1. bugün sınıftaki en yakın arkadaşım ile telefonda tam bir saat konuştum. bu benim için büyük bir başarı.
    tabi son dakikalara kadar öyle sanıyordum. hele de konuşacak bir şey kalmayınca kitaplardan bahsetti, bana da birşeyler önersene falan dedi. nasıl sevindim bilemezsin, öyle heyecanlı bir kaç tane kitaptan bahsettim işte. sonra o korktuğum konuyu açtı. belki de bir saat boyunca o konuyu konuşmak için konuşuyordu benimle, bilemem ki.
    ve en sonunda onun hoşlandığı biri hakkında konuşmaya başladık. işin kötüsü benim böyle konularda çok tecrübeli olduğumu düşünüp fikirlerimi soruyor. değilim, yani onun düşündüğü gibi fikirleri dinlenilecek biri değilim.
    gerçekten içimden geçenleri söyleyebilsem keşke ona. kendime söylediklerimi ona da söyleyebilsem. söylersem onu da kaybetmekten korkuyorum.

    ne garip bir şey birbirini sevmek. hiç bir zaman kesin bir mutluluk olmuyor. bazen başlamadan bitiyor. bazen bir süre sonra bitiyor. en sonunda bitince çekilen acı süreyle doğru orantılı artıyor. ve her zaman da sondaki acı, o zamana kadarki mutluluktan fazla oluyor.

    keşke bunları ona söyleyebilsem ama ben tam tersini söylüyorum. onun duyunca mutlu olacağı şeyleri söylüyorum. bir anlık onu mutlu görünce ben de çok mutlu oluyorum. kendimi mutlu etmek için bencilce ona yalan söylüyorum belki ama gerçeği söylersem fayda etmeyecek sanıyorum ya da kendimi öyle kandırıyorum.

    ben onun yerinde olsam beni hiç dinlemezdim.
    nagan

mesaj gönder