1. evin aşağısında bi arsa var bizim arka balkondanda görünüyor her neyse işte ordan ince tiz bir miyavlama sesi geliyor ama nasıl bir miyavlama hiç susmadan gidiyoruz bakıyoruz ortalıkta bir şey yok sonra bir gün piknik dönüşü eve gelirken arsanın orda çocuklar ellerinde minicik 1 buçuk haftalık kedi aralarında pis bu yıkayalım falan diyorlar aylardan nisan efendim hava onu yıkamak için serin benimde ablam hayvan hastasıdır bu güne kadar ailemiz hiç evde kedi veya köpek beslememize izin vermedi ama civcimiz horozumuz kuşumuz balığımız hiç eksik olmadı her neyse ablam aldı bunu annemde önden gidiyor anne çok kötü durumda falan diyoruz ama annemden ses yok en sonunda annem geldi baktı halini görünce dayanamadı tabi efendime söyliyim yavrucak dikenlerin üstüne düşmüş heryeri diken gözlerini irin kaplamış mahvolmuş halde annem dayanamadı tabi bi getirin babanız ne diyecek dedi getirdik babamda çok yufka yüreklidir benim önce baktı atın gelin dedi olmaz dedi sonra bi daha baktı iyi bi temizleyin dedi ablam tüylerini keserek falan temizledi bunu gözlerine ıslak pamukla sildi o kadar kötüki gözler içine kaçmış artık düşünün sonra hemen manisa hayvan barınağını aradık ama ordada o kadar küçük kediyi alamayız yanıtı aldık kalktık veterinere götürdük küçük olduğu için aşı falan yapılmadı gözüne damla verdi birde kedi biberonu aldık bunu yaş mama aldık aynı bir bebek gibi yok biraz sıcak su biraz mama çalkala sıcak suda beklet ılıştır yedir falan 3 öğün mama falan birde tuvalet sorunu var bu yeni doğanların kendi yapamıyorlar pamukla götünü okşayıp kakasını falan yaptırıyorsun paşanın sonra yürümeye başladı bu haylaz hemen tuvalet kumunu öğrendi falan çok tatlıdır kendisi adıda minnak şuan 3 yaşında kocaman bir şey oldu çokta yaramaz saldırgan bir gözü hala kör ama biz elimizden geleni yaptık efendim halada bakıyoruz evin bir bireyi benden çok masrafı var fakat dünyadaki en sevdiğim canlıdır kendisi bir yere gittiğimde eve gitsemde sarılsam dediğim canlıdır benden söylemesi parayla kedi almayın sokakta sahiplenilmesi gereken zor durumda hayvanlar var ilgilenirseniz bi bakın :))


    not; yeni doğan bir kedi bulursanız süt vermeyin süt onlar için faydalı değil yaş mama alın ezilmiş halde balıklı tavuklu falan onun o zaman yiyeceği kadarını biberono koyun biraz ılık su ekleyin çalkalayın sıvı hale gelene kadar onunla besleyin :))
  2. bir tanesine sahip olduğum hayvan.
    aspirin kadardı bendeki modeli eve getirdiğimde , işi gücü bıraktım annesi oldum. koynumda yatırdım yaz günü ceket giydim iç cebine koydum mama hazırlarken yalnız kalmasın diye. ellerimle besledim , gözümden sakındım. patisi mermere değse halı serdim , azıcık duygulu miyavlasa veterinere koştum. küstü yemek yemedi , saatlerce önünde yalvardım elimde mamasıyla. yemiyor diye yaş mama yedim be!
    amma ve lakin , bu it hayatımda tanıdığım en baş belası varlık çıktı. evladım oldu , atsam atamıyorum , bıraksam geri gelir. kıyamadığımı bildiği için de her haltı yapabiliyor bana. çiziklerimi falan geçtim 15 dakika önce , 2 günlük kavganın öcünü alayım derken dişini kırdı salak beni ısırırken. kavga sebebi : burnunu öptüm. 2 gündür terör estiriyor evde..

    aaah ah... nerde o eski kediler... rip. çikin :(
  3. gelecekte 10 tanesiyle aynı eve çıkıp basma elbiseyle gezmeyi planladığım ev arkadaşı türü.
    bir küsur sonraki dipnot: iki tanesiyle aynı eve çıktım basma elbiseyle geziyorum..
  4. bir aylık, anca iki avuca sığan, çelimsiz bir kedi sahibiyim artık. badem'im, iki gözümün çiçeği.

    birkaç gün önce yolda buldum. sağ gözü kapanmış, açlıktan miyavlayamiyor. yıkadım, aşılarını yaptırıyorum teker teker, gözünü de açtık. günlük silmek gerekiyor iltihabı. sürekli hırkamın içinde uyumak istiyor namusuz. yoldaş oldu bana. iyi oldu.
  5. olmasalar hayatın sanki sevimsizleşeceği, eve girmek için can attıran, insanı kapılarda karşılayan, oyuncu mu oyuncu serseriler.
    sokaktakiler omzumdan inmezken evdekinin ellerimi tırmalaması da şımarıklığından.
    mahallede muhtar adaylığımı koysam beni muhtar seçecek varlıklardır.
    benim için, bir pofuduk, ceviz, badem, pamuk, aliş, şaziment ve daha niceleridir..
    beni bir sevgi kelebeğine dönüştüren hepsine tek tek sarılmak istediklerimdir. evet.
  6. antik mısır'da adları "mau" olan kediler toplum içinde kutsal olarak görülüyordu. haşarı böcekleri kontrol etmek ve kobra gibi yılanları öldürmek özellikleri olan kediler bir zerafet sembolüydü. kedi tanrıça bast korunma, doğurganlık ve anneliği temsil ediyordu.

    el üstünde tutulan bir hayvan olan ve toplum ile din içinde önemli bir yeri olan kedilerden bazıları insanlar için yapılan mumyalama işlemlerine tabi tutuluyorlardı.

    yunan tarihçi herodot'un yazdıklarına göre bir yangın sırasında insanlar, kediler alevlerin içine dalmasın diye kediyle alevlerin arasında duruyordu. ayrıca evlerindeki kedi öldüklerinde insanlar sanki bir akrabaları ölmüşçesine yas tutuyorlar ve kayıplarını belirtmek için kaşlarını traş ediyorlardı.

    bir kediyi kazayla olsa bile öldürürseniz cezası ölümdü.

    kaynak: wikipedia
  7. insana kendini özel hissettiren hayvan. kedi sahibi olmadım, olacağımı da sanmıyorum. çok güzel hayvanlar ama ısınamıyorum. başkasının kedisi olunca sevip hevesimi alıyorum.

    kedi sahiplerinde gözlemlediğim ve herkesin gözlemlediğini sandığım bir olgu var. kedi sahipleri tıpkı yeni bebeği olan insanlar gibi. kendilerini ve kedilerini bir bok zannediyorlar. onların kedisi en özeli, onların kedisi başka hiçbir kedide olmayan özelliklere sahip ve onlar o kediye sahip oldukları için dünyanın en şanslı insanları. kedi olum bu kedi alooo? dünyada milyonlarca var. aranızda duygusal bağ kuruldu diye her kedinin yaptığı tırt hareketleri sanki bilimde inanılmaz bir atılım olmuş gibi sunmaktan bıkmadınız arkadaş.
  8. 8 yaşını doldurmuş bir tanesine sahip olduğum daha doğrusu arkadaşlık ettiğim hayvan.

    bu uzun yıllar boyunca insanların kedileri neden nankör varlıklar olarak gördüklerini çözmüş bulunmaktayım. çünkü insanlara kişilik bakımından en çok benzeyen canlılardan biri kediler; kendi yaşamlarını ve kazançlarını düşünüyorlar, karşılıklı saygıya dayalı ilişki istiyorlar, başkalarının onlara sahip olma düşüncesini kabul etmiyorlar, olabildiğince bağımsız yaşamayı seviyorlar, eğitilmeyi kolay kabul etmiyorlar... en azından bizimkinden ve sokakta beklediğim sayısız kediden gözlemlediklerim bunlar. farklı karakterde kediler de tanıdım. şöyle bir düşününce farklı karakterlere sahip üyelerinin olması da insanlarla ortak değil mi aslında?

    madem o kadar ortak noktamız var niye daha çok sevmeyelim ki onları diye düşünen arkadaş. istediğin gibi şekil verebileceğin, kendinden çok seni seven, en güçlü duygusu minnetarlık olan bir alternatif varken ne kadar mümkün bu sence?

    kedi sevmek zordur, kedinin seni sevmesi daha zordur ama bir oldu mu karşılıklı sevgi, o paha biçilemez işte.