1. şakıyorum hödüklerce hırpalanmış kadınları
    onların diri güzelliğini, ‘dellenmemişliğini’ onların
    bir yatakta uzanan giulia’nın şarkısını şakıyorum
    mezmurlar teranesini, “yenmiş” ruhların
    ağır ruhlar sürüyen giulia’nın bildik şarkısını
    insanî bir yasanın şarkısını, onanmamış, tanrı tarafından
    şakıyorum ak kristaller üstündeki o korkunç yumrukları
    çetecilerin çürümüşlüğünü, yumruklarını ergenliktekinin
    şehvetle açılmış bacak aralarını
    şakıyorum girdiğimde bir ‘ceset’in peydahlandığı çatısız ahırları
    kristal küreyi “büyülenmiş” bir ağız için
    şakıyorum beyaz’ın memesini, bir adamın elinde artık pörsümüş
    onun yatakta açılmış narin bacaklarını şakıyorum
    benzeyen vücuduna bir adamın, bir zamanlar tuzlu
    aşka gebe ama herhangi bir kadınınki gibi
    şakıyorum güzel yaşam’ı, hödüklerce hırpalanmış
    atılmış bir minderin üzerine, ağır demirlerle atılmış
    ve sövgü borasını, onun mevsimsizliğini şakıyorum
    bu büyük uğursuzluğun gölgesinde yaşamış kadını
    onun acı dolu endamını, dölyatağındaki sıcaklığı
    psikiyatride bir koltuğun üzerinde patlamış kızlığını şakıyorum
    tüysüz genci, beni çekip almak isteyen
    şakıyorum o hortlak hastabakıcıların değnekle dürtüşünü
    elinde bir adamın kıllanmış ve bilenmiş
    sıyırmış hayasız yanaklarını kırılgan genç kızların
    ve peçeli merhameti, kaba ellerce yoklanmış
    şakıyorum deniz hastanesinin saçma şiddetini
    psikiyatrinin dövülmüş soyların
    düşsel, şüpheli mahkemelerinde uzandığı
    şakıyorum tekdüze uğursuzluğu, dillere gem vuran
    ve yat limanında yol göstermeyen bir deniz fenerini
    şakıyorum vücudu kavrayan yatağı, gaz bezinden yorganı olan
    ve bir simge-doktoru, daimi küskün
    kalkık burnu ve şiddetini hastabakıcı piçlerin
    şakıyorum rüzgârın hoyratlığını, bir demir boyunca
    ısırgandan bir yatağın üstünde çıldıran yegâne aşkında
    yitmiş kadın cevherimi şakıyorum
    o her şeyin olurunu, biricik bir sokak boyunca
    hüzünlü bir serüvenin misereresini* şakıyorum
    kamçılı ellerin sulanmış kasıklar aradığı
    şakıyorum o kırılmış adamların arsızlığını
    kadınları pataklayan rüzgârın şehvetine
    şakıyorum güzel yaşam’ın dölyatağındaki binlerce bıçağı
    kâbil’in insafına kapkara perdelerle inmiş
    ve şakıyorum acılardan kaçgın acımı
    hayat denen zırva
    şiire varan yol için

    * miserere: 51. mezmurun bestesi.

    italyanca’dan çeviren:

    ilker şaguj

    (bkz: kadınlara şakıyorum)