1. sevgili günlük. bu sabah her şey planlı programlı olacak dedim ve hayat yine yanıltmadı o planın içine... bal damlattı afedersin. bu da hayatın bana koyver gitsin deme şekli sanırım
  2. ne iyi yaptım vapura binmekle. kendimi tebrik ediyorum. bozkır bir kentten gelip deniz görmek ne güzel. nasıl özlemişim. şu an salak gibiyim günlük ama ruhum sakinleşti. iyi ki eserikli aklıma uydum. aferin bana.
  3. sevgili günlük
    bugün anı yaşadım. kim ne der ne söyler diye düşünmedim bu sefer. arkadaşlarımı zorlayarak bir grubun konserine götürdüm -kırmadılar iyi ki varlar konu bu değil- mekan kötüydü ama umursamadım. yarınım yokmuş gibi oldu bir kaç saat. şükrettim bugünüme , yarına kader kısmet. eksiklerim çok , gediklerim ondan fazla ama düşünmek çözmeye yetmiyor. eylemler de suya düşüyor. o zaman sezen ablacımla az biraz daha efkarlanayım gün bitmeden
    /kendini seçemiyorsun
    bırakıp kaçamıyorsun
    yazmadığın bir hikayede uzun ya da kısa vadede
    yaşayıp öğreniyorsun
    öteki olabilmeyi yerine koyabilmeyi
    geride durabilmeyi öğreniyorsun/
    iyi geceler
  4. annemin günlüklerimi okuduğunu bildiğimden beri yazmıyordum (10 -15 yıl oldu sanki ) ama içimde tutarsam düşüncelerim beni yiyip bitirecek.
    kişisel günlük gibi düşünün ister okuyun ister okumayın , çokta şeyapmayın.

    bir kaç gündür ev kalabalıktı . apar topar bir telefonla hayat düzenim bir anda değişti , ve artık ara ara değişecek. baya bir yoğunken gelen telefonla bırakıp gittim işi . akrabalarımızdan birinin çocuğu kaza geçirdi daha 18 inde değil ve yoğun bakımda. benim bulunduğum şehire getirmişler teşekküllü bir hastane bulunmadığı için. ve tanıdıkları yok. yardım edeyim diye çıktım. aile çok fena . babasını da severim iyi adam bana hep çok temiz kalpli biri gibi gelir. bizim orda çakal tipler çoktur ama bu aile öyle değil , kendi halinde kendi işinde gücündelerdi. hastalıklar da hep bu aileyi bulur ya neyse. gittim hastaneye varmışlar. abiyi gördüm adam ağlıyor karşımda kardeşim şöyle olmuş böyle olmuş. çocuk tatildeyken kaza olmuş adamın haberi yok zaten.nasıl teselli vereceğimi bilemedim. geçer dedim bir doktorlarla konuşalım. arkadaşlarım vardı az çok durumu öğrendik filan sağlıkçı olduğum için -çok anlamasam da - anlattılar durumu. pek umutlu konuşmadılar. gencecik çocuğa mı yanayım aileye mi yanayım. zaten ben haber bile izlerken daralan biriyim dayanamıyorum böyle şeylere kafam allak bullak oldu. ağlayamıyorum da hay ben şu huyuma.! başıma ağrılar girdi tabi sıkıntıdan ellerim bile zor tutuyor. arabayı nasıl kullandım bilmiyorum. korktum kendimden ama iş başa düşünce sakin kalabiliyormuşum anladım. çocuğun yanına almıyorlar tabi yoğun bakımın kapıda oturup duruyor herkes. dedim bana gidelim abi akşama aile geldi filan evde yas havası . ortamı umutlandırmaya çalışıyorum ama biliyorum ki pek iyi değil gidişat . düşünüyorum diyorum hazırlansalar bu duruma da psikolojik olarak ama denmiyor insana öyle şeyler , nasıl diyeceğim? . abinin kardeşine dedim böyle diyorlar diye. biliyor herkes ama anne babaya söyleyemiyor. bir yandan umut tükenmez diyorum ama işte ne bileyim. sonra diyorum ki iptal olan tatilime yanarken , yetiştirmem gereken işlere kafa yorarken, boka saran özel hayatıma üzülürken, neden bu kadar yükleniyor hayat bana derken.. bir fragman çıktı karşıma. dedi ki yaratıcı sen derdi ne sandın al sana dert! ! şimdi gittiler. pansiyon ayarlamaya çalışıyorlar çocuğa biraz daha yakın. bakalım sonrası ne olacak .
    velhasıl hayat benim sandığım gibi değilmiş. dua edin lütfen
  5. yine bir iç dökmesi , bir buhran anları falan filan ....
    o bahsettiğim çocuk ölmüş. içim el vermiyor gencecik çocuğun bir anda uçup gitmesine. yapıcam anasını satim mağdur edebiyatı da yapıcam. hak etmiyordu o çocuk ölümü , daha yaşayacak çok güzel günleri vardı onun, ailesinin. anlayamıyorum. ağlayamıyorum içime yine bir öküz oturdu. dürtemiyorum o öküzü. kalk git oğlum diyemiyorum. yer etti kendine. diğerlerine destek olmak için daha sakin, daha makul kalmalıyım sanki. ama bir an geliyor işte o zaman kaçacak delik arıyorum. ne yapılır böyle durumlarda hiç bilemiyorum. ben, içim neyse dışım da öyle olan ben, duygularımı bastırmak zorunda kalıyorum sevdiklerim için. yine makul, yine mantıklı . koyverip gitsem , dağıtsam? hakkım yok gibi sanki ,koyvermek birinci dereceden yakınların işi gibi ben biraz uzak kalıyorum. dünya ! anlamaya çalıştığım , yaşamaya çalıştığım bu alem beni her gün biraz daha şaşırtıyor, büyütüyor, büyülüyor, değiştiriyor. hayrolsun
  6. tam da 4 ekim de kedi sahiplendim.bir kuş besleme girişimim olmuştu yakınlarda malesef hüsranla sonuçlandı.her şeyini doğru yapmıştım halbuki lakin bazen fazla sevgi de yetmiyormuş anlamış oldum. neyse kedime dönelim. ani bir kararla sahiplendim sokaktan. acaba yine bakamam mı diye düşündüm ama şimdilik gayet anlaşıyoruz. tekir kendisi. minnoş bir ev kedisi değil sokak kedisi bildiğiniz. yaramaz ,çirkin, minnak ve sevgi dolu. oyuncu canavar ellerimi mahvetti hep çizik . şimdi uyuyuşunu seyrediyorum. ilk defa bugün bana masaj bile yaptı hani şu partileriyle yapıyorlar ya. nasıl mutlu oldum. ❤️ ellerimin acısından yanlış mı yaptım diye düşünüyordum ta ki bu güne kadar. bir nefes bile nasıl değiştiriyor insanı. gözlerimiz bunca açıkken kusuru ve kötüyü görmeye dayanamıyorum. vadedilmiş bunca güzellik varken kötüyü seçenleri anlamıyorum. sanırım bu iş anlama işi değil.