1. sözlükte birkere denk gelince incelediğim daha sonrasında gedelek turşusu siparişi verelim bakalım gönderecekler mi dediğim harbiden kargo parası almadan üstüne piyasadan daha uyguna taze diri bildiğin bir bidon gedelek turşusunu hediyeyle birlikte gönderdiler. sonrasında zeytindir reçeldir kahvaltılık birkaç şeyi daha denedim valla bence gayet uygun ürünler de taze sağlam geldi ürün çeşitini biraz daha arttırıp siteyi de mobile uygun hale getirirseler daha fazla ziyaretçi alırlar gibi.

    http://www.bursayoresel.com
  2. "altı evliya üstü eşkıya" dedikleri memleketim. ben hariç tüm eş dost arkadaşımın sevdiği şehir. size biraz bursa insanından bahsetmek isterim. bu şehrin insanları kadar gösteriş meraklısı insanlar görmedim. kadını erkeği genci yaşlısı fark etmeksizin gösteriş ve ihtişam meraklısıdır. yiyecek ekmeği olmaz ama gider en pahalı mağazadan alış veriş yapar 454556 taksite böldürür. kazandığı ilk paranın üstüne 4545576778 kadar kredi çeker ve o bmw, mercedes ya da audi'yi alır. ev satıp düğün yapanını gördü bu gözler. maksat "şanımız yürüsün"dür. şehirli olma kültürleri yoktur. büyükçe bir ilçe gibidir koca şehir. paraları olsun varsın kültürleri olmasındır. kişi başına düşen bmw, mercedes, audi sayısı diğer şehirlere göre oldukça fazladır. çünkü money talks'tur. eğlence anlayışları yoktur. bir gece kulübüne dans etmeye, eğlenmeye gitmezler, kendilerini ve varsa güzel/yakışıklı sevgililerini göstermeye giderler. avmlere bayılırlar. haftasonları yaz kış fark etmeksizin avmlerde vakit geçirirler. sonuç olarak bursa içinde bursalılar olmasa iyi çocuk aslında.
  3. dönel kavşağa 'baba' denilen yer
  4. duyduğumuzda o güzelim şehrimizi tahayyül edemeden önce toki konutlarını o şehre acımasızca diken sığ, odun, akılsız, görgüsüz, dangalak mahlukatları küfürlerle yad etmemize neden olan şehirdir.
  5. şimdi eksinin kralı gelecek ama ne yapalım, ben böyle düşünüyorum.

    türkiye'nin en overrated şehri izmir'se, en underrated şehri de bursa'dır. ruhu olan bir şehir.
  6. geçen hafta bursa denilen yobaz yuvası diye tanımlayabileceğim akp'nin oy depolarından birine gittim. otobüse binerken mi yoksa inmeden önce tecavüze uğradım anlayamadım. tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya çalışayım dedim olmadı. insanların arasında tost olmuşken kim dayadı arkadan bilemiyorum. ama burada insanların bir suçu olmadığını anlamam uzun sürmedi. kalabalıktan nefes alamıyorum son bir hamle yapıp kendimi bir adım sola attım. bir kadına arkadan dayarken buldum kendimi. noluyor lan kadını taciz ediyorum diye uzaklaşmaya çalışıp kıpraştıkça kadın daha çok huzursuz oldu. kaderime razı kadının götünün içinde yola devam ettim. insanlar durumu kabullenmiş sıradan kabul ediyorlar olayı. insanlığımdan utandım.

    neyse konuya gelirsek bir hatunla buluşup nezih bir mekana gittik. oturuyoruz gelip bakan yok. garsona seslenip sesini duyuramayan ezik adam pozisyonunu yaşadım bir süre. sikerim böyle mekanı da böyle şehri de deyip siktir olup gitmeyi düşünürken yanımdaki afet hatunu bırakmak istemediğimden akıllı telefonumu kullanmaya karar verdim. evet sanırım zenginim ve akıllı telefonum var. mekanın telefon numarasını bulmam zor olmadı. aradım ve bir siparişim olduğunu söyledim dışarıya sipariş gönderemiyoruz dediler ben ise yirmi yedi numaralı masada olduğumu ve bir garson istediğimi söyledim. sonra işletme sorumlusu geldi özür diledi ve herkesin ortasında garsonlara bağırıp çağırmaya başladı. ben naptım lan ben diye yerin dibine girdim. en son ne bağırıyorsun lan adamlara dedim suçlu ben oldum. bir süre tartıştım adamla ve mekanı terk ettim. sonrasında orta asya şehri yobaz yuvasında rahat edemeyeceğimi anlayıp bir avrupa şehrine gitmeye karar verdim. aldım hatun kişisini kutsal topraklara götürdüm. eskişehir'de insan gibi yedik içtik eğlendik. böyle bir anım