2000 yılında geliştirilen bir fps oyununda, oyunun yapımcıları ilginç bir şey denemek ister. ancak deneye geçmeden önce belirtilmesi gereken bir durum vardır. buna göre bu oyunda yapay zeka kendini geliştirebilmektedir. yani yapay zeka onu kodlayan insanın elinden çıktığı gibi devam etmez. gerçek bir oyuncuyla her karşılaşmasından bir tecrübe edinir ve bu tecrübeyi bir sonraki savaş meydanında kullanır.

oyunun yapımcıları deney için, firmanın bilgisayarlarından birine her iki takımın da 20 oyuncudan (yapay zekalı oyunculardan) oluşacağı bir savaş kurar. buna göre deneyle birlikte, yapay zekanın uzun yıllar boyu ne raddede gelişebileceği gözlenebilecektir. dahası sürekli gelişebilen yapay zeka, gelişmesini bir yerde durduracak mıdır? yani, zekanın bir üst sınırı var mıdır? einstein aptallık için sınırsızdır demişti, peki ya, zeka da öyle midir? yapımcılar yıllar sonra oyunu açtıklarında yapay zekaların inanılmaz geliştiği, oyunu her yönüyle kullandığı ve o gün dahi zekasını geliştirmeye devam ettiği bir durumla mı karşılaşacaktır? öyle ki yapımcılardan biri yapay zekanın oyunu açtıklarından bir süre sonra yapımcıları dahi etkisi altına almayı başarabileceğini düşünür.

her yönüyle ilginç olan bu deneyin sonucu şahanedir. yıllar sonra oyunu açan yapımcılar, hiç ummadıkları, onları şoka sokan, hayrete düşüren, adeta bir nükleer denizaltından bomba yemişe çeviren bir durumla karşılaşır:

buna göre yapay zeka sadece durmaktadır.

yıllar yılı birbiri ile çatışan askerler, gelişe gelişe, nasıl ölmeyeceğinin yolunu bir şekilde bulmuştur. bu yol: durmaktır. oyuncular, belki bin ölümden sonra doğdukları yerde beklemeye başlamış ve başarmışlardır! eğer amaç hayatta kalmaksa, durmak; eylemsiz olmak, kutsal bir ölümsüzlük bildirgesidir.

lock, stock and two smoking filminin ilginç hikayesi bana yukarıdaki deneyi çağrıştırıyor. burada biraz kurgudan söz edeceğim. filmin ortalarında, dört kişiden oluşan grubumuz, borçlarını ödeyebilmek adına komşularını 500 bin dolar kadar soymuştur. ve paraları aldıkları gibi kendi ofislerine gelirler. üstelik soygunu gerçekleştirmek için kullandıkları tamı tamına 350 bin dolarlık iki antika tüfek de hala ellerindedir.

500 bin dolar nakit paranın peşinde 3-4 mafya örgütü,

2 adet antika tüfeğin peşinde de yine sağlam bir mafya ve o tüfekleri soyguncu çeteye satan iki adam bulunmaktadır.

neyse neyse, sonunda olan olur. bizim soyguncu çete parayı ve tüfekleri ofise bırakıp öyle kafa çekmeye giderler. tekrar ediyorum, parayı ve tüfekleri, yani neredeyse 1 milyon doları ofislerinde sineklerin saldırısına hazır üstü örtülmemiş bir çikolatalı pasta gibi öylece ofislerinde bırakır.

ofislerine döndüklerindeki manzara malûmdur. biraz ön bilgi olacak ama kan adeta gövdeyi götürmüştür. ortada 10-15 ceset, boş bir kasa ve kırılmış hayaller vardır.

ancak grup üyeleri ofislerinde beklemeyi seçse, muhtemelen öldürülecektir. daha kötü bir muhtemel ile de işkenceye uğrayıp öldürülecektir.

üstüne üstlük, ofisten çalınan paraları ile borçları da ödenmiştir. borçlu oldukları mafyanın tetikçisi gözlerini korkutmak için geldiği ofiste 500k nakit parayı görmüş; buna el koymuştur.

sonucun sonucu: eylemsizlik gruba hem hayatlarını bahşetmiş; hem de kendi elleriyle asla götüremeyecekleri paranın, ait olduğu yere ulaşmasını sağlamıştır.

lock, stock and two smoking barrels sağlam filmdir. ve filmi yukarıdaki deney ile bağdaştırmak bana hep ilginç gelmiştir. dinlediğiniz için tşk.