1. yıllar sonra o kitabı tekrar elinize aldığınızda sizi o güne geri götürür. bazen çizdiğiniz anı bile anımsarsınız. kitaptaki çizgiler, küçük notlar çok önemlidir. hepsi birer hatıradır.
    one
  2. “beni boş ver. konu ben değilim ki. hiçbir zaman da olmadım. asıl sen kimsin? senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler? şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın? seni karşılıksız seven insan kimdir, ne bok yersen ye seni bağrına basacak insan kimdir? eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatırını sor bu vesileyle. yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. istersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”

    erken kaybedenler - emrah serbes
  3. "savaşta ahlak yoktur dediler. ama yamyamlar asla bir günde yiyebileceklerinden fazlasını öldürmezler. sizin savaşlarınızda, birkaç dakika içinde binlerce kişi ölüyor. belki de sizin komutanlarınıza savaşın beş dakika sürmesi için anlaşmaları konusunda bir öneride bulunmak yerinde olur. böylece tüm ana babalar savaş alanına gelirler, çocuklarından geri kalan parçaları alır, eve götürüp gömerler. ondan sonra bir beş dakika daha savaşıp savaşmamak söz konusu olursa, eminim savaşlar biter. baştan aşağı anlamsız olan bir olaydan anlam çıkarmak çok güç."

    (bkz: bir çift yürek - marlo morgan)
    abi
  4. abi
  5. gideceğimiz yolu hepimiz biliyoruz. fakat yol uzadıkça ayrıldığımız âlem, bizi her gün biraz daha meşgul ediyor.
    ahmet hamdi tanpınar - beş şehir
  6. "birisini sevmeye kalkışmak önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. enerji, kendini veriş, körlük ister. hatta başlangıçta, bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum."
    bulantı-sartre
  7. ... bir armağan, bir mucize olduğu söylenen şu hayatın saçma sapan bir şekilde bitebileceğinden korktum hep. içimde böyle bir korku varken de hayatın tam da bu şekilde, yani saçma sapan bir şekilde sürdüğünü anlamadım. asıl bundan korkmam gerektiğini anlamadım.

    bir süre yere paralel gittikten sonra - barış bıçakçı
  8. "hayat tesadüfler ve sıklıkla boşa çıkan umutların bir karışımıydı."

    burundi prensesi - kjell eriksson
  9. "yaşayan bir ölüyü ancak bir gülüşle diriltebilirsin."

    mert durmazer - geriye ne kaldıysa
  10. "kitap, içimizdeki donmuş denize indirilmiş bir balyozdur"
    franz kafka