1. aşkı anlamanın tek yolu.
    sen ayrılınca ben de ayrılmış sayıldım değil mi?
    sen gidince ben de gitmiş olur muyum?
    sen ölünce ben de ölür müyüm?
    sana sonsuz aşkı sunmaya geldim. senin benimle olmanın veya benden ayrı kalmanın sana sunacağımı değiştirmesine izin vermeyeceğim. ayrılık sadece bir sanrı, tıpkı sen ve ben ayrımı gibi.
    yoooo, kağıt üstünde zaten ayrıyız. sen başka bir kelime, ben başka bir kelimeyim. aramızda bir boşluk. seni benden bu boşluk mu ayıracak? yapma. saçmalıyorsun.
  2. vara vara geldim bu kara taşa
    yazılan gelir sağ olan başa
    aman aman aman aman oy
    bizi hasret koyan gama kardaşa
    bir ayrılık, bir yoksulluk, biri de ölüm
    aman aman aman aman oy

    nice sultanları tahtan indirdi
    nicesinin gül benzini soldurdu
    aman aman aman aman oy
    niceleri dönmez yola gönderir
    bir ayrılık bir yoksulluk biri de ölüm
    aman aman aman aman oy

    (bkz: karacaoğlan)
  3. ay olmaktır dünyaya.
  4. " durdum.
    onu son gördüğümde üzerinde krem renkli bir hırka,
    duvarları rutubetli eski bir fabrika odasında,
    sağ kol dirseğinin hizasında yedi adet kalmis beyaz ciltli sigarasının kokusunda,
    sıcak bir hoşgeldin duruyordu bana dair dudağında,
    olmam gereken yerde idim o anda,
    o'nun zamanında.
    veda etmeye geldiğinde insan,
    yada veda edilirken kendisine,
    ya da terk edilirden,
    ya da terk ederken,
    bir daha göremeyeceğim olgusuna kapıldığında,
    hissettikleri yerine hissettirdikdiklerini düşünerekten,
    hep aynı güzelliği ile hatırlamak adına fazla kalamıyor yanında..
    doğru zamanda gelen yanlış insan ile yanlış zamanda gelen doğru insanın ayırımında,
    bağlanmaktan korkmadan belki başka bir hayatta,
    konuşarak kırmadan belki başka bir lisanda,
    kurtulma ümidimiz olan belki başka bir yalnızlıkta.. "
  5. bok gibi hissettiren duygu.
    ufo
  6. ayrılık denince benim aklıma binlerce teşekkürle, minnetle ve geçirilen güzel günleri anımsayarak, "ilacını almayı unutma, şu konuda buna dikkat et, o kafana taktığını da çok takma çünkü muhtemelen şöyle sonuçlanacak. kendine dikkat et, yemek yemeyi unutma. bi derdin olduğunda bana yaz." diyerek ayrıldığım eski sevgilim ve ağlamaktan yorulup uyuyakaldığım sabahın altısı geliyor. aylar sonra her şey çok yolundayken akla gelen bi şeyle bomboş sokakta kaldırıma oturup ağlamak geliyor. en çok da büyümek geliyor. güzel şeylere zar zor da olsa veda edebilmek geliyor. ama asıl ayrılık her anı en ince detayına kadar hatırladığın ama kalbinde tek bir sızı olmadığını anladığın an gerçekleşiyor. en çok o zaman ayrılıyorsun karşındakinden.
  7. tam normale döndüğünü sandığın anda, onun çizdiği bir resmi, yazdığı bir satır yazıyı görüp tekrar tekrar vurandir.
  8. hayatımda ikinci kez yaşadım bu gece. pişman mıyım? şimdilik hayır. inşallah ilerde de olmam. acı veriyor, normaldir. dertleşilir, geçer.

    dünyada milyonlarca insan var. belki benimle olması gereken kişi şu an endonezya'da takılıyordur. belki ben onunla 30 yaşında tanışacağımdır.

    aman ya, emek vermişim falan. neyse. 2 yıl az zaman. daha çok yıl var dimi?

    bu da bir süreç. ve gececek. geçmek zorunda.
  9. mutluluktan ağlatan herifin gözünün yaşını "takmama" halidir.
    yanımda olup olmaman bir şey değiştirmiyor; değilsin sözünü işitince baya baya koyuyormuş insana. oysa ben zor zamanlarda da seviyordum, evet senin yerine de... birlikte kalabilmenin zor olduğu anlar ayrılık için cerez oluyormuş. çatır çatır yedi.. ben hazmedemiyorum