1. insanın dışında değildir; bu sebeple ortada muhtaçlık yoktur.
    insanlık tarihinin bugüne taşıdığı realiteler dolayısı ile maalesef sihirli değnek ile değil kolektif bir çabayla yaratılabilir. fakat bırakın temelli bir barış halini, savaşsızlık halini sürdürebilmek için bile yaratıcı unsur olan kollektivizmin, taraf olma handikapını yıkması, dolayısıyla kendi kendini yıkması gerekmektedir. peki bu mümkün müdür? ne salt, maddeci sınıf-kimlik indirgemeciliği ne de spritual paradigmalar kendini yıkma aşamasına ulaşamaz. doğasına ters bir eylemdir bu. haliyle savaş halini meşrulaştırmak için sürekli argümanlar üretip durur.

    bunun gerçekleşmesi için üst insan olmaya ve ya üst insan aramaya gerek yoktur. evriminin en önemli halkasını, kendini korumak ve yaşamak için zayıflığını kabul ederek atlatan insanlığın öncelikle kodlanmış duygulanışlardan sıyrılması gerekmektedir.

    herkesin barış istediği ve herkesin öldürüldüğü bir dünya da soru 'nasıl?' değildir.
    insanın vurgulanması gereken özelliği bir şeyleri yıkarak yenisini yaratabilmesi becerisi değildir.
    kendi yarattığı fikri ve fiziki değerleri yıkabilme erdemidir.

    (bkz: homo sentimentalis)