1. yüz yıl geriye gittiğimizin belkide en somut göstergesidir, türk kızına ait içi boş ya da cılız yapılmış tanımlar. ister muhafazakar olsun ister elinde kitap, iki kelam etmeyi bildiğini sanan, plaza katlarında kadınların etek boylarıyla günü kurtarmaya çalışan entel görünümlü şuh delikanlı olsun; aile yapılarımız birbirinden çok farklı olmadığı için ve de mevcut düzen artık bunu böyle dayattığı için "türk kızı" her zaman kucaktan kucağa itilen bir tanımın pençesinde cebelleşecektir. burada söylenen hadsiz ithamları çürütmek, münakaşa etmek, kızmak, darılmak, ama öyle değilken böyle ... gibi savunmaya dönük tanımlar yapmak nafile. kadınlarımızın her zaman da dediğim gibi kendi değerlerini arttırmaları yönünde bilinç kazanmaları, psikolojik şiddette en iyi şekilde cevap verip bertaraf etmeleri gerekiyor başlarına gelmeden. yoksa erkeklerin ellerinde kızılcık sopası misali her gün on posta açılan başlıklarla yerden yere vurmalarıyla, sözlük vs. gibi ortamlarda kol gezen klavye delikanlılarıyla sidik yarıştırarak bir şeylerin düzeleceğini ummak; suya yazı yazmakla eş değerdir.

    yalnız çok üzücü bir nokta da varsa ki; bu tip ve benzeri düşünen kadın ya da erkeklerin bir gün çiftleşme yoluyla bir araya getirdikleri o yavrucakların da farklı bir kafaya sahip olamayacağı. ya da bu kafa yapısında olan ebeveynlerle; horlanan, her gün ikinci sınıf insan muamelesi gören ezilmiş bir birey olarak tekrar toplumda zuhur etmesi ne acıdır.

mesaj gönder