1. gece 03:00-03:30, molada bir yandan götün donarken tostunu yiyip çayını içerek bir sıra dizilmiş otobüslerin yıkanmasını izlemek... işte bunu özlüyorum.uçak çıktı mertlik gitti.
  2. molada ölümüne işediğiniz halde muavinin yaptığı kola ikramından sonra saatlerce koltukta kıvranmanız.
    bebek ağlaması.
    yolcu almaya gittiğinde sigara ya da tuvalete çıkan tipler (misal ben)
    koltuğunu hayvan gibi yaslayan tip
    havalandırmadan gelen iğrenç koku ve osuruk paranoyası
    molada istemeseniz de kıçıkırık tost ve meyve suyuna 10-11 tlden aşağı para vermemeniz.
    şoförün uzaylı dilinde yaptığı anons (eczacılar ile aynı dil mi bilgim yok)
    gündüz güzel gelen kızın gece otobüste salya sümük uyurken görmeniz.
    otobüsteki tabletin çalışmaması.
    şarj yerinin çalışmaması
    gündüz gözünüze vuran ışık
    kıçınıza yapışan donunuz
    sıcak diye gittiğiniz yerin yolunda mutlaka buz gibi soğuk bir yerde mola vermeniz ve bir sigara için kardan adam olmanız. soğuktan yanınıza niye hırka almadığınız konusunda hayıflanmanız ve çay içerek ısınmaya çalışmanız. çay dışarda içiliyorsa (malum sigara da içilecek) ellerinizi kıçınıza sıkıştırıp makattan sıcak almaya çalışmanız. sonra da alelacele otobüse kaçmanız.
    soğuktan şikayet etmeniz ama vardığınız yere gidince o soğuğu aramanız.
    bir kazan kuru fasulye yemişcesine gaz dolmanız.
    uyuyamamanız ve canınızın sıkılması.
    kusanlar
    mutlaka bir kez firmadan şikayetçi olduğunu söyleyen tip
    içerisi buz gibi olduğu halde klima açan şoför ve yandaşları.
    klimaya itiraz eden tip ya da enterasan bir şekilde kapatmaması konusunda uyarı yapan tip
    şoförün yaktığı sigaraya imrenerek bakmak
    yolun bitmeyeceğini düşünmek ve uçak bileti hayali kurmak
    aşağı yukarı bu tip şeyler işte :)
  3. içilen mercimek çorbası.
  4. şoförün hemen arkasında oturmak, yolu seyrederek gitmek.
    şoföre kahve çay gece boyu giderken seni de gören muavinin sana da sürekli getirmesi, bi süre sonra onunla ve şoförle muhabbete başlamak.
    molada tuvalete gidip para üstüne gerek olmayacak şekilde parayı vermek.
    sonra otobüse gelip içerden yıkanmasını izlemek.
    son sigaranın son nefesini içerde veren dallamaya yanından geçerken tip tip bakıp içinden küfür etmek.
    her koşulda özlediğin birini bir durumu bırakırken, gideceğin yerde de özlediklerinin olması ikilemi.
    yol boyu müzik dinleyip düşünmek.
    wtf
  5. özellikle gece otobüs yolculuğu yapıyorsanız, bunun hakkında düşünmenin dahi sizi mutlu edeceği detaylardır.

    otobüsün karanlık otobanı aydınlatan farları, uyumak için başını yasladığın pencereye yansıyan görüntün, herkes uyuduğu sırada sessizliği dinleyip gecenin açık maviye dönüşünü izlemek ve tabii ki birbir özenle hazırlanan uzun yol playlistlerini dinlemek.

    eğer feribottaysanız, feribottan aşağı sarkıp dışarıda iliklerinize kadar üşüyebilirsiniz. bazen anlamsızca evden çıkıp herhangi bir yere giden ilk otobüse binesim gelir çünkü yolculukla ilgili her şey insanı buruk bir huzurun içine doğru sürüklüyor. sanırım bu hissi yaşamayı seviyorum ya da bitmek tükenmek bilmeyen otobüs yolculuklarına olan aşkım ile yalnızca sevgili pamuk'un yeni hayat'ından etkileniyorumdur, kim bilir ^:swh^