1. alenen çocuklara tecavüz edilmeyen günlerdi. kadın tecavüzleri bu kadar artmamıştı. kutuplaşma bu kadar yoktu. halk birbirini severdi. çokta nefret etmezdi. medya özgürdü. devleti eleştirmek daha kolaydı.
    bir daha geri dönemeyeceğimiz günler.

    üzücü gerçekten hızla şeriata gidiyoruz, hızla gericileşiyoruz ve yobazlaşıyoruz.
  2. neredeyse ülkedeki ilk tv yayınlarına yetişmiş bir kuşağın temsilcisi olarak diyebilirim ki, bu konu hiçte abartılmamıştır. hatta o kadar nadirdir ki biraz zorlasanız ekranlarda içki içilen sahneleri barındıran dizileri bile sayabilirsiniz. herhalde en yoğun olanı da yine bir yabancı dizi dallas'dır. o da işte bobby eve gelince hemen kendine koyduğu bir bardak viskiden oluşurdu. içki ya da başka bir kötü alışkanlıkla ilişkimiz tv ile ilgili olmamıştır hiç. bu daha çok mahalledeki bazı rol modellerle hayatımıza girmiştir. neredeyse o zamanlar hepimizin mahallesinde bulunan akşamcı komşularımız ya da kendi ebeveynimiz belirleyici olmuştur. kimisi içer bambaşka bir canavar olur kötü örnek olarak alınır, kimisi de ne kadar içerse içsin efendiliği bozmaz öykünülürdü. hoş o zamanın canavarları bile şimdiki simdi sapıklardan yeğdir. bu yazdıklarım bir tv güzellemesi değil ama eski dediğimiz zamanlara şimdilerde o kadar çok hasret duyuyoruz ki, keşke o zamanın ruhu olsa da bobby değil bir kadehi koca şişeyi dikse kafasına...
  3. bir şey eğer sansürlenecek kadar kötü ise bence hiç televizyona çıkmamalı. sanki çoluk çocuk sansürü görünce o nedir diye sormuyor. sen anlatmazsan kendi bir şekilde öğrenir. bugün öğrenmezse yarın öğrenir. tabi ne şekilde anlattığımız da önemli. mesela ailece televizyon izlenirken bir karakter diğerine s.. g.. diye bağırdı. benim burada sansürlediğim ifadeyi televizyon da sansürledi tabi. bizim yeğen de sormasın mı ne diyor diye. ben de lütfen gider misin diyor dedim^::d^ demek durumunda kaldım. bence hoş olmadı.