• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.50)
Yazar ivan illich
işsizlik hakkı - ivan illich
günümüzün toplumunda bir patron tarafından emredilmiş olmadığı sürece hiçbir çaba üretken sayılmıyor ve ekonomistler de bir şirketin, gönüllü kuruluşun ya da çalışma kampının kontrolü altında olmayan insanların nasıl olup da gayet işe yarar olabildiklerini açıklamakta güçlük çekiyorlar. bir iş yalnızca standartlara uygun şekilde belgelenmiş olan bir ihtiyacı karşıladığına hükmedecek bir profesyonel kurum tarafından anlandığı, takip edildiği ve kontrol altında tutulduğu sürece üretken, saygın ve yurttaşlara layık bir iş olabiliyor.

gelişmiş bir sanayi toplumunda işsizliği özerk ve faydalı çalışma hali olarak değerlendirmek, hatta hayal etmek imkansızlaşıyor. toplumun altyapısı öylesine bir şekilde düzenlenmiş ki üretim araçlarına erişmenin tek yolu ücretli işler ve devlet devreye girdikçe kullanım değeri üretiminin üzerindeki bu meta üretim tekeli daha da baskıcı oluyor.

bir çocuğa yalnızca diplomanız varsa bir şey öğretebilirsiniz, kırılmış bir kemiği yerine ancak bir klinikte oturtabilirsiniz. ev işleri, el becerileri, geçimlik tarım, radikal teknoloji, birbirinden öğrenme ve benzeri faaliyetler yalnızca aylaklar, üretken olmayanlar, çok yoksullar ve çok zenginler için mümkün hale gelmiş durumda (kitap kapağından).


  1. ivan illich'e göre "metaya bağımlı olmayan bir yaşam ya imkansız ya da yasadışı hale getirilmiştir." insan eylemleri ise gitgide birbirine benzemeye başlamış ve modern devleti, kerameti kendinden menkul mesleklerin işletmeciliğini yapan bir holding olarak tanımlamıştır. tekerleklere göre inşa edilmiş şehirlerde ayakların kullanılmasının imkansızlaştığı ve beklenin aksine, insanların giderek kötürüm hale geldiğinden bahsediyor. ihtiyaçsız insan kavramının ortadan kaldırıldığı ve ihtiyaçların metaya yapışık hale geldiği için, artık, "insanlara paradan ziyade, alacakları hizmetler için işlerine ihtiyaç duydukları" dikta ediliyor. "ortak mallar bertaraf edilerek yerine profesyonel hizmetleri ulaştırmaya yarayan borulardan oluşan yeni bir plasenta getirildi ve hayat sürekli yoğun bakım altında felç edilğini" söylüyor.

    insanların ise hayatlarının iki bölüme bölündüğü ve "...üçte birini kendilerine reçete edilen ihtiyaçları nasıl karşılayabieceklerini öğrenerek, diğer üçte ikisini de alışkanlıklarını yöneten itibarlı torbacılara müşteri olarak geçirdikleri" bir okullaşma çağı olarak tanımlıyor. fikir sahibi olmak ise bir gece önceki talk-show'da söylenenleri tekrarlamaya indirgendiğinden dem vuruyor. "arkeologların bizim yaşadığımız zamanları çanak çömlek kalıntılarını inceleyerek değil, birleşmiş milletlerin yayınlarından takip edebilecekleri mesleki modalara dayanarak dönemlere ayıracaklarını" söylüyor.
  2. ilk defa duydum kendisini, anlaşılan o ki ayıp etmişim. adamın katolik bir rahip oluşu da iyice merakımı celbetti. ingilizce pdf ini buldum, korsan yayıncılığa karşı mıyım, hayır, param yoksa okuyamaz mıyım?