1. ankara'yı sevmeyenleri ankara da sevmiyor aklınızda bulunsun. öyle hisli bir kent.
  2. dertliyim soğuk öpüşlerinden
    dertliyim senden ankara.
    üstüne şiirler yazdığım,
    uçurtmam semalarında kaldı
  3. varsın haddimi aşayım, yahya kemal'in haksızlık ettiği, halt ettiği şehirdir. alışmak zordur, ama alışanın istanbul'a alışması daha zordur. misal, yahya kemal'in caanım istanbul'unda 16 yıl boyunca kaldığı park otel bile artık "bosphorus"...

    (bkz: şimdi ve sonra - yeni türkü)
    mesut
  4. yılmaz erdoğan'ın "ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
    bu kadar insanın neden ankara'yı sevdiğini anlamadan
    ankara'da yaşamak." sözüyle aslında bayağı ipucu verdiği birilerine inat "güzel" şehir. ankara, isminde bile biraz kasvet var. tekdüzelik, gereksiz ciddiyet ve sakinlik var... daha canlı şehirlerden ankara'ya gelen insanlar genelde memnun kalmazlar. çünkü kendi şehirlerinde olan şeyleri ankara'dan da beklerler. fakat ankara kimseye eğlence vaat etmez. sadece düzen vaat eder. bir de aşk vaat eder. öyle güzel yaşanır ki ankara'da aşk. belki de dünya'da sayılıdır aşkın bu kadar yoğun yaşandığı şehirler ve ankara onlardan biridir. sevdiceğinizin elinden tutup, karanfilden tee seğmenler parkı'na kadar bir yürüyün, bunu bir yapın, sonra bana haklısın deyin.
  5. sinestezik ve subjektif bir tespit olacak belki ama ankara'da ankaray ve metroların, daha doğrusu ankaray ve metro duraklarının tadı var. hele ne zaman kızılay durağında, özellikle güvenpark çıkışında olsam ya da buraların ismini bile duysam sadece, aynı tat yayılıyor ağzıma.

    ankara'nın tadına bak, gözlerimin yaşına bak, dırınım dım...
  6. bu çarşamba bir günlüğüne ziyaret edeceğimiz şehir. oradan trenle diyarbakır'a yolculuk edeceğiz. bu iki şehirde de dostluklara misafirperliklere son derece açığız. 14 şubat'ta ankara'da tunalı hilmi de bira içmeyi, 16 şubat'ta diyarbakır devlet tiyatrosunda kafka tebeşir dairesini seyretmeyi planlıyoruz. özellikle diyarbakır'da ne yapar ne ederiz fikirler lazım.
    abi