-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (8.79)
"her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "kürk mantolu madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran sabahattin ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
-
kesinlikle mükemmel bir kitap şuan okumaya devam ediyorum sanırım bitirince bir daha bu kitabı okuyacağım. betimleme tekniği harika. insan bu kitabı okurken her şey gözünün önünde beliriyor. raif efendi merak uyandıran bir kişilik ve ailesi beni benden alıyor resmen o aileyi bir kaşık suda boğmak istiyorum ama belki ilerleyen kısımlarda olaylar değişecek hiçbir fikrim yok şuan ama harika bir kitap. -
sabahattin ali bir erkek olarak,kadın dünyasının erkeklere bakış açısını nasıl olur da bu kadar iyi bilebilir diye kafamı duvarlara vurduğum kitaptır. -
ahh raif.
ben şimdi gidiyorum, ama ne zaman çağırsan gelirim,
nereye istersen gelirim..
başucu kitabım. -
sıkıcıymış gibi başlar ama bir solukta okunur ama sabahattin alinin diğer romanlarıyla(içimizdeki şeytan,kuyucaklı yusuf) bence karşılaştırılamaz.hani çoğu romancı hayatını devem ettirebilmek için ucuz aşk romanları yazar ya nedendir bilmem bana öyle gelir bu kitap.hele ki yanında kahveyle foto çekip kitap okuma qeyfi yazıp instagramda yayınlayanları gördükçe iyice emin oldum bundan. -
rezil popüler kültürün bir materyali olarak kullanılmayı hak etmeyen bir romandır. aynı zamanda bana türk edebiyatına haksızlık ettiğimi düşündürmüş ve türk edebiyatına ilgi duymamı sağlamıştır.
türk edebiyatıyla, türk yazarlarla pek aram yok ama şahsen ben bu romanda bir dostoyevski havası almadım değil.
özetle okuması keyifli, bana "yok mu ulan beni sevebilecek bi' maria puder" diye isyan ettiren hoş bir romandır. -
evet biliyorum popülersin. evet güzel bir hikayesin ama bu senin migroslarda satılacak kadar düştüğün manasına gelmiyor. senin ünlü olman sosyal medya ile değil sen olduğun için olmalıydı. herkes kahve eşliğinde seni okuyup paylaştığı için bir nevi yüzünü çok gördüğümüz artistlerden biri oldun. bu senin değerini eksiltti mi hayır eksiltmedi. ama mevcut durum bu. maalesef bu. sen herkes okuduğu için okunan bir kitap oldun. moda gibi bir şey oldun ama bu senin değerini yine eksiltmez nasılsa biri gelir senin yerini alır biz yine devam ederiz. -
hayati boyunca sol görüslü olmanin bütün zorluklarini yasamis, haince öldürüldügü yillarda ise eserleri unutturulmaya calisilmis, yillarca kitaplari basilmamis sabahattin ali'nin cok satanlar listesinden inmeyen, hakettigi degeri son yillarda görmüs kitabi.
kizi filiz ali'nin katkilariyla cekilmis şehirler ve yüzler programinin sabahattin ali bölümünü linkten izleyebilirsiniz. -
kafamın içinde devasa bir güzellik ve incelikle yarattığım ve hayatım boyunca da adını ve hayalini unutamayacağım karakter olan maria puder'i bana kazandıran kitaptır ve bu ülkenin değerini bilmediği çok büyük bir şair ve yazar olan sabahattin ali'nin türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. sizi sizden alacak derecede güzel bir kitap -
artık çıkar o mantoyu madonna üstüne rahat bir şeyler giy.
bizi adam gibi madonna paklar
cumhuriyet gazetesinde iki yazar son günlerde ki kürk mantolu madonna üzerinden giden ülkedeki edebiyata olan ilginin vaziyeti üzerine yazılarını okudum.
özellikle tayfun atay'ın yazısında vurguladığı ülkemizde ki yazınsal alana olan nefret,kin ve düşmanlığın aslında ne boyutlara geldiğini gösteriyor. -
türk edebiyatında çok önemli bir yeri olduğuna yönelik bir şüphem olmadığı, ama o kadar övüldükten sonra okumaya başlayınca sonunu getiremeyecek kadar sıkıldığım kitap.
hayır, yazarın üslubuyla alakalı bir sıkıntım olsa aynı yazarın kaleminden çıkan kuyucaklı yusuf'u beğenmezdim her halde. sebebini hala çözebilmiş değilim ama başkalarının elinden düşüremediği kitap bende ilerlemedi bir türlü. siz yine de bir okumaya çalışın. muhtemelen beğenen çoğunluğa dahil olursunuz.