1. ülkemizde insanlar dinle uyutulur, dinle aldatılır, dinle aptallaştırılırlar. aslında devlet ile alakalı değil, yüzyıllardır bu millet hacı-hocalar, kendisini "halife" ilan edenler tarafından sömürüldü. millletin kültüründe laiklik, cumhuriyet, demokrasi falan yok. ağır geldi mustafa kemal.

    bilimin dini yoktur, evrenseldir. bakın dinle çelişir demiyorum, bilimin dini yoktur diyorum. bilim evrensel, din bireyseldir. kimin neye inandığı ya da inanmadığı* bilimi ilgilendirmez.
  2. bu ülkenin daha çok bilim, sanat, sanayiye, bilim insanına mı ihtiyacı var yoksa daha fazla camiye türbeye din hocasına mı? işte aşağıda türkiye diyanet işleri ve bilim teknoloji bakanlıklarının aldıkları yıllık bütçeleri yer alıyor.

    diyanet işleri bakanlığı bütçesi : 6.482.979.000
    bilim ve teknoloji bakanlığı bütçesi : 745.373.000
    kaynak

    dinin bir yere gittiği yok, son güncelleme kuran-i kerim ile birlikte geldi ve daha fazla güncelleme olmayacağı açıklandı.işte burada da son 10 yılda diyanet işleri bakanlığının aldığı bütçenin artışını görebilirsiniz.

    2015 6 milyar 37 milyon 744 bin TL

    2014 5 milyar 705 milyon 467 bin TL

    2013 4 milyar 971 milyon 485 bin TL

    2012 4 milyar 254 milyon 371 bin TL

    2011 3 milyar 392 milyon 977 bin TL

    2010 2 milyar 733 milyon 107 bin TL

    2009 2 milyar 552 milyon 878 bin TL

    2008 2 milyar 99 milyon 603 bin TL

    2007 1 milyar 770 milyon 444 bin TL

    2006 1 milyar 452 milyon 773 bin TL
    kaynak

    artık her köşe başında birer ikişer cami var,neden? bu camilere giden insan sayısı 10-15'i geçmiyor.öyleyse neden bu kadar çok cami yapılıp hem arazi israfı hemde para israfı yapılıyor hani islamda gereksiz harcama (israf) günahtı...

    bunun yanında ise sürekli gelişen ve ilerleyen bir teknoloji var.güçlü bir ülke olmak için buna yaptırım yapmak gerekirken bilim ve teknolojiye ayrılan para komedi gibi duruyor.ya ineğe tapan hindistanlılar bile uzaya sonda,uydu gönderiyor onlar bile olayın farkında ama bizim ülke neden bu kadar salak anlamıyorum. hindistanın uzaya 20 tane uydu göndermesi

    "Bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum."
  3. bilim +1
    bir ateist olarak pro mümin olduğum zamanlardan çok çok daha mutluyum. kendimi kandırmıyorum. özgüven sahibi biri oldum. her şeyin açıklaması var. daha ne olsun
  4. bilim: nasıl?
    din: niçin?
  5. bilim şüpheye, din inanca götürür.
  6. bilim seni hayatta tutar , din sadece korkutur
  7. genel bir bakış açısı farkından bahsedeceksek din insanı evrenin merkezine koyar. modern bilim öyle yapmaz. din evrenin insan için yaratıldığını iddia ederken modern bilim tam tersini söyler, insanın evrenin ürünlerinden biri olduğunu. bu çok temel felsefi bir farklılıktır. yine de ikisi de bir varsayımdır mevcut bilgimize göre.

    şu da var ki bilim aynı zamanda kapsamlı bir yöntemler bütünüdür. bu yöntemler bütününü dini yani insanı merkeze koyan bir bakış açısına hasretmek de mümkündür. yukarıda modern bilim dememin sebebi bu farka dikkat çekmek. bilim her zaman şimdi olduğu gibi seküler değildi ve bazı yerlerde hala değil.

    bunun yanında din de değişimden azade değil. "green christianity" diye bir yorum var mesela, insanı doğanın bir parçası olarak gören. ancak islam'ın gayrı resmi yorumlarına müsamaha gösterilen, böyle bir geleneğe sahip toplum yok.

    tabi ki bu farklılıklar toplumların üretim ve egemenlik ilişkilerinden bağımsız meydana gelmiyor. belki şöyle iddialı bir gözlem yapabiliriz: bir toplumun gayri safi hasılasında teknoloji üretimine dayalı faaliyetler ne kadar büyük yer kaplıyorsa modern bilimsel bakış açısının o toplumun egemenleri tarafından teşvik ediliyor olma ihtimali o kadar fazla. hatta bu toplumlarda dinin bu bakış açısına göre evrilme ihtimali bile mümkün. yok eğer toplumda teknoloji üretimi azsa veya yoksa ve toplumsal gelirin büyük bölümü kol gücüne dayalı faaliyetlerden elde ediliyorsa, toplumun egemenlerinin teşvik ettiği bakış açısı dinsel bakış açısı oluyor. dinin modern bilimin bakış açısına göre yorumlanmamasına müsamaha gösterilmesi ise söz konusu değil.
  8. bilimle dinin ters düştüğü yerde bilime inanin. böyle böyle doğru dini bulursunuz.
  9. versus'u bu denli alakasız, yersiz başka iki konu olamazdı. bu çeşit çarpıştırmalar, "gapıştırmalar", aralarında çok yakın ilgi bulunan iki konu,iki insan, iki olay, iki ürün, iki hizmet, vs. arasında yapılır. çıkar eti hoşbeş vs ülker dokuz kat dersin, marlon brando vs al pacino dersin, blowjob vs handjob dersin, ve dahi göt vs meme de dersin kedi vs köpek, gözleme vs penkeeyk dersin de dersin, dersin dört dağ içinde işte... ama bilim ve din hiç asgari müşterekte buluşmaz zira iki taraftan da en hoşgörülü savunucular,ortak payda oluşturmaya çalışıcılar mutlaka bir yerde o hoşgörüyü yavaşça yere bırakıp "horgörü" planını çekmeye başlar. bilim devamlı objektif, deterministtir, din en iyi niyetli haliyle bilimi ilahileştirmeye çabalar,bu böyle sürüp gider ve arada ne ortası bir fikir,ne de bunun ortasında olan insanlar vardır. herkes mutlaka bir yana daha fazla kaykılmış durumdadır. iki konu da insanlığa çok derin nüfuz etmiş,ona yön vermiş,hala veren ve dünyanın gidişatını etkileyen konulardır,bunun versus'u olmaz, fanatizmi olmaz. ki bir tanesinin tek başına fanatizmi yeterince hasar veriyor malumunuz, üstüne yersiz ve apaçık bir bölünmenin yaşanmasını tahayyül edemem. yani sevgili youser kardeşlerim, carlsberg vs miller yapılır mesela, "yaa carls'ın tadı aacayip güzel, miller ne öyle ıyy bira mı o bee!" dersin. bunların yerine din ve bilim koy? "ya ben bilimciyim baba, dini midem almıyor benim, çok ağır..." oluyor mu? olmaz elbet. bunun muhabbeti de bu kadar sığ edilmez muhakkak ama teferruat da karşılaştırmanın yersizliğini değiştirmez; her versus'un bir kazananı olur,bunun olmaz. ha, "din ve bilim" denir,onun üstüne konuşulur. yine de sonsuz sayılı cümlelerin konusudur,düşününce bile yoruldum :/ shopgirl, tezgahtan yardırdı efendim.
  10. bilim döver bence.