• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.01)
true detective
2012′de, louisiana eyalet polisi dedektifleri rust cohle ve martin hart, 1995 yılında çalıştıkları bir cinayet vakası ile yeniden karşılaşır. farklı sorgulamalar ile günümüzde dosya yeniden açılırken, iki eski dedektif, sorgulamalarının, iyileşmeyen yaraların yeniden açılmasının ve 1995 yılında tuhaf bir ritüele dayanan cinayetin çözümüne dair soruların hikayesini anlatır. zaman akışı, her ikisi de arkada bıraktıklarına inandığı bir dünyaya geri çekilirken örülür ve birbirine yaklaşır. birbirleri ve katilleri hakkında bir şeyler öğrendikçe, karanlığın adaletin her iki yanında yaşadığı açığa çıkar.


  1. birinci ve ikinci sezonlarını izlediğim, 2014'ün amerikalıların deyimiyle kara atı (dark horse), 2015'in güzel bir dizisi. iki sezon arasında ciddi farklar var. neden böyle olayına biraz değinmek istedim, ikinci sezonu izlerken bariz insanın rahatsız olduğu noktalar var zira;

    - ikinci sezonda yönetmen olayı resmen elde patlamış. ilk iki bölüm justin lin tarafından yönetildikten sonra, her bölüm farklı yönetmenler tarafından çekilmiş. bu yüzden sezon boyu bir bütünlük yakalamak için justin lin'in sekansları tekrar edilmeye çalışılmış. barda ki müzik sahneleri, şehrin drone çekimleri vs. vs.. diğer yönetmenler kendi çizgilerinden çıktıkları için 7. bölüm dışında özgün bir iş çıkmamış. keza 1. ve 2. bölüm dışınd drone çekimleri tamamen geçişleri sağlamak için yapılmış, konu ve diyaloglarla alakaları yok. yönetmen olayı ayrıca dizinin akışını da baya etkilemiş ki 2. ve 6. bölümlerde olay çözülmeye başlıyor derken, arada ki bölümler başka bir yoldan olaya yaklaşıyor. izleyici için sıkıntılı bir süreçti, sürekli farklılaşmak.

    - yönetmen farklılığı yüzünden t-bone barnett'in performans'ı da büyük ölçüde düşmüş. bütünlük sağlanamadığı için nabza göre şerbet misali, sahnelere kafasından geçenleri yerleştirmiş. nic pizzolatto bu sezon başında müzikler için burnett'e hayranlık duyduğundan bu sezon müziklere dokunmayacağını söylemişti, bununda kopukluğun giderilememesinde etkisi var diye tahmin ediyorum. bölümler tek tek ele alındığında t-bone barnett yine iyi iş çıkarmış diyebiliyorsunuz ama 8 bölümlük bir yapımda farklı sesler ve temalar izlemeyi biraz kopuklaştırmış. yanlış hatırlamıyorsam, başlarım böyle işe tadında ilk sezon ki gibi sahne değişmesine rağmen aynı konuya odaklamak için 3. 4. ve 6. bölümlerde geçen sezon kullandığı swarmatron seslerine geri dönmüş.

    - diyaloglar, piyasada ki çoğu diziye oranla yüksek olsa da, dizinin tek rakibi kendisi olduğundan burada biraz sönük kalmış diyebiliriz. burada sıkıntı dört temel karakter, 4 farklı hikaye yüzünden karakterlere ayrılan süreler. ilk sezonda fukunaga göstermek yerine anlattırmayı tercih etmişti. bu sezon normal mantık olan anlatmak yerine göstermek kullanmış yönetmenler. bu yüzden karakterlerin diyalogları sınırlı. üstüne bir de mr. robot fırtınasının etkisi var. ilk sezondan güzide diyaloglar beklerken, tam istediğimizi tarzı mr. robot verince true detective'e karşı biraz daha eleştirel olunuyor.

    -karakter kısmı üzerine uzunca konuşulabilir ama kısaca değinmek gerekirse, lokomotif sıkıntısı yaşadık ikinci sezon. oyunculuklar kötü değildi. tam tersine yılların komedi adamı vince vaughn'dan müthiş bir karakter yaratılmış. colin farrell'a diyecek yoktu, keza taylor kitsch'e de. özellikle çatışmada ki yüzü ve hareketleri oyunculuk dersi gibiydi. ama sıkıntı buradan değil hikayeyi sürükleyecek bir odak noktası yaratılmamasından kaynaklanıyor. bir ara taylor kitsch'den bir çıkış bekledim ama 5. ve 6. bölümde devamı gelmedi. 7. bölümde keza şov yaptı.

    pizzolatto'yu tebrik etmek lazım, güzel bir işçilik ortaya koymuş, ince elemiş, sık dokumuş. güzel bir ikinci sezon daha geride kaldı. üçüncü sezon için ortalarda joaquin phoenix söylentisi var ki, bu tip karanlık senaryolara, joaquin phoenix'den daha karanlık bir adam bulunamaz diye tahmin ediyorum. ama vince vaughn değişiminden sonra kim gelse şekle sokarlar diye düşünüyorum.
  2. birinci sezonu ile gönüllerde taht kuran, ikinci sezonu ile beğenilmemek için bahaneler üretilen dizi.

    bu diziyi bi arkadaşımla eş zamanlı izlemeye başladık. ikinci sezonun ilk bölümünü de beraber izledik. bir şeye karşı duyulan ön yargının ve beğenmemek için şartlanmanın en net halini onda gördüm.

    ilk bölümden sonra aramızdan geçen konuşma:

    lan bu ne amk, kalite olarak ilk sezonla alakası yok
    -nesini beğenmedin, gayet iyi işte
    eskisinin jeneriği bile kaliteliydi. bu ne böyle rap koymuşlar
    -leonardo cohen sever misin?
    candır :)
    -senin o candır diyen ağzını sike...
    efendim abi
    -yok bişey

    ikinci sezonu izlemek isteyen ama yorumlardan dolayı vakit kaybı olduğunu düşünen varsa mutlaka ilk 3 bölümü izlemeli ve ona göre karar vermeli. şu an içinizden "lan zaten toplam sekiz bölüm var, oldu olacak hepsini izleyip karar verelim aq" diyor olabilirsiniz. evet, zaten hepsini izleyin diye söylüyorum.^:swh^ ilk 3 bölümü izleyip de hikayenin içine girebildiğimiz anda ilk sezondaki keyfi alıyorsunuz.
  3. ilk sezon 9 mart 2014 te bitmişti. nisana geldik hala yeni sezon başlamadı. kadronun değişmesi de keyfimi kaçırmadı değil. colin farrell neyse de vince vaugn nedir be abi?
  4. kesinlikle harika jenerik, harika kurgu, harika oyunculuklar (özellikle matthew mcconaughey ). dedektif rush un sigara içişi, içmeyen bir adamın bile canının sigara çekmesine sebep olabilir. o derece iyi oyunculuklar vardır. tüm bunlara karşın final nedense beni tatmin etmedi. tüm bölümlerdeki iyi kurgunun yanında basit kaldı sanırım. belki de bana öyle gelmiştir.
    yoda
  5. eğer bir insanı doğru yolda
    tutan tek şey ilahi mükafatsa...
    ...dostum, o kişi adinin tekidir.
    a
  6. game of thrones geldi sen gelmez oldun...

    ilk sezonu dizi değil de uzun bir film gibiydi. ikinci sezonu da aynı tatta olacak ancak kadro tamamen değişik. ki bunun olacağını daha ilk sezonun başında açıklamışlardı.

    müzikleri o kadar iyi ki daha introsuyla sizi yakalıyor.
    intro için: (bkz: true detective - intro)
  7. senaristler grange romanlarından esinlenmişler mi bilmiyorum ama ilk sezonun başlangıcı, gelişimi ve bitişi tam bir grange romanı gibiydi. uzun zamandır bu kadar güzel gerilmemiştim, izleyince kendime geldim.