zorsa, başka bir ülkeye taşınmak 3 katı zordur kısaca.
  5. eşyaları toparlayacak enerjiyi, isteği, motivasyonu bulamadıkça strese giriyorum.
    tanrım! ışınlanma ne zaman icat edilecek?
  6. bir ton iş
  7. bir noktadan sonra kurbanlık koyun gibi beklemeye başlıyor insan. melesem yeridir yani, yapacak bir şey yok.
    abi
  8. eğer "az eşya çok mutluluk" mottonuz yoksa ve 5 kişiyseniz fena halde zor eylemdir.

    hatta yan daireden yan daireye taşınmak bile bu minvalde ciddi bir çiledir.

    ve annemler için şu an en çok dilediğim eylemdir. şu an yaşadıkları yerde yaşamamaları gerekiyor, yazık günah...
  9. kendini yenilemenin en güzel fırsatıdır.herşeyi bir kenara bırakmak onları toplamak gereksiz duygu ve parçalarınızdan kurtulmayı sağlar benim için çok zevkli eylemlerden biri tabi yeni ev için istenen depozitolar,peşin kiraları saymazsak
    yyz
  10. en sevdiğim şeylerden biridir. sadece istediğin gibi bir ev hemen bulunmadığı zaman sorun oluyor o da acilen taşınman gerekiyorsa ama yenileniyor olma hissine değer tüm çekilenler.
    ben taşınırken sadece kıyafetlerimi alıyorum. onların da büyük çoğunluğu eleniyor aslında.
    tüm eşyalarımı satıp yeni eve yeni eşyalarla taşınıyorum.
    zaten çok eşya sahibi olmaktan ve onlarla duygusal bağ kurmaktan nefret ettiğim için zor olmuyor benim için.
    istanbulda 6. evimdeyim şimdi. henüz 1 sene olmadı ama ev aramaya başladım. hoşuma giden bir yer olursa buradan da taşınacağım.
    yeni koltukların, yeni komşuların, yeni bakkalın...
    yeni olan her şeyi çok seviyor ve bana iyi geldiğini düşünüyorum.
    sonra onlar da eskiyor.
    okuyan arkadaşların şımarıklık ettiğimi düşünmelerini istemem. çünkü etmiyorum. bu görüşe karşı çıkanlar bence bi eve, bi muhite, bi eşyaya bağlanma konusunda ısrar ediyorlar.
    parov