1. yalnızca birinin beğenmesi, frodo'nun iki kule filminde kayıkla açılmışken sam'in onun peşinden gidip nehire batması ve tam bayılıp ölecekken uzanıp elinden tutup nehirden çıkaran frodonun eli gibi hissettiriyor.
    hacı öldük bittik ya deyip dur ata binelim de şu itlerin arasına dalıp epik bir ölüm gerçekleştirelim diye düşünürken ve o gün de beşinci güne denk gelmişken, şafakta güneşi peşinden getiren gandalfı görmüş gibi hissettiriyor.
    undead'ler son ittifağı kırıp önce insanları sonra orkları mahv-u perişan eyleyip archimonde namussuzunun elflerin içinden geçtikten ve yüce ulu hayat ağacımızı emmeye gittikten sonra öten boru sesi ve ışıkçıkların archimonde'un etrafını çevirip onu yok ettikten ve müthiş patlamayla her şey yanıp kavrulduktan sonra, ağacımızın öldüğünü sanmışken, kuytuda bir yerde kökünün uzadığını görmüşüm gibi hissettiriyor.

    yeşilçam gibi hissettiriyor olum!
  2. ben utanıp estağfirullah olur mu öyle saçma şey diyorum.
    kuz
  3. uzun zamandır böyle bir şey duyulmadığında neler hissettirdiği de unutuluyor haliyle.yeniden yaşamak lazım.
  4. tabi ki iyi hissettirir ancak yaptığım bir yağlı boya tablosunun, bestelediğim bir parçanın, pişirdiğim bir yemeğin ya da en basitinden inşa ettiğim bir yapının beğenilmesi daha çok hoşuma gider. sonuçta beni annem babam yaptı amma diğerlerini bizzat ben yapmış oluyorum.

    not: yukarıdakilerin hiçbirini yapamıyorum zaten beni beğendiğini söyleyen de olmadı.
  5. bana mı dedi şimdi kime dedi ki faslı bitince yerini büyük bir utanç kaplıyor..
  6. özgüven kazandırır. olmuşum dersiniz. kararında davranılmalı bu tepkiye yoksa size kibir de yaptırabilir.
  7. kimsenin "beni tanrı kompleksi esir alır" diye cevap vereceğini düşünmediğim (çünkü öyle bir havaya giren insan bunun kompleks olduğunu kabul etmez) soru, olsa olsa "zaten bildiğim bir durumun tekrarlanması olur" der diyen kişi.

    kendi adıma, söyleyen kişiye, söyleyiş şekline ve zamanına göre değişir tepkim; ya umursamam ve başka nedenlerden (mesela yoksunluk) böyle bir şey dediğini düşünürüm ya da gülümserim ve teşekkür ederim.
  8. hiç.. kısaca hiç.. çünkü bunu diyen kişi ne kadar samimi az çok anlıyorum ben. ya da ne sebeple söylüyor, altında nasıl bir düşünce olabilir.. bir sürü çıkarımı yapmak zaman sonra mümkün oluyor. belki çok öncelere gitsem evet, vaaavvv süper yaa falan olabilirdim. olmuş olduğum anlar da olabilir, seyrek de olsa. ama ben daha çok parçaya değil de bütüne bakan biri olarak o an ki özdeyişlere bakmıyorum. bütünde durduğu yer önem arz ediyor.

    kur yaparken bir daha düşünmek gerek bence; başka bir açıyla ele alırsak da bir kadının bu şekilde gönlünün alınamayacağını bilmek lazım gelir. samimiyetle söylenmiş her lafın ise çok başka ehemmiyeti vardır.
  9. önemli olan beğenilmek değil önem verdiğimiz biri tarafından beğenilmek.benim istediğim kişi beğenmedikten sonra iltifat edip sevmedikten sonra kalan herkes beğense nolur
    wtf
  10. doğru olmadığını düşünüyorsam sallamıyorum... (bkz: iltifat)

    eğer o an kendimi iyi hissediyorsam ve bunun sözel bir dönüşü oluyorsa hoşuma gidiyor tabii...