-
şu çılgın türkler-turgut özakman
lise yıllarındayken bir günde okuyup bitirmiştim..
'tek nefeste denir' ya işte öyle..
yer yer gözyaşı döktüğümü de hatırlıyorum.. -
emre yılmaz-->genç bir işadamına
iş dünyasında tabiri caizse kısa yoldan köşeyi dönme yöntemlerini anlatmasıyla birlikte, bu dünyanın aslında dışarıdan görüldüğü gibi parlak bir dünya olmadığını aforizmalarıyla birlikte anlatan bir başyapıttır. -
franz kafka- dönüşüm.
az ve öz kelimesini edebiyattaki karşılıklarından biri olan bu eser, bir oturuşta okunur... ancak defalarca. -
ayşe kulin'in veda'sı. nefes nefese de öyle bir kitabıdır. belki diğer kitapları da bir oturuşta okunabilir kitaplardandır, bütün kitapları aynı tadı veriyor zaten, bir süre sonra da kabak tadını.
dört sezonu 2 günde izlenen diziler gibi, iyiydi ya da kötüydü gibi kısa yorumlar yapılacak kadar akılda kalır. okurken aşık olunan karakterler bile hatırlanmaz çoğu zaman. -
paulo coelho- simyacı
adam fawer- olasılıksız
ikisinide okurken film izliyormuş hissi veriyor ve bırakamıyorsun -
beyaz geceler-dostoyevski
punto büyüklüğü ve benzeri nedenlerle sayfa sayısı değişse de ortalama 100 sayfadır olaylar çarpıcı olduğundan kitabı yaşarsınız o an ve tek tek hayalperestin nastenkanın yerinde bulursunuz kendinizi,ayda bir okumaya çalışırım kitabı yıllar önce okumayı gerçek anlamda sevdiren bir kitaptı. -
game of thrones serisi. -
çavdar tarlasında çocuklar - j.d. salinger
betty blue - philippe djian
günlük - oğuz atay
kambur ( sanırım ince bir kitap olmasından ötürü :) ) - şule gürbüz
elbette çok daha fazla sevdiğim, okurken çok daha fazla keyif aldığım kitaplar oldu. fakat bir oturusta bitirdiğim kitaplar bunlardır. -
ivan ilyiç'in ölümü - lev tolstoy
100 sayfada ölümle yüzleştirir, yaşamınızı sorgulattırır. -
ahmet ümit- istanbul hatırası 2-3 oturuşta ancak biter.