1. her ay düzenli okuduğum dergi. içerisinde sağlam yazarların bulunduğu, dolu dolu içeriğiyle ve harika göndermeleriyle sizi direk içine alıp bambaşka bir dünyaya taşıyor. okuyun ve okutun.
  2. birkaç yazar dışında -turgut yüksel, hakan bıçakçı, günday vs.- edebi açıdan pek de doyurucu olmayan dergidir. zaman geçirmek için okunabilir. son aylarında edebiyattan neredeyse tamamen kopup kendini siyasete vermişe benziyor bu da çok rahatsız edici.
    kup
  3. üç beş tane şeyi poklu karanlık tavırlarla yazmaya çalıştığı kağıt israfı olan dergiler
  4. dergi okumaktan soğutan dergi...
  5. mümkün mertebe takip etmeye çalıştığım dergi. direkt olarak bir kategoriye yerleştirmek zor cidden. benim için derginin güzelliği farklı kesimlerden kalemleri bir araya getirmesi. murat menteş'le hakan günday'ın dünyaya aynı yerden bakmadığı gerçek. ama gördükleri veya görmek istedikleri dünya birbiine yakın. en azından derginin bu çeşitliliği derleyip toparlayıp bir arada sunması bile güzel.
  6. kısa bir süre için takip ettiğim yazarlarının arasında burak aksağında bulunduğu güzel dergi
  7. her ayın başında alıp okuduğum dergi. ilk zamanlarda daha iyi olduğunu söyleyebilirim şu sıralar ise idare eder kıvamda.
  8. edebiyatın jack daniels içirdiği yazarların birleştiği dergidir. türevi olan kafa ve kafka okur dergileri de tamamen boştur. aklı bir karış havada olan popüler kültür mağduru kızların dönemlik edebiyat ihtiyacını gideren kağıt parçalarından oluşur.
  9. bir kere yanlış başlık. derginin adı ot. nasıl elma hakkında bir şey yazacaksak gidip elma meyvesi başlığına yazmıyorsak ot başlığına yazmamız lazım. ee sen bu başlıkta ne bok arıyorsun derseniz herhalde koyun psikolojisi. herkes toplanmış buraya diye buraya yazdım.

    ekşi sözlük üzerinden ulaşıp dergilerinde her ay bir yazı hikaye tarzı yazacakmışım yazmamı istediler. bir trolleme olayı olarak düşündüm siklemedim. sonra ısrarlı mesajlar gelince neymiş lan bu dedim. baktım oyuncuların sinema kritiği yaptığı bir yer. oyuncu nedir. biri senaryoyu yazar diğeri yönetir oyuncu bir nesnedir. söylenenleri yapan bir kukla.

    sen kuklalara film analizi yaptırıyorsun sonra gelip bana bir yazı yaz diyorsun. neden yazayım ki. insanlar okusun diye. beyinsiz insanların okuduğu bir şeyler yazmak istesem burada yazmazdım. burada lale olduğum dönemlerde ekşi sözlük'te yazıyorum ama sor neden yazıyorum. can sıkıntısı.


    bu teklif için alıp sizin çıkaracağınız derginin gelmişini geçmişini dediğim.