1. hayatın her aşamasında kurtarıcı olan sebzedir.öğrencinin makarnası gibidir.asla bıkılmaz her türlüsü afiyetle yenir.
  2. her şekilde yenir püresi kızartması haşlaması közlenmişi. böyle bir sebze var mı ya. her çeşidi güzel lezzetli. ayrıca da en ucuz sebzelerden kilo kilo alsan maddi olarak koymaz. hemde fazlaca nişasta var içinde. tabi fazla yemek kilo aldırır ama olsun çok yaşa patates.
  3. ögrenci evinde hayat kurtaran güzel mi güzel sebze. her türlü gideri var bu arkadaşın.
  4. insanın baştan çıkaran yiyecek. güzel olan her şey gibi o da "cıssss" salatası, oturtması, fırınlanmışı, güzinesi,yoğurtlusu, köftelisi... börek olanı hiç demiyorum. kimileri pek bilmez ama domates ve biberle eşlik eden kavurması da ayranla ayrı bir güzel olur.
  5. herkes gibi bende her türlüsünü severim. lakin kızartmasının yanında bira ile birlikte benim daimi olarak tükettiğim bir sebzedir kendileri.

    ama malesef fazla kalorili bir sebze olmasından dolayı kilo ve bununla birlikteki sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir
  6. kızarmış patates candır.
  7. (bkz: survivor bozok)

    inanın geçen seneden beri ne zaman bir patates kelimesi görsem veya bu kelimeyi işitsem aklıma bu adam geliyor
  8. kızartması valonlarca icat edilmiş sebzedir. ancak flamanlar tarafından yenilebilen bitkiler arasında "elmalar" içinde sınıflandırılır. (bkz: belçika'nın çeşit çeşit milletleri)

    flamanların bu ilginç sınıflandırmasını anlamak için o memlekette tahıl yetişmediğini bilmek gerekir. benzer biçimde yılan da yoktur bu ülkede mesela. neyse efendim, ne diyorduk? ha, patates...

    patates'i bir vakitler katolik sömürgecilik peşinde koşan ispanyollar^:evet, tüm belçika katoliktir^ şu an belçika diye bilinen bölgeye getirmeden evvel bu bölgenin iki karbonhidrat kaynağı var: bira ve elma. bu adamlar yahninin yanında elma püresi yerler. ekmek dediğiniz şey ise oldukça lüks, pahalı bir şeydir; zira tahıl yoktur^:ekmek bulamazlarsa pasta yesinler^.

    bu durumda bitkiler bizdeki gibi meyve/sebze/tahıl diye değil, meyve/sebze/elma diye üçe ayrılmıştır. aslında işlevsel olarak aynı ayrımı yapıyoruz; sadece yediğimiz şey farklı. karbonhidrat olarak buğday yerine elma koyduğunuz zaman her şey yerli yerine oturmuş olmalı. tam bu sırada sömürgesi ispanyollar patatesi getiriyorlar. bunda da karbonhidrat var. bunun da püresi oluyor. elmadan farkı, toprağın altında yetişiyor. flamanlar da haliyle bu yeni bitkiye, "yer elması" diyorlar. flamancadaki patates sözcüğünü, yani "aardappel" sözünü aarde ve appel olarak ayırıp ingilizceye benzeterek earth apple olarak okuyabilirsiniz.

    bir de ne diyorduk, kızartması... evet. belçika'nın fransızca konuşan valon halkı tarafından kızartması yapılıyor. fransızca konuşan kişilerin keşfi bir yanlış anlama nedeniyle "french fries" olarak yayılıyor. "belgian fries" desek daha doğru.
  9. lisede tarih hocamı hatırlatan yumrulu kök birkisidir kendisi.

    efendim tarih hocamız bir gün lise 1 sınıfta "biliyo musunuz fatih sultan mehmet'in en sevdiği patates yemeği neydi?" diye sorar. mal sınıfımız türlü türlü cevaplar verir. neyse sonra adam hönküre böğüre gülerek "patates yok o zaman hehühehü höhe çönkü ehü amerika keşfinden sonra avrupaya geli...." tabi anlamıyoruz biz ne dediğini, komik bişi mi diyo, ne ediyo anlamıyoruz. sonra adam bayıldı efendim. bildiğimiz bayıldı. kıpkırmızı oldu yığıldı yere. sınıf başkanı müdürü çağırdı. müdür ne oldu diye sordu. ben olayı anlattım. velhasıl böyle bir anı işte. hocamızın lakabı da " patates " olduydu.
  10. 1800 lü yıllarda irlanda da 1 milyon kişinin ölümüne neden olmuştur. hatta irlanda nın ingiltere sömürüsü olması bile patates yüzündendir. nasıl oldu peki bu?

    aslında doğrudan patates hiçbir şey yapmadı. ama dolaylı yoldan 5 yıl süren bir dönemde irlanda yı bitirdi. o dönemde hepi topu 7 milyon nüfusu olan irlanda nın 1 milyonu öldüğü gibi 1.5-2 milyonu da amerika ya göç etmiştir. üstte de belirttiğim gibi kıtlık yüzünden irlanda da kalan 4-5 milyonluk kesim ingiltere nin bağımlılığı altına girmek istedi. e tarihten de bildiğimiz gibi bu gerçekleşti.

    yorumda patatesin nasıl yok olduğunu söylememiştim onuda kısaca anlatayım. patatesi yenilemez hale getiren şey bir mantar türü. sizce bu mantar hangi ülkeden gelmiştir? tabiki amerika dan gelmiştir. ilk geldiği sene depo ve tarladaki patateslerin yarısı diğer sene ise tamamı zarar görmüştür ve yenilemez hale gelmiştir.

    peki irlanda da patates kez hale gelince neden kıtlık başladı? cevap basit verimsiz topraklarda başka bişey üretilmiyordu. bunun nedeni ise arazi lorlarıdır. arazi lordları verimli toprakları almıştır. halka ise verimsiz toprakları bırakmışlardır. o güne kadar patates ile geçinen halk bu durumdan şikayetçi değildir. kıtlık olunca da yapacak pek bir şey kalmamıştır.

    son olarak ta şunu belirteyim. ülkeyi terk edenlerin çoğunun amerika ya gittiğini söylemiştik. işçi sıkıntısı çeken amerika ya yaklaşık 2 milyon irlanda lının gelmesi sizce tesadüf mü bence değil. ^:hepsi amerikanın oyunu :) ^