• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.20)
the elephant man - david lynch
doktor frederick treves, 1880'lerin kasvetli londrası'ndaki bi gezici sirkte fil adam lakaplı, çirkin ve son derece anormal bir görüntüsü olan john merrick'e rastlar. zalim bir adam olan sirk müdürü bytes, annesi merrick'e hamileyken bir filin saldırısına uğradığını anlatmaktadır. dr. treves, merrick'in hastaneye yatırılmasını sağlar. dr. treves bir süre sonra pek zeki olmayan merrick'in korkunç görüntüsünün altında son derece duyarlı ve insancıl birinin olduğunu anlar. hastanede ilk başta ondan korkan hemşireler de merrick'e alışacaktır.


  1. organizma, yaşamını idame ettirmek için bulunduğu her ortamın en olumsuz şartlarına dahi adapte olma yetisine sahiptir. bir şekilde bu savaştan sıyrılıp, elde ettiği kazanımla yaşam koşullarını iyileştirebildiğinde, içindeki üretkenliği/doğurganlığı üst noktalara çıkarır.

    buna en güzel örneklerden biri ağaçlardır. ağaçlar, nesillerini devam ettirmek için tohumlarını güneş görmeyen diplerine düşürdüklerinde yeni yeşerecek fidanların yaşama olasılıkları çok düşüktü. hayvanların mobilitesini keşfeden bitkiler, tohumlarını renkli ve şekerli dokularla (meyve) kaplayıp onların ilgisini çekmeyi hedeflemişlerdir. meyveyi yiyen hayvan, muhtemelen anne ağacın dibinden daha çok güneş alan bir yerde, sert kabuğundan dolayı midesinde sindiremediği çekirdeği dışkılar. çevreye rastgele dağılan tohumlar, yeşermek için daha az rekabete gireceği ve güneşli yeni ortamlarında daha kolay büyüyebiliyorlardı. bu yöntem ile daha çok yavruyu doğaya kazandıran ağaçlar, bir süre sonra hayvanları da aradan çıkararak polenle üreme yapabilen canlılara evrilmiş, rüzgar dışında başka bir dış etkene ihtiyaç duymadan tüm dünyayı yeşil bir yüzey olarak kaplamışlar. ta ki insanlar gelip büyük oyunu bozana kadar...

    başka bir örnek ise sanat tarihidir. insanoğlu çağ atladıkça, devrimler gerçekleştirdikçe, vahşi doğaya karşı verdiği savaşta bir el daha kazanmıştır. oluşturduğu "refah" ortamında sanata erişebilirlik artmıştır. the elephant man de, bu yükselişin en somut örneklerinden yalnızca bir tanesidir.

    joseph merrick'in, şowmen sam torr'un eline düşmeden önceki yaşamı filmde biraz yüzeysel anlatılmış. merrick çocuk yaşlarda fil hastalığına yakalanmış, vücudunda deformasyonlar başlamıştır. söylemlerinden, fiziksel olarak engelli olduğu tahmin edilen annesi, joseph daha küçükken yaşamını yitirmiştir. annesinin ölümünden sonra babası çocuklu başka bir kadınla evlenmiş. üvey annesi diğer çocukları kadar yakışıklı olmayan joseph'i dışlamış, ona kötü davranmıştır. bu zulme dayanamayan küçük joseph evi terk etmiş.

    görünümünden dolayı hiç bir yerde iş bulamayan joseph, kentte biçare dolanırken bir sirke denk gelmiş. burada çeşitli şovlarla insanları eğlendiren/korkutan tuhaf görünümlü ve kıyafetli insanları görünce , herkes tarafından "korkunç" bulunan vücudunu sergileyerek para kazanabileceğini fark etmiş, çaresizce... yine aynı sirkte sam torr ile karşılaşmış ve hikayesini anlatmıştır. şovmen torr hikayeyi süsleyerek bunu bir gösteri haline getirmiş ve birlikte para kazanmışlar.

    !---- spoiler ----!
    hayat sürprizlerle dolu. bu ucubenin zavallı annesinin talihini düşünün, yere yıkıldı...
    hamileliğinin dördüncü ayında bir fil tarafından yere yıkıldı... afrika'nın bilinmeyen bir adasında.
    sonuç açıkça ortada.
    bayanlar ve baylar, işte korkunç fil adam!
    !---- spoiler ----!

    sonrasında işler tamamen joseph'in kontrolünden çıkmış, showmen'in "kafes hayvanı" muamelesi yaptığı bir sömürü aracı ve gelir kaynağı haline gelmekten kurtulamamıştır.

    !---- spoiler ----!
    "sen benim hazinemsin."
    !---- spoiler ----!

    ta ki iyi kalpli başka bir organizma, bu zavallının elinden tutup ona, her bireyin sahip olması gereken asgari şartlarda insani bir yaşam ortamı sağlayana dek. sonrasında ise bu yeni yaşam şartlarına yavaş yavaş adapte olur ve içindeki zarif, hümanist, yaratıcı ve sanatkar yapı açığa çıkar.

    ilginç bir tesadüf de, hastanede yaşadığı dönemde kraliyet ailesi ve asilzadeler tarafından ilgi görmesiyle elde ettiği şöhretin ardından 27 yaşında bir çeşit intihar ile yaşamını yitirmesidir. joseph merrick, "27'nin laneti" tufanının belki de en eski üyesidir.