• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.16)
aylak adam - yusuf atılgan
her şeye "karşı" duran, "karşı" çıkan, "karşı" olan bir adam... aylak adam... bir adı bile yok. "c." diyor yusuf atılgan kısaca.insan her şeye bunca "karşı"yken kendine de "karşı" olmadan nasıl sürdürülebiler bir "karşı" yaşamı?c., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.


  1. farklı yayın evlerinden 4 baskısı vardır(varlık1959, bilgi1974,iletişim1982, yky2000). ayrıca yky’nın 2009 yılında kitabın 50. yılın için 3000 nüshalı ciltli özel baskısı mevcuttur.
    her baskının kapak resimleri ve arka kapak yazıları birbirinden farklı ve güzeldir. iletişim yayınlarının yaptığı baskının; sokak lambasına yaslanmış aylak adamın şehri seyrederken resmedilmiş kapağı kitabın ruhunu en iyi anlatandır. ayrıca iletişim baskının sonunda, selim andak’ın yusuf atılgan ‘ la yaptığı cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış bir konuşma. ilhan başgöz, can yücel, sunullah arısoy ve fethi naci’nin dost dergisinde yayınlamış sohbetinin bir kısmı ve muzaffer erdost, tahir alagu’ nun dergi ve gazeteler de yayınlanmış romanla ilgili yazılıları vardır.
    yusuf atılgan’ ı tanımama vesile olan ve okuduğum her seferde yusuf atılgan’ı daha çok sevmeme sebep olan roman.
    “huzuru yaşadığı günde bulamayan insana kurtuluş yoktu.”
    ayrıca aramaya inanmak.
  2. ilk birkaç sayfada garipsediğim daha sonra "roman yazacak olsam ancak bu tür ve bu tarz yazardım." dediğim güzel kitap. keşke bu kadar kısa olmasaymış.
  3. üniversite ikinci sınıftayken idealist ve kokuşmamış, güzel bir hocam elime tutuşturmuştu bu kitabı. elimde bir hazinenin yattığını bilmiyordum elbette, okudukça oluştu farkındalık: "karıncalar bilmeden severler."
  4. adını görünce hoşuma gideceğini düşünmeme rağmen çok zor okuduğum ve sonuç olarak hoşlanmadığım kitaptır.

    adamın aylaklığından nefret ettim. çok garip bir karakter. her şeye her duruma enteresan bir bakışı var ve kendime yakın bulamadığım için sevemedim belki de. kadınlara olan tutumu, davranışı beni itti de itti. karakterini savunma mekanizması olmaktan çıkarmış insanlarla oynama derecesine getirmişti. farkında olmak güzeldir ama bunu böylesine yaşamayı sindiremedim
  5. döne döne yeniden okunası kitap. ruhunuzu rahatlatmaz tam tersine daha da huzursuz eder.
  6. okuduktan sonra hoşlanmadığını söyleyenleri hiçbir zaman anlamayacağım, yusuf atılgan'ın başyapıtı. şöyle bir yer vardır ki kitabın sonlarına doğru, insanın içini acıtır:

    !---- spoiler ----!

    çevresine bakındı. yoktu. oturma odasını da aradı. orada da yoktu. bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu. kadınlar da böyleydi. dünyada gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu.

    !---- spoiler ----!

    selam olsun sana be güzel insan yusuf atılgan.
    oz
  7. !---- spoiler ----!

    sonu umulduğu gibi bitmeyen kitaptır. devamını, yazarın diğer kitaplarında ararsınız.

    !---- spoiler ----!
  8. yusuf atılganın en sevdiğim eseri müthiş betimlemeleri var ve bu kitap benim ölçü birimim gibi birşey oldu. bir kitabı değerlendirirken bunun kadar iyi veya değil şeklinde değerlendiriyorum. bu kitap dışında canistan ve anayurt oteli kitaplarında da yusuf atılgan yalnızlık konusunu işelemiştir ve hepsinde ayrı bir tat alırsınız. yazış sıralaması şu şekildedir
    1.aylak adam (şehirde geçer)
    2.anayurt oteli (kasabada geçer)
    3.canistan (köyde geçer)