1. "bu yeni dalganın acısından kurtulmak için ortak hatıralarımızla, onların havasıyla dolu bir eşyayı içgüdüyle elime alıyor ya da ağzıma sokup tadıyor ve bunun acıma iyi geldiğini keşfediyordum. mesela o zamanlar nişantaşı pastanelerinde çok yapılan ve füsun çok sevdiği için buluşmalarımıza getirip ona ikram ettiğim cevizli, kuş üzümlü ayçöreğini ağzıma almak, aklıma çöreği birlikte yerken gülüşerek konuştuğumuz şeyleri (merhamet apartmanının kapıcısının karısı hanife hanımın füsun'u hâlâ üst kattaki dişçiye gelen hasta sanışını) getiriyor, bu da beni neşelendiriyordu. annemin dolaplarından birinde bulduğu eski bir el aynasını mikrofon gibi eline alıp ünlü şarkıcı (ve sunucu) hakan serinkan'ın pozlarını taklit ederek oynayışını; çocukluğunda, terzi annesiyle bize geldiğinde, annemin oynasın diye verdiği benim oyuncağım ankara ekspresi treniyle çocuk gibi oynayışını; çocukluğumun bir başka oyuncağı uzay tabancasıyla birlikte oynarken her tetiklemeden sonra tabancanın dağınık odanın bir köşesinde kaybolan pervanesini gülüşerek arayışımızı, bu eşyalar tek tek elime gelince hatırlıyor ve teselli oluyordum."

    güzel hatıradan kalanlar.

mesaj gönder