1. bump into: rastlantı sonucu karşılaşmak, çarpmak.

    okunuş: bamp intu

    örnek: driving home, i bumped into a tree.
    örnek: last evening, i bumped into an old friend.

    anlamsal çağrışım yaptırıcı kelime: bamp! geçen gün bamp diye ağaca tosladım!
  2. kelime : ghetto (slang)
    anlami : kenar mahalle, ortam (argo)
  3. kelime: refugee
    anlamı: sığınmacı, mülteci

    telaffuz

    akılda kalması için saçma bir örnek: "before refugee raid, there stood berry trees"
  4. kelime: gap
    anlamı: boşluk

    telaffuz

    akılda kalması için saçma bir örnek: "mind the gap - UK rail"
  5. kelime: honorificabilitudinitatibus
    anlamı: onurluluk gibi bir şey galiba^:wtf^

    not: shakespeare'in kullandığı en uzun kelimeymiş. biraz daha zorlarsam, dillere göre en uzun kelimeler gibi bir şey milliyet'in tık tık haberlerine esin kaynağı olabilir.
  6. bazaar: pazar
    bildiğimiz çarşı pazar. ne kadar itici değil mi ?
  7. kelime : inevitable
    anlamı : kaçınılmaz, kaçınılmaz olarak
    okko
  8. kelime : encore

    anlami : istek parça, tekrarlama (isim) , tezahürat yapmak, tekrarini istemek (fiil)
  9. kelime : bilingual
    anlamı : iki dil bilen, ya da eğimli
  10. gift
    ilk anlamı "hediye"dir.

    ancak çevirilerin kötü olmasından dolayı her zaman "hediye" olarak çevrilyor,
    ingilizcede yaygın kullanılan diğer bir anlamı "nimet"

    örnekler:
    "everyday is a gift" - "her gün bir nimettir"

    aynı anlamdan türeyen "gifted" ise "allah vergisi yetenek, doğuştan yetenekli" anlamına geliyor.
    agah