• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.91)
mülksüzler - ursula k. le guin
romanım mülksüzler, kendilerine odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. isimlerini toplumlarının kurucusu olan ododan alıyorlar; odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı.odoculuk anarşizmdir. sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. aşırı sağın sosyal-darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski taocu düşüncede öngörülen, shelley ve kropotkinin, goldmann ve goodmanın geliştirdiği biçimiyle. anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlakî ve ilkesel teması ise işbirliğidir (dayanışma, karşılıklı yardım). tüm siyasal kuramlar içinde en idealist olanı anarşizmdir; bu yüzden de bana en ilginç gelen kuramdır. ursula k. le guin...vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. devrimi satın alamazsınız. devrimi yapamazsınız. devrim olabilirsiniz ancak. devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir. konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı. (vikitap)
  1. "acı var. gerçek. ona yanlış anlama diyebilirim, ama var olmadığını veya herhangi bir zamanda yok olacağını varsayamam. acı çekme, yaşamımızın koşulu. başına geldiği zaman fark ediyorsun. onun gerçek olduğunu anlıyorsun. tabii ki, tıpkı toplumsal organizmanın yaptığı gibi, hastalıkları iyileştirmek, açlık ve adaletsizliği önlemek doğru bir şey. ama hiçbir toplum var olmanın doğasını değiştiremez. acı çekmeyi önleyemeyiz. şu acıyı, bu acıyı dindirebiliriz, ama acı’yı dindiremeyiz. bir toplum ancak toplumsal acıyı - gereksiz acıyı - dindirebilir. gerisi kalır. kök, gerçek olan. buradaki herkes acıyı öğrenecek; eğer elli yıl yaşarsak, elli yıldır acıyı biliyor olacağız. en sonunda da öleceğiz. bu doğuşumuzun koşulu. yaşamdan korkuyorum! bazen ben- çok korkuyorum. herhangi bir mutluluk çok basit gibi gelior. yine de her şeyi, bu mutluluk arayışının, bu acı korkusunun tümüyle bir yanlış anlama olup olmadığını merak ediyorum... ondan korkmak veya kaçmak yerine onun... içinden geçilebilse, aşılabilse. arkasında bir şey var. acı çeken şey benlik; benliğin ise - yok olduğu bir yer var. nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. ama gerçekliğin, rahatlık ve mutlulukta görmediğim, acıda gördüğüm gerçeğin, acının gerçekliğinin acı olmadığına inanıyorum. eğer içinden geçebilirsen... eğer sonuna kadar dayanabilirsen..."

mesaj gönder