1. bir insan bir insanı ne kadar sevebilirse o kadar seviyordum herhalde, en azında kendi top noktamdı. tabii ilişkim bitti ve ben üç yıldır aşk acısı çekiyordum (bu süre zarfında ara ara konuştuğumuz için unutmaya fırsat olmuyordu)(bir kaç geri dönme polemiği de oldu), aşk acım bitti şimdi de ilişki istiyorum hatta onu da geç birisini platonik olarak bile sevsem yeter yani, o bile yok. hayat beyle. patlamadan sonra iyi misin diye araması, dışarı çıkma falan diyişi bir anlık böyle içimdeki sevgi kelebeklerini uçuşturacak sandım ama herif öyle bir yangın yeri yapmış ki kelebek kanat çırpsa her yer kül oluyor, öksürtüyor. sonraki patlamada da ben aradım iyi misin diye (%49 adetten) öyle biraz konuştuk. baktım başta güzel gibi sonra o konuştukça ben yine kül soluyor gibiyim. eeğh dedim yalama olmuşuz.
  2. doğru tanımlamayı şöyle yapmak gerekir; eğer aradığınızda hayır diyeceğine inanmadığınız biri varsa, aşk acısı içerisinde değil, endişe barındıran bir umut içerisinde olursunuz. o durumu kaybetmek istemezsiniz arayarak, asıl aşk acısı hayır cevabını aldıktan sonra başlayacaktır çünkü. yaşamayanı yoktur. öldürmeyen acı güçlendirir, he deyin geçin.

    ne çok önemsiyoruz sevilmeyi/beklenilmeyi/önemsenmeyi. varsınlar sevmesinler önemsemesinler. ne eksiltir ki? hihi
  3. öldürmüyor ama süründürüyor bir süre inkar edemem. ama çok normal geliyor bana bilmiyorum öyle ya da böyle hangi taraf olursan ol ayrılan veya geride kalan, hayatından bir şeyler paylaştığın birisi çıkıyor ve bunun için üzülmek kadar normal bi şey olamaz. bu acının seviyesi paylaşılan şeylere ve kişiye olan sevgiye göre değişir ama kesinlikle hep bir şeyler öğretir. nasıl güzel şeyler varsa elbet kötüleri de oluyor acı çekmekten bu kadar korkmamak lazım. sevmekle, öğrenmekle her şey. ve gelen giden herkesin insana kattığı şeyler var. yeter ki saygı eksik olmasın. o acı kısmı geçtikten sonra insan güzel şeyleri hatırlayıp önüne bakabilmeli.
  4. "sızısı günü gününe tüssülenen o ilkten, bir her şeyden beri
    hüngür zıkkım mı ne aşk acısı
    ne yani, var mısın
    birtakım hayaletleri kimi eğri tablolara, portrelere
    el altından sokan müzayedecinin
    uyanıklığından mı ağır,
    ne yani, ben varsam sen de var mısın?" (bkz: oladı mecnunâne)
  5. "yaşamayı öğrenmek bizim icin geçti çoktan
    ağlasın gece içinde kalplerimiz yan yana
    en küçük şarkıyı mutsuzluktur kurtaran
    her ürperiş borçlu baştan bir hayıflanmaya
    ve gitar havası beslenir hıçkırıkla
    mutlu aşk yok ki dünyada "
    l.aragon
    bulut
  6. ''asiında annem seni aniatır dururmuş çocukiuğumda ve her masaia seni aniatarak başiarmış; bir varmış, bir yokmuş.''

    ''ne diş ağrısı ne dii yarası etkiii oimamıştı hayatımda bana bıraktığın aşk acısı kadar, sebepsiz değii ağiadığımda gözyaşiarım adını yazıyor kurumuş toprağa.''
  7. bende fazla olmayan bir durum 4 yıllık ilişki bittiğinde 1 hafta sonra kendime gelmiş ve hayatıma normal olarak devam etmiştim.
  8. aşk acıtmaz, aşk mutluluk verir, acıtan şey aşk değildir.
    aşk yok olmaz, ne olursa olsun tekrar yazıyorum ne olursa olsun varlığını devam ettirir. devam etmeyen şey aşk değildir.
    aşk tek kişiliktir. başka başka aşklara yelken açanlar yelkenlerini başkalarına açsalar da aslında aşka açmazlar.
    aşk satın alınacak bir obje değildir. aşka karşılık aşk beklemek onu satın alınan bir objeye dönüştürür. aşka karşılık aşk bekliyorsanız ortada zaten sizin aşkınızdan bahsedilemez.
    aşk zihnin işi değildir. aşk gönlün işidir. zihin aşkı algılayamaz, aşkı algılayan şey gönüldür. aşık bilir ki aslında tüm evrende aşık olduğunu sandığı kişi de sadece kendisidir.
    aşk başkada saklı, ben sende.
  9. geçiyor geçiyor insan bir kez sevismeye görsün hemen geçiyor.