1. hala oynamak isteyip de sunucu bulamayanlar varsa 185.90.81.106:27015 ip adresindeki sunucuya bağlanıp oynayabilir. sunucu türkiye lokasyonlu olduğu için yurtdışındaki sunucularda yaşadığınız ping ve lag sorununu yaşamazsınız.
  2. yılların eskitemediği, her alanda sanat eseri olan oyun. muazzam derinlikteki hikayesi, insanı içine çeken atmosferi, harika oynanış keyfi, headcrableri, silahları ve müzikleri ile defalarca sıkılmadan bitirebileceğiniz ender oyunlardan. bu kadar kaliteli bir oyun hala çıkmadı; adamlar çıtayı 1998'de öyle bir yere yükseltmiş ki kendileri bile (bence) aşamadılar. oyunun gönüllülerce yapılan remake'i black mesa tamamlansa da güzel grafiklerle baştan sona tekrar bitirsek...
  3. kendisi hakkında çıtayı yükseltti, her şeyi değiştirdi gibi sözler bol bol söylenir - doğrudur da. fakat çoğu zaman hangi çıtayı yükseltti, nereye yükseltti ve neden yükseltti kısmı pas geçilir.

    half life'ın oyunlara en büyük katkısı reload mekaniğidir.

    gülmeyin.

    ya da biraz gülün, çünkü olay o kadar basit değil. half life oyunlara, özellikle fpslere, oyun tasarımına gömülü gelen, deneyimi bölmeyen, kesintisiz bir şekilde baştan sona her şeyi yaşamanızı sağlayan bir oynanış getirir. buna, evet, silahın mermisi tükendiğinde reload etme mecburiyeti de dahildir. fakat buna black mesa'ya geldiğinizde sizi danışmada karşılayıp nereye gideceğinizi söyleyen eleman, kapıyı açan güvenlik görevlisi, ve bir laboratuvarda tıkılı kalmış bilimadamı da dahildir. bu etkileşimler oyunu bölmez, ara sahneye girmez - üstüne üstlük oyunun içindedir, oynanışın bir parçasıdır.

    half life oyunlara reload'u, ve oyun boyunca gordon freeman'ın bedenini terk etmeden, kontrolünü kaybetmeden her şeyi yaşamayı getirmiştir.

    not: tabii ki bunların hepsi half life'ın hiç yoktan yarattığı orjinal fikirler değiller. her şeyde olduğu gibi bunda da bir şeyi ilk düşünen değil, bir sürü şeyi ilk defa doğru düzgün ve tutarlı bir şekilde hayata geçirenin adı tarihe yazılır. ama hayata geçireni hafife almamak gerek - hatta hatta bunun orjinal fikir üretmekten daha zor bir uğraşı olduğunu pek insanın itiraz edeceğini sanmıyorum. oyunu geliştiren valve oyun stüdyosu, half life ile zor ve sıradışı bir işe imza atar. zaten half life, valve'ın oyun tarihine geçen tek eseri değildir. daha sırada steam, half life 2, ve portal gelecektir.
  4. black mesa adında remake versiyonu yapım aşamasında olan oyun. şu an steam'de erken erişimde. xen bölümleri henüz eklenmediğinden oynamak için full sürümünün çıkmasını bekleyin.
  5. küçükken oyun cdsinin kapağında oyunun fotoğrafını görünce oyunu orijinal sandığım zamanlardı ve ilk orijinal sandığım ama korsan olan oyunumdu.
  6. daha once de multiplayer fps'ler oynaniyordu ama bunu bir bagimlilik haline getiren oyun half-life'dir kanimca... o kadar ki turkiye'de internet cafeciligjn tek basina cok karli bir is kolu olmasini saglamistir desek yanlis olmaz.

    ozellikle yakin arkadas gurubuyla oynarken bu oyundan aldigim zevki cok az seyden aldim ben. "half-life'ta sürekli böcek fırlatan tip", "surekli crossbow ile soteye yatan tip", "surekli c4 ile lazerli bombayla adam oldurmeyi de deneyen tip" arkadaslarinizla 15 sene sonra bulusunca bile ayni zevkle muhabetine devam edebilirsiniz.

    single-player'i da pek guzeldir tabi, ama insanlarin kacta kaci oynamistir bunu?
  7. multiplayer bölümünde iyi bir okçu olarak en büyük zevkim, elektrikli silahla milleti deşenleri indirmekti. bir de bomba kurmaya gidenleri (crossfire) avlamak büyük bir tatmindi.
  8. konusunu güzel bulduğum oyun serisidir.

    serinin genel konusuna gelecek olursak

    half-life serisi 2000’lerde new mexico’da ki black mesa araştırma tesisi’nde başlar. yeni işe alınmış olan teorik fizikçi dr.gordon freeman, kristalimsi bir cisim üzerinde gerçekleştirilecek bir deneye dahil edilir, sonuç olarak deney esnasında anti-kütle spektrometresi ışınının kristale temas etmesiyle birlikte black mesa’da xen adlı evrene açılan boyutlar arası bir geçit oluşur. bu geçit vasıtasıyla black mesa’ya gelen yaratıklar tesis personelinin tamamına yakın kısmını katleder. sağ kalmayı başaran az sayıda personelin geçidi kapatma çabalarının başarısızlıkla sonuçlanması üzerine özel eğitimli birleşik devletler deniz piyadeleri’nden oluşan bir ekip tesisi hayatta kalan personeli ile birlikte imha etmek üzere black mesa’ya gönderilir. freeman, birkaç bilim adamı ile birlikte yaratıkların boyutuna geçerek istilayı durdurma kararı alır ve bu amaçla mücadelesini sürdürür. xen evreninde yaratıkların liderini yok eder ve g-man’le karşılaşır. g-man ona bir teklif yapar ve freeman’ı derin uyku haline geçirir.

    bu arada black mesa’da ikinci bir uzaylı istilası başlamıştır. bu ikinci istila ise deniz piyadesi onbaşı adrian shephard tarafından geçit kapısı tesisin derinliklerine çökertilmesi suretiyle durdurulur. g-man black mesa’yı nükleer bir savaş başlığı ile yok eder ve shephard’ı isteği dışında derin uyku haline sokar.

    yaklaşık 20 yıl sonra g-man freeman’ı uyandırır ve onu gelişmiş bir uzaylı ırk olan ve black mesa’da açılan boyutlar arası geçiti kullanarak dünyayı tamamen işgal etmiş ve ele geçirmiş bulunan combine tarafından yönetilen distopik bir dünyanın içine sokar. freeman, doğu avrupa sömürgelerinden birinde black mesa faciasından kurtulan bir grup insanla karşılaşır. aralarında isaac kleiner, barney calhoun, eli vance, ve kızı alyx vance’inde bulunduğu grup ile birlikte combine yönetimine karşılık insan direnişini başlatırlar. daha önceleri combine’ın köleleri olan xen yaratıkları vortigauntlar’da direnişe katılırlar. varlığının combine sözcüsü ve yöneticisi wallace breen tarafından fark edilmesi ile gordon freeman combine’ın öncelikli hedefi haline gelir. fakat freeman insan direnişi ve ayaklanma için gereken kıvılcımı yakmayı başarmıştır.

    eli vance ve kızının combine tarafından ele geçirilmesi üzerine freeman onları kurtarmak amacıyla direniş güçlerinin citadel’e düzenlediği saldırıya yardım eder. breen’in ışınlayıcı vasıtası ile kaçma girişimi freeman’ın citadel’in zirvesinde ki karanlık enerji reaktörünü yok etmesi üzerine ölümü ile sonuçlanır. patlama esnasında g-man aniden ortaya çıkarak freeman’ı oradan uzaklaştırmak ister, fakat vortigaunt’lar freeman ve alyx vance’i citadel’in zeminine ışınlarlar.

    halk şehri boşaltırken, ikili birincil reaktörü yok ederek kendi boyutlarından yardım çağırmayı amaçlayan combine’ı engellemek amacıyla reaktörü dengelemek üzere citadel’e geri dönerler. kritik bilgileri indirdikten sonra tren istasyonuna yönelen kahramanlarımız şehirden son tren ile ayrılırlar. o esnada combine’ın reaktörü, dolayısıyla citadel’i ve şehri yok etmesi sonucu oluşan patlama trenin raydan çıkmasına yol açar.

    freeman ve alyx devrilmiş bir vagonda gözlerini açarlar ve patlamadan önce citadel’in yükseldiği yerde artık dev boyutlarda bir boyutlar arası geçit kapısı olduğunu fark ederler ve bulundukları yere çok da uzak olmayan dağlık arazide ki beyaz orman’da bulunan direniş güçleri kontrolündeki füze üssüne doğru yola koyulurlar. yollarına devam ederken pusuya düşerler ve alyx ağır yaralanır. neyse ki bir grup vortigaunt alyx’i iyileştirir, ayrıca direniş üssü ile iletişim kurarlar ve citadel’den elde edilen kritik bilgileri (ki bu bilgiler boyutlar arası geçidi yok etmek için kullanılacak kodları ve black mesa’nın rakibi aperture science’a ait gizemli gemi borealis’e ait bilgileri içermektedir.) direniş güçlerine ulaştırırlar. direniş üssünden fırlatılan uydu sayesinde boyutlar arası geçit kapanır ve combine’ın destek güç planları suya düşer ve kendi boyutları ile tüm iletişimleri kesilir.

    geçidin kapatılmasından hemen sonra alyx ve freeman borealis’i araştırmak üzere kutuplar bölgesine doğru yolculuğa hazırlanırlar fakat bu esnada bir combine advisor tarafından saldırıya uğrarlar ve dog tarafından kurtarılmalarından hemen önce eli vance ölür…

    efendim ola ki half life episode 3 yada half life 3 çıkarsa konu açısından bilgi güncellemesi yapayım dedim :)
  9. oyunu paket halinde steamden alip, bitirip half life 3 bekleyenler kervanina katilmayi istemistim, fakat oyunun atmosferi bana fazla gergin geldiginden daha en baslarinda birakiverdigim oyundur. cok istedim bitirmeyi, o kervana katilmayi ama olmadi sozluk...
  10. yazılanları okurken bir mesajda şaşkınlıkla takıldım. oha ne çok ortak noktamız varmış dedim. kim yazmış diye bakarken kendi yazdığım mesaj olduğunu fark ettim. hayal kırıklığına uğradım gibi biraz ama doğru yazmışım demek ki. neyse yaz gecelerinde bu oyun eşliğinde çok sabahlamışlığımız vardı. büyük zevkti. hele sağlam bir ekiple takım maçı yapılırsa keyif katlanırdı.