1. çay ile çok uzun bir geçmişimiz olmamasına rağmen nasıl bu kadar tiryakisi olmuş bir milletiz anlamıyorum. ben çok çay içen bir tipim ama dünyadan farklı değişik çayları da denemek lazım. keifii'den dener dener chado'dan alırım. (keifii'den içip beğendiğiniz çayı paket olarak almaya kalkınca deli fahiş fiyatlar istiyorlar) bu aralar favorim milky oolong.. bir uzakdoğu çayı zaten dünyadaki üç çay çeşidinden birisi (yeşil çay/siyah çay/oolong çay) bu oolong dediğimiz hedenin de tipleri var işte normal oolong, şeftalili oolong.. benim bu dediğim milky oolong süt buharında fermante edildiğinden içimi yumuşak, kokusu krema gibi ve çok hafif süt tadıyor. beni içtiğim zaman çikolatadan daha fazla mutlu eden bir şey tavsiye ederim.
  2. bu güzel içecekte sevmediğim tek şey çaydanlığı yıkadıktan sonra elllerin ıslanıyor, o çaylar gelip eline yapışıyor ya insanın o işte beni deli ediyor.
  3. cay demisken bir cay mi icsek ya?
  4. çay misalidir ademoğlu dediğin.
    demlendikçe hüzünleri, acı bir tad peydah olur ömrüne.
    sırf o kasvet dinsin diye bardak bardak hayat içer durur pervasızca.
    ama bilmez kimse;
    ne kadar çok içerse, o kadar çabuk yitip gideceğini.
    en amansız zehirdir yaşamak,
    en merhametsiz seçimdir panzehirden hallice ölüm.
  5. genel olarak, bitkilerin çiçek ve yapraklarının haşlanmasıyla elde edilir.
    ancak, çay denilince ilk akla gelen çay, camellia sinensis bitksidir.
    bu bitki çalı formunda olup, sürekli yeşil kalabilme özelliğine sahiptir. sürgün uçlarından toplanan iki yaprak ve bir tomurcuğun demlenmesi sureti ile elde edilir.
    uygun sucaklık ve nem ile bu sürgünlerin yılın 11 ayında hasadı yapılan ülkeler vardır.
    ancak bizim ülkede, optimal iklim sadece, mayıs ve ekim ayında hasada izin verir.
    bitkinin, yaprak ve filizleri soldurularak, kıvırma, oksidasyon ve kurutma işleminden geçer.
    sonra sıcak suyla demlenir.
    afiyet olsun.
  6. vücudu ayakta tutan bitki.
    gundi
  7. olmasa olmaz
  8. en son 9.mart.2007'de içtiğim bağımlılık oluşturmuş içecek.