1. şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar, şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

    - araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. o paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?

    avukat bir süre düşündü, sonra:

    - önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?

    görevli utandı:

    - şey, hayır.

    - sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu?

    görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti:

    - ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?

    görevli yerin dibine geçmişti, sadece;

    - hayır, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mırıldanabildi.

    avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:

    - pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?