1. aslında kısaca çomarlığın yüceltilmesi bu. bile isteye bu model benimsendi. çünkü zaten çomarlık kanımızda var ve çomarı idare etmek çok kolay. ekmek istemez su istemez mahalleye camiyi yap ezan sesini az aç yeter bunlara. ama işte kaçırdıkları konu, bu tiyatro sahnelenirken arkada bunların oyun olduğunu kavramış aklı çalışan kuvvetli bir beyin takımının olması lazım. bu kısmen vardı ama o kadar gerçekçiydi ki oyun, saf çomar orijinli beyin takımları da kendini kaybetti. yani artık durumumuz saldım çayıra modudur. freni tutmayan bisikletten düşmemek için yapacağımız tek şey sürmeye devam etmek. elbet çarpacağız bir yere ama işte ne kadar geciktirebilirsek o kadar kar diyorlar.