1. bu ekonomik sistemin birinci özelliği düzgün işleyen piyasa mekanızmasının varlığıdır.(piyasa için üretim, fiyatın piyasada belirlenmesi.) kapitalizmin varolması için ikinci gereklilik üretim araçlarının mülkiyetinin devlete değil kişilere ait olması gerekliliğidir.
    ilk olarak adam smith tarafından esasları belirtilen bu sisteme "serbest piyasa ekonomisi, hür teşebbüs sistemi" gibi isimler de verilir.
  2. sosyalizm ve komünizm hakkında herkes iyi kötü 5-6 cümle kurarken, kapitalizm için 3-4 kelimeden öteye gidilemiyor ve bu yüzden içi boş laflarla olduğundan daha vahşi gösteriliyor, aslında algı yönetimi dediğimiz olayı komünist sosyalist kesim bu konuda iyi bir ilerleme kaydedip, kapitalizmi tü kaka göstermeyi bir şekilde becermiştir. emek, para, sömürü, gölge, satmak, ağaç..

    aslında olay basittir: tek başınıza bulunduğunuz bir adada işaret parmağınızı soldan sağa doğru sanki bir düğmeye basarcasına hareket ettirdiğinizde bir emek meselesi söz konusu değilken bunu 96 katlı gökdelenlerde yaptığınızda bir emek sarfetmiş ve karşılığını almış oluyorsunuz.

    bu durumda asansör görevlisinin yaptığı hareketi paraya dönüştüren kişi yani asansörün mucidi ve parmağını soldan sağa hareket ettiren asansör görevlisi arasındaki adil dengeyi sağlayan sisteme kapitalizm denir.

    adalet kapitalizmin temelidir.

    önemli: nasıl sovyet sosyalizmi, sosyalizme iyi bir örnek değilse aynı şey amerikan kapitalizmi için de geçerlidir. amerikan kapitalizmi, kapitalizme iyi bir örnek değildir.

    ve açıkçası nietzsche'nin de dediği gibi büyük dehaların ortaya çıkarılması konusunda yetersiz kalan sosyalizme göre daha etkili bir sistemdir.

    yeteneğin ve yaratıcılığın daha çok ön plana çıktığı ve hak ettiği değeri bulduğu adil sistemdir.

    tekrar söylemekte fayda var amerikan kapitalizmi gerçek kapitalizm değildir.

    (bkz: atlas vazgeçti - ayn rand)
  3. namuslu insanların elinde düzgün çalıştığına inandığım sistem. ama işte insanlar namussuz sistemin bi suçu yok.
  4. zannedilenin (yahut iddia edilenin) aksine sanayi devrimi ile ortaya çıkmamıştır. insanlığın evrimleşip, şuur kazanıp da, yeteneklerini farkettiğinde otomatik olarak oluşagelmiştir.

    şimdi ilkel insanları düşünün; herkes her işi kendisi yapmaya çalışıyor. kişi hem avcı olmak zorunda ki beslenebilsin. aynı zamanda terzi olmak zorunda ki kıyafetlerini dikebilsin. ve aynı zamanda da inşaatçı olmak zorunda ki barınacağı bir ev inşa edebilsin. zamanla bireylerin farklı farklı alanlarda daha iyi olduğu farkediliyor. mesela bir kişi çok iyi avcı, tüm köyü doyurabilecek avı avlayabiliyor. ama inşaatçılığı o kadar da iyi değil. başka bir birey için de farklı bir senaryo geçerli.
    velhasıl bu kişiler bir müddet sonra şunu farkediyorlar; herkes iyi olduğu eşyi yapsın, kendisinden arta kalan ihtiyaç fazlasını da başka bireylerin ürettiği değerler ile takas etsin. böylece avcı en semiz geyiği avlamak istiyor, terzi en iyi kıyafeti dikiyor (ki en semiz geyiği elde edebilsin) ve inşaatcı da en güzel evi yapmaya çalışıyor, gibi gibi. anladınız yani, bireyler kendi refahları için yapabildiklerini en iyi şekilde yapmaya çalışırlarsa, herkes mutlu oluyor, herkes en iyi yemekleri yiyip, en iyi kıyafetleri giyip, en iyi evlerde oturuyor ve refah artıyor.

    işte bu refahın kaynağına kapitalizm diyoruz.
  5. çökecektir diyen polyannaları göstermiş sistemdir. çünküsü ise argümanından daha da enteresandır, acımasız ve vahşi olması. sadece gülmekteyim.
    hayır efendiler, kapitalizm çökmeyecektir. kapitalizm çökmez. çünkü kapitalizm yaratılmamıştır. kapitalizm oluşmuştur. ve zannedildiği üzere kapitalizm, sanayi devrimi ile de oluşmamıştır. kapitalizm, insanın özünden dahi daha eski bir sistemdir. canlılığın başlaması, kapitalizmin de başlamasıdır. güçlünün güçsüzü ezdiği, yediği, yönettiği, köle ettiği natürel düzenin insan hegemonyasında ufak tefek hafifleştirici yontmalarla uygulandığı şeydir kapitalizm. dolayısıyla kapitalizmi çökertemezsiniz. denersiniz, -karl marx denedi- fakat o kendiliğinden tekrar ayyuka çıkacaktır. sonuç ise işlemeyen ve sendeleyen bir sistem ve işlemeyen sistemin maddi manevi sancılarının içinde sefil olmuş bir halk olur. sistemin her şeyden önce işlemesi gereklidir. tekrar söylüyorum, biz de kapitalizmi çökertemeyiz. sadece onu yontarak daha az acımasız hale getirebiliriz. biliniz ki polyannacılık oynamak, ütopyalarda gezinmek; noel baba var demekten farksızdır.
  6. insanların egolarını karınlarından daha çok doyurarak yalnızlaşması, biraraya gelmemesi, örgütlenmemesi için yine o insanların sırtından kazandığı katma değeri kullanır. milyonlar neden biraraya gelmiyor ve kendi iktidarını kuramıyor? işte geçmişte dinlerin psikolojik olarak bugünse sosyalizmin bilimsel olarak yoketmeye çalıştıgı şey yüzünden; ego. dayanışmanın ve mutluluğun kaynagı egonun eliminasyonudur. kapitalizmin en iyi bildiği şey de budur. tabi bu ego ontolojik bir reddedişle elimine edilemez, oportünist egodan bahsediyoruz
  7. kötü insanların günah keçisi.

    kapitalizm iyi bir şeydir. kapitalizm sayesinde insanlar yüzyıllar öncesine nazaran daha refah içinde yaşıyorlar. insanların yaşantılarını kolaylaştıran ürün ve sistemler, bebek ölüm oranlarının azalıp ortalama insan ömrünün uzaması hep kapitalizmin nimetleridir.

    kapitalizmin temelinde hukuk ve özgürlük yatar. ne yazık ki bireylerin, yahut bireylerden müteşekkil kurumların (devlet / örgüt vs.) yapmış olduğu hata ve yanlışlar kapitalizme mal edilmekte. bu durum tıpkı bıçakla cinayet işleyen bir caniyi koruyup da suçu bıçağa atmaya benziyor. kardeşim bıçak ekmek kes diye üretilmiş bir nesne, adam öldür diye değil. benzeri şekilde kapitalizm bireylerin hırsları ve diğer bireylere muhtaç olması gerçeğini (ki bu inkar edilemez bir varsayımdır) olumlu yönde kullanıp max verim üretme temeline dayalı bir sermaye yönetim modelidir. insan doğasına uygun olanı da budur. kapitalizm alternatifsizdir. kapitalizm yerine üretilebilecek herhangi bir model de zaten bulunmuyor. (ve hayır kardeşim, sosyalizm kapitalizmin bir ikamesi değildir)

    ilgili bakınızlar;
    (bkz: adam smith)
    (bkz: murray rothbard)
    (bkz: ludwig von mises)
    (bkz: frederic bastiat)
    (bkz: friedrich august von hayek)
  8. okuduğum, izlediğim, duyduğum, gördüğüm kadarıyla mağdurları mı diyeyim müptelaları mı diyeyim vicdanen rahatlamak amacıyla yerin dibine soktuğu, kötülediği sistem. ve bu öyle bi lanse ediyor ki kapitalizme boğun eğmekten başka çaresi yokmuş. yani şair burada beni sabahları zorla kaldırıp çalıştırıyorlar, ağzıma zorla bu yiyecekleri tıkayıp yediriyorlar, bunları gerek duymadığım halde allayıp pullayıp aldırıp giydiriyorlar, bana zorla bu sitelerde her gün saatlerce vakit harcatıyorlar ve tüm bunları cebime zorla soktukları faizi yüksek borçlarla yaptırıyorlar. evet evet bütün bunları benim emeğimi sömürmekten başka işi gücü olmayan şirketler aileler yaptırıyor diyor. kişi suçu kendi üzerinde aramak yerine zihnindeki kapitalizm imgesini vücut bulmuş bir güç gibi göstererek onun üzerine yıkıyor. kimse ümüğünüzü sıkıp bir şey dayatmıyor. olay insanın tutkularına, arzularına yenik düşmesi, boyun eğmesi ve bunun sonucunda kötü alarak nitelendirilen kapitalizm.