• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
uygar dünyanın ilk yıkılışı - haldun aydıngün
m.ö. 1200 yılı civarında, doğu akdeniz bölgesini kaplayan uygar dünya, 20-30 yıl içinde yok oldu.

mikenlerin tüm sarayları yakıldı, mısır dışındaki bütün büyük kentler ve daha küçük binlerce yerleşim tamamen yok oldu. hitit imparatorluğu tarihten silindi. hitit çivi yazısı, miken linear b yazısı bir daha hiç kullanılmadı. mısır firavunları denizden saldıran ve vikinglerinkine benzeyen teknelerle gelen kavimleri güçlükle durdurabildiler. ancak yavaş ama geri dönüşü olmayan bir çöküşten onlar da kendilerini kurtaramadılar.

oysa m.ö. 1200 yılı yaklaşırken doğu akdeniz bölgesinin büyük krallıkları daha önce tarihte eşi görülmemiş bir uygarlığın tadını çıkarıyorlardı. miken, hitit, mısır krallıkları lüks saraylar, tapınaklar inşa ettiriyorlar, birbirlerine çok özel hediyeler gönderiyorlar, uluslararası zengin bir ticaret ağı ingiltere’den, orta asya ve malezya’dan kalay taşıyor, süs eşyası olarak kullanılan amber, baltık bölgesinden getiriliyordu.

uluslararası ilişkilerde akadça ortak diplomasi dili olarak kullanılıyordu.bunların ardından tüm bu yıkım nasıl ve neden olmuştu?


  1. haldun aydıngün'ün ufuk açıcı kitabı. milattan önce 1200'den önce doğu akdeniz-levant bölgesinde yer alan, önemli ölçüde merkezileşmiş büyük medeniyetler(burada däniken tipi uzay medeniyeti zırvalıklarından değil, bronz çağı imparatorluklarından bahsediyorum) vardı. ancak bronz devrinin sonunda m.ö. 1200 civarında bu medeniyetler sebebi tam olarak bilinmeyen bir şekilde eşzamanlı olarak çöküp yerini, özellikle anadolu'da, 300 yıl kadar süren, yazı, güzel sanatlar ve merkezi otoritenin olmadığı, hakkında adamakıllı bilgi edinilemeyen bir "karanlık çağ" bıraktı.

    yakın zamana kadar bu çöküşün sebebi, temelini sadece mısır'daki bir hiyeroglifin üstünkörü yorumlanlamasından alan bir "deniz kavimleri istilası" teorisiyle ilişkili görülüyordu. haldun aydıngün ise, bu teorinin niçin geçersiz ve temelsiz olduğunu anlatıp, bu çöküşün gerçek sebeplerini disiplinlerarası bir çalışmayla oldukça etraflı bir şekilde açıklıyor. gerçekten de kitabı okudukça böylesi güçlü krallık ve imparatorlukların çöküşünün basit bir barbar kavimler istilasıyla açıklanamayacak kadar karmaşık bir kavram olduğunu ve bu devletlerin sosyal ve kurumsal yapılarını detaylıca anlamadan bu tür bir yorum yapmanın olanaksız olduğunu anlıyorsunuz.

    kitabı okumadan önce temel bir prehistoria ve arkeoloji bilgisine sahip olmanız kitabı okumanızı kolaylaştıracaktır.