1. dünün hürriyeti bugünün özgürlüğü...
    öncelikle "hürriyet" kelimesi arapça kökenlidir. türkçeleştirme döneminde, nurullah ataç'ın "özün gürlüğü" anlamında iki türkçe kelimeyi birleştirerek hürriyetin yerini alması için önerdiği "özgürlük" kelimesi kabul görmüş, dilimizde yerini almıştır. hızlıca benimsenen özgürlük, bu kadar yeni olduğunu hiç çaktırmıyor değil mi ?
  2. alpay erdem yazmıştı:
    özgürlük, devrilen tuzluktan fırlayan tuz taneleridir.
    hala gülümsetir.
  3. et par le pouvoir d’un mot/ je recommence ma vie/ je suis né pour te connaître/ pour te nommer/ liberté.

    by the power of the word/ i regain my life/ i was born to know you/ and to name you/ liberty

    bir sözün coskusuyla/ dönüyorum hayata/ senin için dogmusum/ haykirmaya/ ey özgürlük

    (bkz: liberté - paul eluard)
  4. nazi olaylarını gözlemlemiş ve almanların neden nazi partisine katılmak istediklerini inceleyen erich fromm; bu doğrultuda da özgürlüğün bir kaygı getirdiğini ,özgür olduğunda insanın seçeneklerinin sınırsız olduğunu,özgürlüğün çokta kolay bir şey olmadığını bu nedenle insanların özgürlükten kaçıp otoriteye boyun eğdiklerini yani kolayı seçtiklerini iddaa etmiştir. erich fromm'a göre otoritede kişi kendinden yüksek güce itaat eder ve alttakilere baskı uygular. bu sebeple almanlar nazilere destek olmuştur.

    insanlar, otorite baskısı altında yaptığı eylemlerin; saf kendi suçları olmadıklarını düşünerek yaptıkları eylemlerin sorumluluklarından kaçınırlar.bu konu ile yapılmış milgram deneyi deneyi çok güzel bir örnektir.
  5. varlığı/yokluğu yüzyıllardır tartışılan kavramdır, felsefenin önemli soru/sorunlarından biridir. tanrıya olan inançla direkt olarak bağlıdır, bu durum çoğu zaman bu konu üzerinde tartışılamaz hale getirir. özgürlük ve tanrı arasındaki bu durum hakkında albert camus şöyle demiştir: tanrı önünde bir özgürlük sorunundan çok, bir kötülük sorunu vardır. seçeneği biliyoruz: ya özgür değiliz ve kötülükten her gücü elinde bulunduran tanrı sorumludur; ya özgür ve sorumluyuz, ama tanrı her gücü elinde tutmamaktadır.
  6. elf gözlerim hepinizi görüyor! evet! şu güzel toplumun sırtındaki ağır yük, hep şu sövdüğün o ağır yük varya o sensin! sen kim misin? sen özgürlüğün, başkalarının özgürlük sınırlarını ihlal ettiğinde bittiğini savunan kişisin! bütün bu kaosun sebebi sensin bütün bu toplumsal baskının sebebi sensin!

    nedir bu başkalarının sınırlarını ihlal etmeme safsatası?

    bazı kavramlarda toplum olarak büyük sıkıntı içerisindeyiz. adalet,özgürlük,eşitlik bu kavramları bir cümle içinde kullanırken 2 kere düşünmek lazım, fakat sen olayı çözmüşsün, ''özgürlük başkalarının sınırla....''.

    herif özgürlük kelimesi için kitaplar yazsın, sen direk ezbere, altı boş bir cümle kur olay bitsin.
    alkışlıyorum seni büyük sıçtın kardeş!

    bana şu başkalarının sınırlarını çizer misin?
    nedir bunun sınırı?
    bak özgürlük denilen şeyi kısıtlıyorsun farkında mısın?
    o halde özgürlük bunun neresinde?

    sen boka doğru batıyorsun farkında değilsin.
    sen toplumsal baskının vücut bulmuş halisin fakat özgürlükçüyüm diye geçiniyorsun.

    senin dediğine göre bizim hareket etmememiz lazım çünkü her hareket bir yargıdır ve bu yargı kimin özgürlük sınırları içine girer bilemezsin çünkü standart yok. futboldan bir örnek vereyim aynı pozisyonda farklı kararlar veren hakemler var. neden? çünkü algı denilen şey standart bir şey değil.

    bariz faul kuralları, ofsayt kuralları falan varken hata yapan hakemler varlığını sürdürüyor. e peki bu durumda insanların özgürlük algısının ortak bir paydada buluşması ne kadar mümkün?

    hayatın kendisi stabil değildir. hareket etmek zorundasın çünkü hayatta kalman lazım, e bu durumda hareket ediyorsan yargıda bulunmaman imkansızdır eğer hareket etmezsen kendi evrimine karşı çıkarsın ve yok olur gidersin.

    peki o halde bana özgürlüğün resmini çizebilir misin abidin?

    senin gibi bu safsataya inanan insanlar toplum baskısının temel nedeni işte. çünkü sınırlarınız var ön yargılarınız var hele o bakışlarınız yok mu acıyarak yahut tiksinerek.. şu hayatı tekdüzeleştirmeye çalışan lafta özgürlükçü aslen baskıcı insanlarsınız. sinsisiniz.

    bak nasıl büyük yargılarla, özgürlük kurallarınızı(?) çiğniyorum. ulan sen özgürlük ve kural kelimesini bir tamlama oluşturacak şekilde kullanacak kadar kamilsin sana aslında sinsi demek büyük bir iltifat olur.

    sahte duyarlılıklar peşinde koşup altı boş cümleler kurmak seni sadece kara cahil yapar bilal. bir kara cahilin aydından tek farkı bilgi falan değil, düşünme ve sorgulama eksikliğidir, belki gaza gelip öyle bir düşünüp sorgularsın ki karanlıktan aydınlığa ulaşırken hızını alamaz defolur^:sansür^ gidersin.
    en büyük temennim...