1. turkiye'de malesef durum asikardir ki hangi universiteden mezun oldugunuza bakiyorlar. ama bu demek degil ki ismi bilinmeyen bir okuldan mezun olan biri basarili olamaz.

    oncelikle universite sadece alacaginiz derslerden cok daha fazlasidir. universitede bir kultur alirsiniz, vizyon sahibi olursunuz. o sebeple okul secimi oldukca onemli. 3-5 senelik cok az ogrencisi olan okullari listenize almayin. liseden farki olmayacak ve size kayda deger hicbirsey katmayacaktir.

    kesinlikle ders programlarina bakin ve bilgi sahibi insanlarla iletisime gecin ve yorumlarini alin.

    yurtdisi olanagi olan bir okulu tercih edin. nereye gidecek olursaniz olun, dunyaya bakisinizin degisecegi kesindir.

    kostur kostur ooo sevgili yapayim islerine girmeyin, arkadas edinin olabildigince cok, diger konulara zaten sira geliyor... bir de gercek dostlari burada artik kisiliginiz oturdugunda edineceksiniz, degerini bilin.

    dil ogrenin. ingilizceyi iyi ogrenin ama mumkunse baska bir dil daha ogrenebileceginiz bir okulu tercih edin.

    burs olanaklarini hemen kontrol edin, gec kalirsaniz ve planlamazsaniz sonuclari buyuk olabilir.

    aylarca derse gitmeyen insanlardan olmayin. sadece 4-5 seneniz var. emin olun hayatiniz en guzel donemi olacak nerede olursaniz olun. her olanagindan faydalanin.

    kuluplere katilin, etkinliklere dahil olun vaktinizi degerli seylere ayirin. bunlar size hayatta paylasacak cok deneyim katacak. tahmin ettiginizden fazla.

    yoksa sacma egitim sistemimizden dolayi hemen bir hobi edinin. spor olur, muzik aleti calmak olur, dans olur, dalis olur ne olursa. kendinize dersler disinda farkli yonler katin.

    her saniyesini doya doya yasayin, tembellik yapmayin, sonra o gunleri cok ozleyeceksiniz ^:swh^
  2. baslamayin bitmiyor adeta kabus içine çekiyor
    girişimci olun para biriktirip iş açın bi kaç arkadaş dahil ettin mi yürür gider dedi girişimcilik dersi hocamız ..
    belit
  3. giriş-çıkış'ın en yoğun yaşandığı yerlerden birisidir üniversite. mesela şimdi siz girdiniz yarın finaller girecek çok şey etmeyin yani.
  4. okulun ilk günü herkes eş kapmaca derdindedir. ilk gün kaptın, kaptın, yoksa sittin sene sevişemezsin. ikinci üniversitemi okuyorum sırf bundan dolayı. ilkinde çok acemiydim, herkes buldu kendine, bir ben sap gibi kaldım ortada. ama bu sefer kararlıyım, kırmızı hissediyorum acun bey..
  5. kimseyle takılmam, gözlem yaparım diyorsanız ilk birkaç ay başka yerlerden insanlarla tanışın bari. zaman geçmez o okulda.
  6. kimseyi dinlemeyin. kendi yolunuzu kendiniz kesfedin.
  7. ilk yıl çevreyi geniş tutun sonra aradan kafına yatanlarla devam edin zaten ilk yıldakilerin çoğuyla görüşmeyeceksiniz. üniversite arkadaşlıklarının samimiyetsiz ya da okul bitene kadar olduğu söyleniyo genelde öyle olanı da olacak hayatının her alanında bulunmasını isteyeceğin kişilerde. ilk yıl erasmus, yandal, çiftaanadal falan ortalarda gezinmeyin sonra 1.9 2.4 gibi ortalamalar olunca kendinizden utanırsınız. yavşak gibi her ortamda olmaya çalışmayın muhabbetiniz olsun ama bokunu da çıkarmayın. ergenlikten çıktım ilişkiye hazırım diye herkese yürümeyin. hocaların götünde not için gezmeyin kalmazsınız nottan daha önemli şeyler var. spora kursa ıvıra zıvıra başlayın ama fazla para ödemeyin peşin çünkü bırakıcaksınız. her önüne gelene abi abla demeyin. kendinizden durumunuzdan utanmayın olduğunuz gibi takılın. gidip milletten borç alıp sonra üstüne yatan tiplerden olmayın tenezzül etmeyin ota boka.
    hee bu arada beyler çevrenizde teklif eden kızlar olabilir ya da bu tür şeyler duyup oluyomuş diye gaza gelebilirsiniz ama size kimse teklif etmicek ;)) kızlar siz de az açılın ya hoşlanınca belli edin anlayacağımız şekilde hayat müşterek, eşitlik deyip böyle işine gelince pozitif ayrımcılığa kaçmak yakışmıyor
    wtf
  8. dört ya da iki sene boyunca yaptığınız şey; makara, eve çıkalım muhabbeti ya da çalışmadan geçeyim hayalleri olmasın. çok klişe ama o yılları bir daha bulamayacaksınız. bir gün okulu ekeyim arkadaşlarla takılayım barda, cafede derseniz bir bakarsınız dört seneyi öyle yemişsiniz. böyle olmayın. insan nefesini tutup bir düşünmeyince hayatın nereye aktığını fark edemiyor. o yıllar sonunda hasbelkader geçilmiş derslerle ortada kalırsınız. yaşadıklarınız sizi şekillendirecek, özgüven, kendine saygı kazandıracak. özgürlüğün anne baba parasıyla ya da bursla elde edilemeyecek olduğunu kabullenin. üniversite kazanıp şehir değiştirince birileriyle beraber olabilirsiniz, dersi ekebilirsiniz. ama bunlar kendi inisiyatifiniz değildir asla. virginia woolf'un dediği gibi kendinize ait odanız olsun. buna ulaşabilmenin ne anlama geldiğini öğrenmeye çalışın. ayrıca "buna" okuyarak da sahip olmak zorunda değilsiniz bu yüzden neyin sana iyi geleceğini düşünmeye başla.

    film izleyin, kitap okuyun, gezin gibi şeyler söylemek saçma. ama bunları yaparken kendinizle nasıl bir bağ kurduğunuzu unutmayın. babam zevk odaklı bir hayatın bir süre sonra insana anlam ifade etmeyeceğini, çiçek sulamak bile olsa kendimi değerli hissettirecek bir aktivite bulmamı söylerdi. bu aktivite kitap da olur sinema da olur çiçek sulamak da olur. çok fark etmeyecek. kendine saygın ve güvenin bu küçük alışkanlıklarla şekillenecek.

    bunları bu yaşımda neden yazdım bilmiyorum açıkçası. öğüt almak da vermek de nefret ettiğim bir olay. ben lisansta hangilerini yapabildim nelerde kaldım gibi bir özeleştiri oldu.
    sezgi
  9. kaç puan yapmış olursanız olun, hangi üniversiteye girmiş olursanız olun; üniversiteden çok bişey beklemeyin. kendinizi gerek alanınızda gerekse bireysel olarak geliştirme derdindeyseniz bunu kendiniz yapın. öteki türlü ortalama altı olursunuz. biraz emek harcamak lazım.