1. adam gibi bir dil kursuna gidin.
    tabi ki dizi,film,muzik buyuk bir destek size ama sadece kendi cabanizla tamamen olabilecek bir sey degil.
  2. kendine sor "ben bu dili neden öğrenmek istiyorum?" de. maksadın falanca sınavı geçmek, filanca şirkete kapağı atabilecek kadar dil öğrenmekse işin zor.

    öncelikle bu angarya kafasından kurtul. sadece öğrenmek, zevk almak için, daha çok insanla iletişim kurabilmek, kendini ifade edebilmek için öğren. mesela korece bildiğim tek bir kelime var "merhaba" onu da her gördüğüm koreliye yapıştırıyorum. onlar da mutlu oluyor ben de. tek bir kelimeden bahsediyorum.

    bunu başardıktan sonra bol bol yabancı dizi izle. özellikle komedi olsun. diyalog daha bol çünkü. ilk zamanlar hiçbir şey anlamazsın ama kelime ezberi ve biraz gramerle takviye edersen zamanla diyalogları anlamaya başlarsın. belli bir yerden sonra çevirmenin hatalarını, çevrilmeyen esprileri falan görürsün. diziyi izlerken diyalogları sesli de tekrar edersen, tebrikler yabancı bir dil öğrendin.
  3. dil öğrenme konusunda zorunlu olarak akla gelen ilk lisan ingilizce olmasından mütevellit, özellikle akademik sınavlara dönük başarının anahtarı kelime bilgisidir ki bir taşla baya bir kuş indirmek için kelimeleri o dildeki eşanlamlıları ile öğrenmek en işlevsel olanıdır. örneğin ertelemek - tehir etmek anlamına gelen ''delay'' kelimesini yakın ya da eşanlamlı olan ''pastpone'' ve ''put off'' kelimeleri ile birlikte öğrenmek daha kalıcı öğrenmeyi ortaya koyar. öğrenmenin gerçekleştiğini gösteren en önemli done bilginin kalıcı olmasıdır. ingilizce kelimelerin eşanlamlılarını bulmak için tureng .
  4. bu işin püf noktası: zorunda kalmak.

    mesela sizi ingiltereye koysalar, orada tek bir türk dahi olmasa, 1 sene sonra zorla o dili konusmaya baslarsiniz. konusmak zorundasiniz çünkü hayatta kalabilmek icin bunu yapmak zorundasiniz.
  5. su an ingilizce ve almanca adına en güzel kaynak duolingo. basıt ve zevkli. eğer ingilizceye hakimseniz diğer dilleri de ingilizce olarak öğrenebilirsiniz.
  6. Kisi eger TOEFL icin hazirlaniyorsa; Turk egitim sistemine en yakin methodolojiyi veren buyuk insan Joseph`i size takdim ediyorum, buyrun>>> https://www.notefull.com/index.php
  7. nasa'nın kendi astronotlarına dil öğretmen için kullandığı programı temel alan rosetta stone dil öğrenmek isteyenler için mucize bir programdır.

    en temel seviyeden, en yüksek seviyeye kadar için belli kursları olan, ayrı ayrı pack halinde indirebileceğiniz yüzlerce farklı lehçeleriyle dil seçenekleri olan muazzam bir bilgisayar programıdır.

    isteyen resmi sitesi'den inceleyebilir.
    zfc
  8. Kendi tecrübelerimden yola çıkarak ingilizce hakkında birkaç şey yazmak istiyorum ahali.
    Öncelikle bu iş Türkiye eğitim sistemiyle öğrenilmez arkadaşlar. ortaokul-lise yıllarında çılgınlar gibi grammer öğrendiğiniz halde hiçbiri doğru düzgün kafanızda oturmadığını biliyorum.
    (bkz: geçen yaz ne yaptığını biliyorum)
    Benim öyleydi çünkü :)

    1- Öğreten kişilerin yetersizliği/yanlış yönlendirilme
    2- Öğrencilerin (çok doğal olarak) isteksizleşmesi
    (Liste daha da uzayabilir)

    Anadolu lisesi mezunuyum. 1 yıl, haftada 10 saat olacak şekilde (her gün 2şer ders) ingilizce eğitimi aldım. Nefret ederdim ve dersi sallamazdım hiç. Buna rağmen dil konusunda yetenekli olduğum için temelimi öyle yada böyle oturtabildim. Benim kırılma noktam üniversite hazırlık oldu. Bölümüm zorunlu kılmadığı halde bilerek ve isteyerek, yüzlerce insanın nefret ettiği yere gittim.
    (bkz: Anadolu üniversitesi yabancı dil hazırlık)

    Arkadaşlar bu iş geç kalınsa bile üniversitede bitirilmeli. ben 1 yılımı tamamen İngilizce'ye ayırdım. Çoğu kişinin nefret ettiği, afla geçmek için kıçlarını yırttığı yerden yata yata geçtim. Evet ya-ta ya-ta... Bunun en büyük sebebi ilgim yüksek seviyedeydi ve derslerde aktiftim. (yanlış anlaşılmasın a.ü hazırlığın çok ama çok eksiklikleri vardı ki şuan çok daha kötü durumda) Bir yılda hazırlıktan mezun oldum ama adım kadar emindim ''advanced'' olmadığıma. Haksız da çıkmadım.

    Yaz tatilinde 2 aylığına Londra/St.Giles dil okuluna başvurdum ve gittim. Dil, yurtdışına çıkmadan öğ-re-nil-mezz!!!! elbet öğrenenler vardır ama çok çok uzun süre ve yoğun bir çalışma temposuna neden olacaktır ve istenilen seviyeye gelemezsiniz arkadaşlar. Yabancı biriyle bireylerarası/yüz yüze iletişim kurmanız gerekmekte. Dil öğrenmenin en önemli aşaması speaking ve bunu ülkemizde kendi kendimize konuşarak yapamayız. Ayrıca bir dili öğrenmek istiyorsanız o kültürü yaşamanız lazım. Ben de hayalim İngiltere'ye gittim. Asıl gitme sebebim İngilizce öğrenmek değil, hayalini kurduğum yerde yaşamaktı. Hazırlıkta muhteşem bir eğitim görmediğim halde bana vermiş olduğu öz güven yeterliydi. Hayatta kalabileceğimi biliyordum. iki ay boyunca, ders çalışmadığım halde inanılmaz bir değişim yaşadım. gazete okudum, yabancı kanalları dinledim ve derslere gittim. okul okul değil benim evimdi adeta. (bu arada okulun ilk gününde dil seviyem intermediate olarak belirlenmişti :)

    Lafı fazla uzatıp bunaltmak istemiyorum. Sözlükteki çoğu arkadaş zaten Türkiye'de yapabileceğiniz çalışmalardan bahsetmiş. gayet yararlı çalışmalar. Usanmadan, ısrarla uygulamamız gerekiyor. Ama benim dahil olmak istediğim aşama; yurt dışına çıkmak.
    Yabancı ülkeye gitmekten korkanlar olabilir. Bundan doğal bir şey yok ama size şöyle bir örnek vermek istiyorum;

    ''24 yaşında brezilyalı bir arkadaşımız vardı. Adam yes-no dahil bilmiyormuş, tanıştıktan sonra yurttaki arkadaşlar anlattı durumunu. Heathrow'dan öğrenci yurduna kadar google maps kullanarak gelmiş bu arkadaş. (yaklaşık 1.5 saatlik bir mesafe arkadaşlar :)
    Ve bu adam iki ayın sonunda grubumuzdaki herkesi çok rahat anlar bir hale geldi. Gayet güzel sohbet ettik, güldük eğlendik. Ekibimizdeki iki Türk arkadaştan (özel üniversite öğrencileri) çok daha iyiydi İngilizce seviyesi. Hayatım boyunca unutmayacağım bu arkadaşı.
    Brezilyalı arkadaşın yapmadığı ama Türkler'in yaptığı o müthiş hata neydi biliyor musunuz?

    ''öğrenilmek istenilen dilde değil de kendi ana dilinde konuşmak!'' Portekizce bilen insanlar olduğu halde (bilmediği kelimeleri öğrenmek dışında) kimseyle kendi dilinde konuşmadı. hemşerilerimiz ise bildiğiniz gibi paso Türkçe... Yapmayın arkadaşlar. Eğer paranıza kıyıp bir işe kalkışıyorsanız sonuna kadar zorlayın kendinizi.

    tecrübelerimi az da olsa aktarmaya çalıştım. daha fazla bilgi edinmek isteyen arkadaşlar özelden ulaşabilir. belki ilerleyen zamanlarda merak edenler için daha detaylı bir metin de hazırlayabilirim. Unutmayın; dil öğrenerek yeryüzündeki en zevkli işlerden birini yapıyorsunuz.

    Ayrıca buradan çok güzel listeningler yapabilirsiniz!!
    (bkz: http://www.tvguide.co.uk/)
  9. çince;
    bu dili pratik olmadan çok zor öğrenirsiniz. çinlilerin arasında kalıp 3-5 ayda günlük ihtiyaçları halledecek seviyeye gelebilirsiniz. (ülkenin neresinde olduğunuz da önemli, zira bazın seslerin değişik telaffuz edildiğine sonradan şahit olacaksınız.) ( istanbul türkçesi ve istanbul türkçesi olmayan türkçe arasındaki farktan biraz daha sıkıntılı bir durum)

    ha ben yazmayı da öğrenmek istiyorum diyorsan orasa duracan!
    o kadar çok karakter var ki...

    aynı şekilde olup aynı telaffuz edilip farklı anlamlara gelenler mi dersin, 15-20 farklı anlamı olan karakter mi dersin ... yani yazmak zor iş
    ama ben öğrenmek istiyorum dersen:
    cinde bir universiteye kaydolacaksin. en az 3 donem okula gideceksin. defalarca yazacaksın.
    boyle boyle 2 sene sonra sen de beginner- elementary duzeyinde yazıcı elementary duzeyinde de konusmaci olarak bu kervana katilirsin

    universiteye vs gidemem diyorsan bunlara 2 şer sene ekle
  10. bir dili öğrenmenin en iyi yolu o dilin konuşulduğu yerde öğrenmektir çünkü kendinizi konuşmak için zorlamanız gerekir.
    eğer üniversite öğrencisi iseniz aşağıda yazdığım imkanları mutlaka denemenizi öneririm.
    1- erasmus: avrupa için öğrenci değişim programı
    2- mevlana: diğer ülkeler için öğrenci değişim programı
    3- work and travel: amerika'da yaz ayları için çalışma programı
    4- work and holiday : avustralya için çalışma programı