1. 57 ülkeyi içine alan avrupa ağırlıklı savaştır. bazı tarihçiler birinci ve ikinci dünya savaşını bir savaş olarak görmüşler , aradaki döneme "barış dönemi" demişlerdir. türkiye savaşın sonlarına doğru müttefik devletlerin tarafına katılmış ve almanya'ya savaş ilan etmiştir. ancak hiç bir ülke ile sıcak temas yaşamamıstır. savaş resmi olarak 1 eylül 1939'da almanya'nın polonya'yı işgal etmesiyle ve birçok ülkenin bu savaşa dahil olmasıyla başlamıştır. birinci dünya savaşı' nın aksine sadece cephede değil şehirlerde de savaş yaşanmıştır. bu yüzden milyonlarca sivil de ölmüştür. dünya tarihinde ilk ve tek olarak nükleer silah kullanılmıştır. savaş sonunda abd'nin ve sscb'nin başını çektiği iki kutuplu dünya düzeni kurulmuş ancak sscb'nin abd ile yaşadığı "soğuk savaş"dağılmasının en önemli nedeni olmuştur.
  2. savaşta ölen insanları ve savaşın şiddeti konusunu bir kenara bırakırsak gerçekten insanlık tarihi içerisinde büyük bir gelişime neden olmuş savaştır. japon ve nazi kamplarında uygulanan işkence teknikleriyle tıp büyük ölçüde gelişmiş; nazi bilim insanları bilimde çığır açarak roket, jet motoru gibi teknolojiler geliştirmiştir. özellikle almanların arı ırk inancı ve bazı mistik görüşleri oldukça değişik çalışmalar oluşmasına neden olmuştur. belgelerin gerçekliğini bilmiyorum ama nazilerin elindeki "ufo" prototipleri ve fotoğrafları da ayrı bir tartışma konusudur.

    işin savaş kısmına gelecek olursak elinde manstein ve rommel gibi generaller olan almanya'nın bir çok taktiksel hatada heba olması (özellikle doğu cephesi) fena bir durumdur. ingiltere ve sscb'nin pes etmemiş olması anca takdir edilir, sscb nüfusunun büyük kısmı savaşta ölmüştür ve savaş kayıplarının da büyük bir kısmını oluştururlar, sadece asker olarak 7 milyon kişi ölmüştü sanıyorum sscb'den. böyle büyük bir savaştı işte ikinci dünya savaşı.

    öbür yandan benim ilgimi en çok çeken cephe hep pasifik cephesi olmuştur. bunun nedeni büyük hava ve deniz savaşları, amfibi savaşların fazlalığı ve bölge havası olabilir. özellikle call of duty world at war, battlefield 1942, silent hunter 4 gibi oyunlar bu cepheye ayrı bir ilgimin doğmasına neden oldu.
  3. şu an fark ettim, wikipedia'da, as pilotların olduğu bir liste var ve bu listede 50 ve üstü sayıda uçak düşüren pilotların ezici bir bölümü alman. tek tük ingiltere, abd, sovyetler ve japon pilotları var ama yüzde doksandan fazlası alman.

    alman pilotların düşürdüğü uçak sayılarını yan yana, üst üste, alt alta, çapraz çapraza, nasıl ve ne şekilde koyacak olursak olalım korkunç bir sayıya ulaşıyoruz. yaklaşık 20.000 düşman uçağı alman pilotlar tarafından düşürülmüş. listedeki alman olmayan diğer pilotlara baktığımız zaman düşürdükleri uçak sayıları almanlara kıyasla hiçbir anlam ifade etmiyor.

    benim şahsi kanaatim, -eğer yerde imha edilen uçaklar bu sayıya dahilse- bu düşürülen uçakların büyük bir kısmının barbarossa operasyonunun daha başlarında, yerde imha edildiğidir. ki bilindiği kadarıyla bahsedilen zamanda binlerce uçak yerde imha ediliyor.

    şuradan rusların güçlerine bakacak olursak savaşın başladığı 22 haziran 1941 tarihinde 11.357 uçak kullanıma hazır ve daha sonraki zamanlarda bu sayı 35.000 ile 40.000 arasına çıkıyor. almanların savaş boyunca faal olan toplam uçak sayısı ise 4.389 uçak.

    sovyetler bu süre boyunca 21.200 uçak kaybederken, alman pilotlar 2.093 uçak kaybediyor. yani doğu cephesinde yer alan ortalama bir alman pilotu, uçağı düşmeden önce on taneden fazla düşman uçağı düşürüyor. bugün ortalama bir ülkenin hava kuvvetlerindeki uçak sayısının 400 ila 500 arasında olduğu düşünülecek olursa, bunlar gerçekten muazzam rakamlardır. evet bu uçakların hepsi gelişkin uçaklar değildi, özellikle savaşın ilk başlarındaki sovyet uçaklarının hatrı sayılır bir kısmı zayıf uçaklardı ama yine de rakamlar korkunç.

    yani buradan şuna ulaşıyoruz; her ne kadar bugün savaş dönemi konuşulduğunda royal air force ve u.s. air force alman hava kuvvetlerinden önce sayılsa da aslında luftwaffe bunu hak etmemektedir. zira müttefikler ve sscb düşen her uçağın yerine yenisini koyabilmiş olsa da almanlar bunu yapamamış ve luftwaffe etkisizleşmiştir.

    yani luftwaffe'nin sonunu getiren ne hermann göring'in basiretsizliğidir, ne de diğer hava kuvvetlerinin üstün başarısızlığıdır. luftwaffe'nin ve alman ordusunun sonunu getiren üretim kapasitesidir. üretememektir.

    sonuç olarak, bütün dünya almanın taşağını yesin. oh be. söyledim de rahatladım. bütün analiz falan hep bunun içindi.
  4. amerika nın kontrolü elinden bırakması sonucunda ortaya çıkan savaş.
    çünkü bu savaşın çıkmasındaki en büyük etmenlerden biri de büyük buhran'dır,bunun sonucunda dünyanı çeşitli ülkelerinde radikal fikirler ortaya çıkmıştır.
    aralarında en göze çarpanı olan hitler'in gazıyla polonya'ya giren almanlar fitili ateşlemiş,hem avrupa,hem afrika, hem de pasifik cayır cayır yanmıştır.
  5. siyah ile beyazın savaşından ziyade içerisinde fazlasıyla grilikler barındıran, tutulabilen kayıtlara göre o zamanki dünya nüfusunun % 3,71 (72.758.900)'nin öldüğü yıkım süreci.

    bahsedilen birçok etken ve nedene katılmakla birlikte bu savaşın temel nedeni insanlığın kendi yarattığı canavar-frankeinstein- olan vahşi kapitalizm, yığın üretim-tüketim paradoksundan doğan 1929 büyük buhranıdır.

    savaşı, bir şuursuzun başlattığı/ başlatabileceği bir olgu olarak görmek frankeinsteinın makyajlanması, nedenselliğin kamufle çabasıdır. böylesine kitlesel, insanlık tarihini derinden etkileyen bir olayın binlerce irili ufaklı nedeni olduğu gerçeği temel nedeni gizlememelidir.

    uluslararası şirketlerin ortaya çıkması, oligopolleşmesi, tekelleşmesi; birinci dünya savaşında yapılamayan paylaşımlar, yarım kalan hesaplar, sömürü alanları, montaj hattıyla coşan silah sanayi, sermaye birikimlerinin 1929 sonrasında kendini tekrar üretemeyecek seviyeye gelmesi gibi kapitalist sistemden kaynaklanan ve insanın günlük yaşamına doğrudan tesir eden yönleriyle faili ya da azmettiricisi belli olan savaştır. sonucunda küresel ekonomiyi yönlendirmek için oluşturulan uluslararası kurumlar, yeni para standartı ve keynesyen refah devletleri ile sermaye birikimi belli bir süre düzene alınmıştır.

    sermaye etkisine ilginç bir örnek; arkasında büyük yahudi lobisi de olan ig farben (interessen-gemeinschaft farbenindustried),1925 yılında kurulmuş alman kimya sanayi holdingi.(komple teorisi değildir)

    1939 yılında 100 bine yakın çalışanı olan dünyanın en büyük 4. holdinginden biri olan ig farben 2.dünya savaşı boyunca nazi almanya'sının en büyük finansörlerinden biri olmuş, abd ve ingiltere'deki küresel şirketlerle savaş boyunca dahi ilişkisini devam ettirmiştir. öyle ki abd'li büyük şirketler ticari ilişkileri etkilenmesin diye, lobi faaliyetleri ve baskı gruplarıyla alman silah fabrikalarının vurulmasını uzunca bir süre erteletmiştir.

    savaş sonrasında "savaş suçlusu" olduğundan kapatılan ig farben şu an basf, bayer, agfo ve sanofi gibi küresel devlerin öncülüdür.

    bu holdingte çalışan nobel ödüllü alman yahudisi bir kimyacı olan fritz haber, yahudi soykırımında ve savaş esnasında kimyasal silah olarak kullanılan zyklon b'yi bulan kişidir.
    ozee
  6. almanların 4000 değil 25000 küsür bf109 15000 küsür fw190 uçakları vardı. diğer tipleri dahil etmiyorum bile. yine bile vurdukları uçak sayısı vurulmalarından daha fazladır. 1944'den itibaren yakıtsızlıktan çoğu yerde vurulmuştur. ayrıca müttefiklerin toplam uçak sayısı almanlardan kat kat fazladır.
  7. 1)hiroyuki yamashita:malaya kaplanı

    sadece 3 ayda kendinden 4 kat büyük bir ingiliz ordusunu singapur'da teslim almıştır.
    bu başarısı ona 'malaya kaplanı' unvanını getirmiştir (bkz: yamashita'nın altınları)

    2)vasili chuikov: devamlı olarak zhukov'un gölgesinde kalmıştır.
    halbuki bu adam sınırlı iaşe ve askerle ünlü 'stalingrad savunması'nı yapmıştır.
    stalingrad'ın ardından da görevler almış, almanlar'ın teslimini de kabul etmiştir.

    3)erwin rommel (herkes biliyor zaten açıklamama lüzum yok)

    4)carl von mannerheim: finlandiya rus savaşında finlandiya orduları başkomutanı.
    onun yönetimindeki fin ordusu sayı ve teknolojik olarak çok çok üstün sovyetler karşısında dikkate değer bir başarı göstermiştir.

    5)erich von manstein:ikinci dünya savaşının en ünlü ve başarılı tank komutanı.hitler'le anlaşamadığı için sık sık görevinden azledilmiştir.bununla birlikte o 1940'taki fransa seferi'nin fikir babasıdır.çoğu müttefik lider tarafından en büyük alman mareşali olarak görülür.

    6)heinz guderian : blitzkrieg teorisyeni.

    7)george patton:manstein'dan sonraki en büyük tank komutanı.amerikalı.
    önce afrika'da,sonra'da sicilya'da mihverlere kan kusturan amerikalı general,ardenler taaruzu'nu püskürtmesiyle gücünün doruğuna çıkmıştır.
  8. o kadar büyük bir olay ve travmadır ki, kendisinden sonra olan hiç bir uluslararası gelişme onsuz düşünülemez, bir sekilde ona bağlanır.
  9. savaş sonunda genel olarak eleştiriler nazi almanyası üzerinde toplanmıştır ancak çoğusu italyan faşizmini ve japon militarizmini unutur. bende sizlere biraz bu iki devletten bahsetmek istiyorum.
    japon militarizmi
    1914'e kadar tarımı ve endüstriyi bir arada götüren japonya, endüstriyel gelişimiyle rakiplerinin önüne geçmeye başlamıştı. alman yazarları okuyarak yetişen yeni nesil, yayılmacı bir politika izleme yoluna yön vermiştir. genişlemenin temel hedefi ise çin toprakları olmuştur. küçük çatışmalarla başlayan süreç temmuz 1937'de çin'e karşı savaş görünümü almaya başladı ve japon emperyalizmi ülkeyi "militerize" etmeyi başardı. bu sürecin tamamı alman-japon yakınlaşmasının temelleri attı.
    italyan faşizmi
    mussolini, faşist iktidarın ve politikanın başlangıcı olarak, osmanlı zamanında asker çıkarılan trablusgarp'ta ki varlığını sağlamlaştırmak ve kuzey afrikada yayılmacı olmayı hedefliyordu. konuşmalarında ve yazılarında, machievelliden etkilendiği açıkca ortadır. devlet yapılanmasında faşist devletin temel görevlerini yerine getirmeyen her birey cezanlandırılması, eğitim ve öğretimini faşist esaslar üzerine yapılması hedeflenmiştir.
    faşist hükümetin dışpolitikası emperyalistti. savaşın temel dayanak olduğu, tarih çarkının kanla döndüğü inancı vardı. içten içe bir büyük roma hayalide gütmekteydiler. bu da türkiye toprakları üzerinde bir tedirginlik yaratıyordu. afrika ve asya'nın roma kökenli faşist italyan devletinin doğal hakkıdır denerek, 12 adayı elinde bulunduran italyanlar, türkleri tehdit etmekten geride kalmıyorlardı. bu gerilime bir örnek olarak italya'nın etiyopya'ya hava saldırısının ardından türkiye oraya yardımda bulunmuştur ve italyanları eleştirmiştir.

    1930'ların sonunda almanya'nın müttefiki olacak ülkelerin başlıca görünümü böyleydi.
  10. ismet inönü ve diğer devlet adamlarının savaşa girmemek için muazzam stratejiler yürüttüğü kılı kırk yararak ülkeyi büyük bir yıkımdan kurtardığı savaş.

    şu anki yüce devletimizin ekvator'la bile papaz olmasını, tüm bölgeyle savaşın eşiğinde olmasını hele de hem amerika hem rusya ile aynı anda ters düşmesini düşününce o dönemki politikaların ne kadar muhteşem olduğu daha iyi anlaşılır.

    bir yandan da düşünmeden edemiyorum acaba daha düzgün, demokratik bir ülke olabilmek için öyle bir savaşa girip ülkenin yarısının ölmesi şart mıydı? yoksa tamamen felaket mi olurdu?