• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.83)
Yazar ayfer tunç
aziz bey hadisesi - ayfer tunç
"güneşten ağır ağır gölgeye geçilir gibi, pek de anlamadan akşam olur gibi, ışıklı, neşeli bir yüzden kederlere geçti aziz bey. kederli bir mazisi oldu. burnu havada, başı dikti hep. başka türlü yaşamayı beceremediyse de, o gece, haliç'in kirli sularına bakarken anladı ki hep öyle, burnu dik yaşadığını sanmış. oysa şiddetle yanılmış. ve yine anladı ki hayatı tümüyle bir yanılgıymış."daha önce taş-kâğıt-makas ve evvelotel adlı öykü kitaplarını da yayımladığımız ayfer tunç'u geniş okur kitlelerine tanıtan ve çağdaş türk öykücülüğünün bir klasiği olmaya aday kitabı aziz bey hadisesi'nin yeni basımını sunuyoruz. öykünün kahramanı aziz bey, tunç'un, insan olmaktan doğan zaaf ve yanılgılar nedeniyle yaralanmış, boşa geçmiş hayatlar üstüne yapılandırdığı öykü evreninin en hüzünlü, en gerçek kişisi.


  1. geyik yaptığımı düşünebilirsiniz ama yapmıyorum. bu kitaba adını veren ilk öyküdeki ana karakterin hikayesi, öve öve bitirilemeyen kürk mantolu madonna' daki o sünepe adamın hikayesini ezer geçer. tamam dil olarak kürk mantolu madonna muazzam bir eserdir ancak sadece dil olarak öyledir. anlatılan hikayenin hiçbir numarası yoktur. keşke o üslupla böyle bir hikaye anlatılsaymış, o zaman ben de hayatımda okuduğum en iyi kitaplardan biri derdim kürk mantolu madonna için. muhterem aziz bey' in muhteşem hikayesini, o sünepe raif efendi' den bahsederek baltalamak istemiyorum. ben bu kadar güzel bir kitap beklemiyordum, artık hediye edene duyduğum büyük sevgi ve saygıdan mıdır bilmiyorum ama çok beğendim kitabı. her hikaye çok güzel ama özellikle kitaba adını veren bu bahsettiğim ilk hikaye muhteşem. keşke öykü yerine roman olsaymış o karakter ve onun yaşadıkları. o raif isimli sünepe bir hatuna vurulup kalmışken ve üstelik o hatunu da götürememişken(götürmüş de olabilir şimdi tam hatırlamıyorum), aziz bey gençliğinde tozu dumana katıyor.
    aziz bey' in, o hızlı zamanlarını geride bırakıp da yalnız bir adama dönüşümünü çok daha uzun uzun, çok daha sindire sindire okuma imkanını verseydi keşke ayfer tunç. okulda tarih derslerinde de yaptılar bana bunu mesela. hatta ekşide ya da başka bir sözlükte başlık bile açıldı bununla ilgili. osmanlı devleti' nin yükseliş dönemi tarih hocalarımız tarafından -utanmasalar hücum marşı eşliğinde anlatırlar- büyük bir coşkuyla anlatılırken duraklama ve gerileme devri ''evde kitaptan okursunuz'' cümleleriyle geçiştirilip oldu bittiye getirilirdi. ayfer tunç da oldu bittiye getirmiş aziz bey' in hadisesini. yani öykü olunca bana öyle gibi geldi. oysaki kendisinden öğrenilecek çok şeyim vardı daha eminim.
  2. ayfer tunç'un daha önce okuduğum kitapları nedense beni pek etkilememişti. bir şans daha vermek için aldığım bu kitabı ise gerçekten beğendim. okunmalı.
    edit: toplanın sonucu açıklıyorum.
    ayfer tunç'un tüm kitaplarını okudum bitirdim.
    sonuç; (bkz: bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi - ayfer tunç) en iyisi, kesinlikle okunmalı. diğer kitapları ilginç biçimde, bir iyi bir kötü olarak sıralanıyor.
  3. ayfer tunç'un en etkili öyküsü bence aziz bey hadisesi. gençliğin verdiği heyecanla bir hayat bu kadar mı hızlı yaşanır? telafisi olmayan kayıplar bu kadar mı göz ardı edilir? hiç mi okuyamaz insan gerçekleri? aziz bey'in tavandan tabana çakılmasının hüzünlü hikayesi. bu kitapta kesin olarak anladım ki "asla senin gibi olmayacağım" dediğimiz kişinin kopyası oluyormuşuz. benim okuduğum kitap yeni basımdı ve aziz bey hadisesi tek öyküydü. iyiki de öyleydi. aziz beyden sonra diğer öyküler çekici gelmeyebilirdi.
  4. öncelikle şunu söylemek isterim kitapların olay örgüsü ile konuşmak istemem okuyacak olanların alacağı tadı azaltmasını istemem. onun dışında gerçekten en güzel hikayesidir ayfer tunç'un, bir iki satır okumaya başlayınca, akıp giden tanımlamaları ve edebi tarafı ile içine çekiyor insanı. öyle ki bir bakıyorsunuz hikaye bitmiş. bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi adlı kitabında biraz kafa karıştırıcı olan karakter örgüsü (fakat oda çok güzel dikkatle okunması gereken bir romandır), bu hikayede çok açık ve netti. aziz bey belkide hepimizin hayatında bir amca, bir enişte, belki bir komşu olabilir fakat dışarıdan acıyarak baktığımız, iç dünyasında neler yaşadığını bilmediğimiz haldeki bu adama, empati yaparken ve böylede güzel anlatılır derken de buluyorsunuz kendinizi.
  5. uzunlu kısalı 6 öyküden oluşan ayfer tunç kitabı. kitaba adını veren aziz bey hadisesi en uzun ve açık ara kitabın en iyi öyküsü. anlatımdan ziyade anlatılan yaşam öyküsünü etkileyici buldum. detaylı bir anlatımla başlayan öykünün 'hooop küt' şeklinde bitirilmemesini, öykünün 60 70 sayfaya sıkıştırılmamasını tercih ederdim. gene de bu haliyle yazarın eserleri arasında benim ilk üçümde aziz bey hadisesi.

    ikinci öykü 'kadın hikayeleri yüzünden', değişik bir yaşantıyı ele alıyor. ilgi çekici fakat o nasıl bir sondur ibretlik samanyolu tv dizileri gibi. sıra dışı bir durumu, ruh halini yaşayan bir adamın hikayesini ele alan bu öykünün ruh durumu tasvirleri de yetersiz geldi bana.

    üçüncü öykü 10 sayfalık kısa bir öykü. etkileyici bulmadım, sonu gene fazlaca ibretlik. okuduktan hemen sonra unutulmaya mahkum.

    dördüncü öyküde de diğerleri gibi yalnız bir adamın hikayesi ele alınmış. yalnız ve hastalıklı. uzun süren kışların, yıpratıcılığı; insanı hiçliğe yakın hissettiren doğası anlatılmaya çalışılmış ama tam da bir oldurulamamış sanki. sürükleyici bir öykü mü, evet.

    beşinci öykü de erkeklerin dünyasından. yaratılan sahneler bana biraz türk filmi tadında geldi.

    son öykü diğer öykülerden biraz daha farklı. fantastik bir evrende geçen değişik bir hikaye.

    var olduğunu hissetmek için sınırları ve dahi insanları zorlayan adamları, babalığın hakkini verememiş dahası patolojik zihinleriyle türlerinin de kuyusunu kazmış olanları kitabın genelinde bol bol görmek mümkün. dili kolay, akıcı ve sürükleyici. çok çok derinli değil ama okumaya değer.