1. son bir ay içinde aklıma gelenler;
    -güneydoğu çatışmalar 100'den fazla askerimiz öldü.
    -atatürk havalimanı patlaması 100 insan öldü ve yaralandı
    -şeker bayramı trafik kazaları 100'den fazla insan öldü
    -15 temmuz kalkışma adını verdikleri olaylar 100'den dazla asker ve vatandaş öldü.
    sonuç 16 nisan için demokrasi bayramı kutlayacağını söyleyen bir garip ülke.
  2. Red kid'in bir bölümünde şöyle efsane bir söz geçer.
    "Bir ülkede at'lar güvende değilse kimse güvende değildir.!"

    türkiye; at, eşek, katır sayısı düşerken deve sayısında artış olan ülke.

    http://m.radikal.com.tr/ekonomi/at_esek_katir_azaliyor_deve_sayisi_artiyor-1214349
    haber eski tarihli olsa da türkiye'de
    her yıl 5000 kadar at sayısında azalma var, bu azalma ile sucuk reyonu arasında bir bağ olup olmadığı ise meçhul.
  3. parası olana sanal bir cennet.
    mahallede bir lahmacuncu var. lahmacuncu ama vale'si de var yani. geçen önünde 34 plakalı bir ferrari var. araç sahibi adam kabasakal, beyaz gömlek, yaka bağır açık bir tip, muhtemelen çeşme yolcusu. aracı valeye verdi girdi içeri. vale ve tayfa esasduruşta karşıladı.
    şimdi bu adam dünyaları ben yarattım sanıyor, bu vale'ler de buna çanak tutuyor. ben de şuna üzülüyorum az ilerde daha leziz lahmacun yapan yer var ama ferrari sahibinin bunu bilme şansı yok, gitti fabrikasyon lahmacunları yedi garibim.
  4. uyuyana pek saygı duymayan ülkem.

    -yarım saattir şampiyonluk kornaları ile ev çınlıyor. korna çalan insanların motivasyonunu anlayamıyorum. bir takım şampiyon olmuş sen de o takıma gönül vermişsin ben de dahil. bağıra çağıra sesini kısıp nodüllerine davetiye çıkarıyorsun. diğer taraftan elinde silah varsa pataküte saydırıyorsun. garip bir deşarj şekli;) sevinsen ama böğürmesen iyi be kardeşim.


    -bir kaç saat sonra ramazan davulcusu geçecek (geçmişten geleceğe bir nostaljimiz) ses etmemeli tadını mı çıkarmalı? hiç bilemiyorum altan. adam da mani ve ritm de yok. pata küte nasıl da vuruyor .intikam alır gibi vuruyor. üç tur dönüyor yine vuruyor, sanki başka mahalleye uğramıyor. ve bu hizmet için para vermem bekleniyor.

    -köpekler: hayvan sevgim hatsafha; ama bunlar köpek sadakatinden çıkmış, çeteleşmiş. iki mahallenin 10'ar köpeği mahalle savaşları yapıyor. bir grup soprano, bir grup alto.. hayvan gibi havlıyor, bi de minik sopranino var. boyuna posuna bakmadan posta koyuyor.bir bayram sabahı feridun düzağaç dinleyecektim amacım sakin ve dingin uyanmaktı. işte o soprano izin vermemişti.

    -o da ne?!? sabah 4-5 suları camiden ezanlar; benim de bir huyum vardı tarihte; ben ezanı yatarak dinleyemezdim. günah bildim. hep doğruldum hep müzziğin sesini kıstım ama müezzin ben müziğin sesini kıstıkça o sesini açtı. üç mahalle öte caminin ezan sesini artık bütün şehir duyuyor. hele camii yanından geçiyorsan vay haline...

    -bizim minik kız; gece 3 part uyanıyor. diş çıkarma sancısı var. yataktan fırlıyorum, muhtemel komşular da uyanıyor. komşuluk anlayış demek. birazdan ben de komşunun bebeklerinin ağlamasını dinleyeceğim. ama anlayışsızları da var. gece 23:00 matkap açanı da gördük, duyduk, işittik.

    -bir temmuz sabahı; benim kanka, gel biberbey bodrum'da tekne kiralayalım. iki gece yatılı teknede konaklayıp koylarda gezicez demişti. hanımla gittik, tekilalar, monopoly oyunları, akvaryum koyları vs vs. nefis bir gün geçirdik sonra güvertede büzülüp uyuyacağız. amaaa o da nee? yan tarafa bir başka tekne yanaştı. denizde olmanın rahatlığı ile house deep music olacak; dımtısdımtıs dayadılar müziği. gece 3-5 umurlarında değil (umurlarında değil derken nezaketimi korumaya çalışıyorum) ama gerçek cümle şu olmalı heriflerin sikinde değil. yan tarafta tekne var. uyuyan var mı? gerçek soru bu değil. sonra adamlar kayıklarla rus kızları getirttiler. ben de gözlerimi belerttim; ne ayak diye bunlar izliyorum. kayıklarla kızlar tekneye yanaştı. 2-3 eskort belki, herifler house deep music ile azdı tabii sarışın minili kızlar tekneye giriş yapıyor. biz de dingin tatil diye teknede kalıyoruz ;)
    dedim ya burada uyku yok, velhasıl tekne sahibi olup bir koy'a yanaşsan da çözüm değil, yanına başka tekneler yanaşıyor.
    çözüm toplu taşımada uyuyacaksın, iki üç duble rakı ile sızacaksın, yoksa uyuyamazsın izin vermezler.

    -sabah 6:30 alarmı; en tatlı uyku ama nafile.. bir de kış saati uykulaması varki aman aman...