• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (0.00)
hacı - cüneyt ülsever
27 ağustos 1997 sabaha karşı, hacıağa diye tanınan kayserili işadamı hayrullah gesili'nin kardeşi, sevgilisini ve milli savunma bakanını öldürmek suçundan gözaltına alınır. böylece siyasetten mümkün mertebe uzak durarak sadece ibadet ve ticaretle meşgul olan bu muhafazakâr anadolu kaplanı, "bakan katilinin yobaz abisi" diye gündemin göbeğine oturur. bir yandan hacı kahrolurken, öbür yandan ankara emniyetinden yağız komiser ve yardımcısı murat cinayeti soruşturmakla görevlendirilir. "kim"den ziyade "neden" sorusunun ön plana çıktığı soruşturma, maktullerin bağlantıları, uluslararası ihaleler derken devletin derinliklerine doğru inmektedir...


  1. 2006 yılında bu kitabın dizisi çekilmişti. dizide hacı'yı tuncel kurtiz, kardeşi faruk'u da fikret kuşkan oynuyordu, show tv'de yayınlanmıştı.

    kitap 28 şubat dönemine liberal bir pencereden eleştiriler getiriyor ki, bunu özellikle hacıağa'nın başına gelenlerde görüyoruz.
    !---- spoiler ----!

    hacı, politikaya uzak duran, namazında niyazında olmasına rağmen dünyevi işleri boşlamayan, hayırsever, tek parti döneminde karakola çekilmişliği olmasına rağmen atatürk'e saygı duyan, başı açık bir kadınla evlenen büyük oğlunu kınamayıp gelinini veliaht olarak yetiştiren, dinci bir örgüte mensup küçük oğluna ise çokça kızan biri. ama bunlar kayseri il jandarma komutanının kendisini refah'ın kayseri sorumlusu gibi görüp taciz etmesine yetiyor.

    hacının kardeşi faruk ise ondan tamamen ayrı yaşayan, hiç evlenmemiş, çapkın, dinle imanla hiç arası olmamış, aslında abisiyle de hafif tartışmalı bir adam. buna rağmen cinayet suçlamasıyla gözaltına alınınca hemen yeşil sermaye ilan ediliyor, yıllardır görmediği yeğeni ve arasının olmadığı abisi üzerinden vurulmaya çalışılıyor...

    !---- spoiler ----!
    bunun dışında romanda cüneyt ülsever'in kullandığı klişeler yine var:

    !---- spoiler ----!

    * maktule sevil, babasının sürekli annesini aldattığı bir ortamda büyümüştür. o da babasından görerek erkekleri birer seks objesi olarak kullanır atar, sonunda bir kıskançlık cinayetine kurban gider.

    * 90'lar ankarasında geçen metin, artık tarihe karışmış mekânlara (körfez lokantası veya aoç merkez lokantası gibi) uğrar, bir yandan da şehirle ilgili sosyolojik analizlerde bulunur. mesela "memur kenti olduğu için, istanbul gece hayatının başladığı 12'de ankara gece hayatı biter" gibi...

    * kayseri sahnelerinde mantı sofraları, ankara'daysa artık kapanmış çiftlik merkez lokantasında yenilen kebaplar eşliğinde hem cinayet değerlendirilir, hem derin devlet örgütü üzerine ahkâm kesilir hem de yemeklerin lezzeti vurgulanır.

    * ayrı bir bölüm sekse ayrılmış ki, burası da ülsever'in diğer kitaplarındaki gibi elbette. iş kadının küçük ama biçimli ayaklarından başlar, yine küçük ama oranlı memelerine kadar gelir, sonra ön sevişmedir, asıl olaydır artçıdır derken orgazm olmuş çiftin yıkanıp bornozları çekip yatmasıyla biter.

    !---- spoiler --