1. benden köşe bucak kaçıyordun. benim yaşadığım şehre —istanbul, büyükçekmece— asla gelmeyeceğini söylüyordun, ikimiz de eşcinsel olduğumuz için aynı evde birlikte yaşamamızın çok zor olduğunu bahane ediyor ve “sen hayatta olduğun sürece istanbul’a adımımı bile atmam,” diyordun. izmir'e gitmekte ısrar ediyordun. (niyeydi?)

    tüm benliğinle reddediyordun beni. sevdiğin adamın yanına gelmenin hayalini değil, izmir’i hayal ediyordun.

    böylesine kararlıydın. böylesine kaçıyordun benden.

    ama kader, seni yanıbaşıma getiriverdi. benden ayrılışından sadece 2 ay sonra sonuçlar açıklandı. ve istanbul'a çıktı üniversiten. bu da yetmiyormuş gibi büyükçekmece'de bir üniversiteyi tutturmuşsun.

    sonucu gördüğün an ne düşündün acaba? hâlâ merak ederim. o reddedişlerini, o “asla!“ deyişlerini düşündün mü? beni nasıl kırdığını düşündün mü o an?

    aslında itiraf etmeliyim ki epeyce bir süre “beni özlediği için büyükçekmece'yi seçti, bu kadar yakınıma gelmesinin başka açıklaması olamaz.” diye düşündüm. kısa bir süreliğine yeniden hülyalara daldım. ne safım ama, hâlâ seni tanıyamamışım. tabii ki de beni özlemedin.

    özlememişsin.

    bugün öğrenebildim bu gerçeği. istanbul'un üstüne kusmak istiyorum, niye beni oraya gönderiyorsun allahım demişsin. şansına bak, herhâlde allah sana “yetmez ama evet” demiş.

    kötü talihin bu kadarla kalmıyor. mecburen metrobüse bineceksin; bineceğin durağın hemen dibinde —beykent & büyükçekmece durağı— benim 2 yıldır yaşadığım binayı, gittiğim avm'leri, yürüdüğüm yolları göreceksin. sana yüzlerce kere fotoğrafını attığım, caddelerini tanıttığım o semti bol bol göreceksin. her bakışında aklına ben gelir miyim acaba?

    korkma ama. 14 milyonluk şehirde benimle karşılaşmazsın. rahat ol zaten. bu sene ben kadıköy'e taşınıyorum. beni sokaklarda, kafelerde, şurda burda görme ihtimalin yok, rahat tut içini.

    14 milyon demişken, bu devasa şehirde yeni sevgili edinecek misin? kışa doğru bulursun herhâlde, etkilenirsin birinden. bul tabii canım. yaşın ilerlemeden önce, hazır gençliğinin zirvesindeyken yakışıklı bir sevgili edinmek herkesin hakkıdır, senin de hakkındır. hatta belki barlara da takılmaya başlarsın. niye yapmayasın?

    bir keresinde bana “sen bir pasta gibisin ve ben senden sıkıldım. biraz da farklı pastalar tatmak tatmak istiyorum. ama önünde sonunda senin tadını özleyip döneceğimi de biliyorum” demiştin. haydi tat şimdi.

    istediğini yap. istediğinle tanış. istediğinle yat. istediğin yere git. istediğin zaman eve dön. benimle hiç tanışmamışçasına devam et.

    ama lütfen eski pastanı özleme.