1. istanbul'da ağzımın içinde olmasına rağmen gitmediğim için pişman oldum ancak ankara kalesi dibinde çengelhan'da ki müzesine hayran kaldım ve ankara böyleyse istanbul kim bilir nasıldır diye sürekli kendime soruyorum.
    gez, gez ayaklarım şişti bitmek bilmeyen müze koca bir han ve han'ın içinde ufacık odalar, her oda ayrı bir hazine sergisi gezerken sanki bol resimli bir kitabın sayfalarını çeviriyormuş gibi oluyor insan.
    havacılık, tarım, ev eşyası, denizcilik, oyuncak, ecza, makine, matbaa, spor, giyim ve daha bir çok alanla ilgili nadide parçalar bu müzede. bir gezme yetmez bu müze için.