1. gitmek mi zor kalmak mı zor? diye düşünürken giden sevdiklerimin sözleri aklıma geliyor.gidilen yerde şartlar güzel olsa da ülkemin itiş kakış halini kargaşasını bile özlüyoruz sözleri beni gülümsetiyor.
  2. orjinalinden çok daha fazla kibar olan söylemdir.gitmeyelim, sevgilimiz otobüs beklerlerken bomba patlasa da gitmeyelim, çocuğumuz okula giderken bomba patlasa da gitmeyelim,patron olup para kazanamayıp elimizdeki son parayı oğluna sünnet yapacak diye çaycı ayşe ablaya versek de gitmeyelim lan, ahmet dayı patlama olunca survivor izlemeye devam ediyorsa da gitmeyelim, hükümet yetkilileri sanki siri lanka da yaşıyormuşçasına olayı kınıyorsa da gitmeyelim, gitmeyelim arkadaşım burası bizim vatanımız lan gitmeyelim bizden öncekiler gitmediler biz de gitmeyelim.
    lvssr
  3. mesleki bakimdan kariyer ve daha fazla para kazanmak icin turkiyeden gitmek zorunda kaldim. aradan gecen aylarin sonunda sunu anladim ki ben buralara sadece bedenimi ve muhendislik tecrubemi getirmisim. ruhum, heyecanin, umitlerim, ofkem, nefretim, ailem, sevdiklerim hep turkiye'de kalmis.

    davulun sesi uzaktan hos gelir derler. turkiye senin veya benim yurtdisina kacmamla birsey kaybetmez, sadece begenmeyip söve saya terkettigin ulken icin dedelerinin, onlarin da dedelerinin ve hatta 7 ceddinin kanlarini akittigini unutma yeter ve sadece buna saygini goster. gitmen gerekiyorsa al eline bavulunu, sevdigin birileri varsa et vedani ve bin uçağına git efendice.ne sen ilksin ne son olacaksin bu yollarda.

    yalnız unutma arkadaş! gün gelip de bittiginde maceran, sana bağrını açacak olan yine o sövdüğün vatan.
  4. çok önceleri yapılması gereken eylem
  5. sorunlardan, problemlerden kaçmak için gayet randımanlı bir çözüm. hadi vatan millet sevgisini hiç katmadan düşünelim. gittiğin yerde yerel halktan olmadığın için ikinci sınıf muamelesi göreceksin zaten ırkçılık dünyanın her yerinde var. hayat kalitenin düşmesi kaçınılmaz.
  6. eğer derdimiz karşıdan karşıya geçtiğimizde arabalar dursun, sağlıklı gıdalar tüketeyim, insan hakkı sadece yasalarda değil pratikte de olsun ve değerli olduğumu bileyim, her gün hayatından bezmiş insanlarla değil gerekli yaşam standartlarına eriştiği için yüzleri gülen insanlarla karşılaşayım, sıradan bir günde bomba ile patlatılmayayım, tecavüze uğramayayım, çocuğum olursa canından endişe etmeden ve sağlıklı bir ortamda büyütebileyim şeklindeyse o zaman artık ciddi ciddi düşünülmesi gereken eylem.

    ama derdimiz her şeyi unutayım, arkama bakmayayım değilse, insanlık adına, her şeyi geçtim buradaki sevdikleriniz, tanıdıklarınız adına endişelenmeye devam edecekseniz, derdiniz huzursa yani sahiden içinizi tamamıyla kaplayacak huzursa, sanırım dünyanın bir ucuna da kaçsanız bu ülkede doğmuş ve yetişmiş olduğunuz gerçeği peşinizi bırakmayacak. geçmişimiz gölgemizdir derler ama bu ülkede bu kadar derin acılarla yüzleşmek gölgeden öte, içimize sıçramış kapkara bir çamur lekesi gibi.
  7. dunyanin belki de en guvenli sehri olan dubaiye 3 sene once yerleserek gerceklestirdigim olay. ulke o kadar guvenli ve insanlar o kadar medeni ve iyi niyetli ki, ilk basta cok yadirgadiginiz seylere sonradan alisinca, turkiye'de yasayan bir birey olarak ne kadar yabani ve cahil insan topluluklariyla koreldiginizi bir kez daha farkediyorsunuz, ben onu farkettim.
    bu taraflarda yeni bir hayat kurmak isteyen olursa, elimden geldigince yardimci olmak isterim, lakin turkiye denilen yer bildigin irak'in bir kademe ustu seviyesine kadar geriledi cunku.
  8. her gün bomba patlasa yine yapamayacağım eylem. tatil için giderim sadece. ulan ben okuduğum şehirden taa istanbuldaki sokakları özlerken bi de düşünün ki yurtdışına yerleşmişim. söylemesi kolay yaşayıp görmek gerek.
    bülbülü altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş.
    ben bu ülkeyi olduğu gibi seviyorum. her yeri bizim. iyisiyle kötüsüyle insanı da bizim. türkiyeden bilmem nereye ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek için kaçamam. burdan kaçsan n'olcak aklın yine burada olacak. bomba her yerde patlıyor. fransada, amerikada. terör örgütlerinin planlarını bilmedikten sonra nere gitsen boş. alamancıları düşünün paraları var ama yine burdan vazgeçemiyorlar. cem karacayı düşünün, sabahattin aliyi düşünün. bunlar öyle basit konular değil. başlığa bakınca ulan şuraya tatile gitsem, şurada bilmem ne yaparak yaşarım demek kolay. gurbetçi kardeşlerimiz daha iyi bilir ne diyeyim.

    ne diyor cem karaca: bana istanbulu anlat nasıldır...

    ya sabahattin ali:aldım sazı çıktım gurbet görmeye
    dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
    ne lüzum var şuna buna sormaya
    senden ayrı ne hal oldum gör beni
  9. türkiye'den çekip gitmek... ben ailemle tartışınca bile o an sinir harbiyle uzaklaşma düşüncesine bürünsem de akşamına ya da sabahına bir an önce kavuşma derdine düşüyorum. olay sadece aile de değil üstelik. doğup büyümüşlük var, yaşanmışlıklar var. bağ var görülmeyen ama hissedilen, vefa var.

    onca şeyi bırakıp gitmek isteyen zaten gider. sanmıyorum ki maddiyat bağlayıcı olsun. gider yaşamak istediği ülkede temizlikçilik yapar yine yaşar istediği gibi, parasını kazanır. bence bunlar bahane değil. ama beni burada tutan. 100 yıl önceki o adına destanlar yazılan çanakkale ruhu, milli mücadele ruhu, herkese kafa tutmuş cihan komutanın ruhu.. kolay kolay bırakıp gideceğimi düşünmüyorum bu yüzden. gitsem de aklım buralarda kalacak, ankara 'da değilim, arkadaşlarım ve bir kaç akrabam dışında bir bağlayıcılığı olmasa bile dün kalbim oralarda kaldı. zira gündüz alt yazı olarak bilgi geçildi ama patlama sonrası unutuldu gitti. yüksekova' da kalbim, orada çatışanlarla, aileleriyle.

    gitmek isteyene de açıkçası kızmıyorum. kimse zorla bir yerde tutulup alıkonamaz. bazı şeyler yürek bağıyla ilgilidir, gönlünüz razı gelmez. göz görmez, gönül hissetmez diye bir durum söz konusu olamaz.

    ama şu yapılmamalı; her patlama sonrası türkiye karalanarak, vay efendim burası lanet bir ülke, vay efendim burada yaşanmaz, vay efendim burada artık can güvenliği mi kaldı... paris nerede pardon? ( en yakın tarihli ve bilindik olarak ilk aklıma gelen olayı ele alırsam.)
  10. duygusal insanlarız biz ne yazıkki. yazılanları okuyunca bunu daha iyi farkediyorum. çok zordur geride sevdiklerini bırakıp buradan çekip gidebilmek, dediğiniz gibi bedenen kurtuluyorsun evet ama diğer herşeyinle aklın ne yazıkki türkiye'de kalıyor.

    bu vatan kurtuluş savaşında kolay kazanılmadı, herkes elini taşının altına koydu, gerçekten dışarıdan büyük tehdit altındaydık ve herkes 'birlik olma' kavramını ortaya koydu.

    peki ya şimdi nasıl durum? gerçekten ülkenin insanını tek bir çatı altında toplamanız mümkün müdür? insanları ayrıştıran, kendi ülkende 'zengin' suriyeli kişilerden bile alt kademede değerlisin sen bu ülken için! sen çalış, çabala ama elin insanları gelsin senden daha iyi şartlarda okusun, çalışsın neden çünkü 'zengin'.

    bakın bende duygusalım aileyi bırakıp gitmek dediğiniz gibi kolay değil. ama inanın bir fırsatım olursa ve hayatta kalabilirsem 5-6 sene sonra gitmek istiyorum. bu süre içerisinde ülke şartları değişirse kendi vatandaşı olduğum ülkede 'insan' değeri görürsem fikirlerim değişebilir, ama ben ülkemde bile kapitalist sistem uğruna 2. sınıf insan muamelesi görüyorsam kimse kusura bakmasın ama kalmam kardeşim ben sadece insan gibi yaşamak istiyorum.