1. çok yakın arkadaşım babasını kaybettiğinde yanındaydım ,ağlamaktan gözlerindeki yaşlar bitmiş,göz altları mos mor, anlamsızca etrafa bakıyordu doyamamıştı babasına genç yaşında bırakıp gitmişti onu. bana sürekli ondan bahsetti utangaçmış, geceleri odasına girip onu izlermiş öpermiş alnından oda uyanırmış ama çaktırmazmış utanmasın diye . babasından bir şey istediğinde kızarmış söylenirmiş ama yinede yaparmış her istediğini. her gün saat 20.05 de gelir koltuğuna uzanır gazetesini okurmuş . hep adıyla hitap edermiş kızına ta ki ölmeden 1 ay öncesine kadar , öleceğini bilir gibi her gün son kezmiş gibi sarılmış ''kızım'' diye seslenmiş . kızı tatildeyken yatağına yatarmış kokusunu almak için ve son kez aramış kızını '' nasılsın iyi misin ? , kendine iyi bak kızım''... ve ölüm haberi gelir iş yerinden akciğer kanserinden vefat etmiştir. haberi aldığımızda akciğer kanseri olduğunu bilmiyorduk kimseye söylememişti hastalığını kendinden başka , kızı sınava hazırlanıyor üzülmesin diye , tedavi istememiş hastanede yatmamak için, çalışmaya gitmiş her gün ailesine para bırakmak için .haberi öğrendiğinde yıkıldı , inanamadı , inanmak istemedi ama fark etti artık kızım diyen biri yoktu, saat 20.05 de kapı çalmayacaktı artık...

    sonra fark ettim ki babama yeterince sarılmıyorum onu yeterince öpmüyorum , eve geldiğinde kapıda karşılamıyorum , bu olay bana farkındalık yarattı ve artık onu mutlu edecek şeyler yapacağım ve onun istediği biri gibi olmaya devam edeceğim . sadece babam için değil ailem için. sizde babanızı sevin ve hemen şimdi alın elinize telefonu arayın nasıl olduğunu sorun, onu sevdiğinizi söyleyin ...

mesaj gönder