1. Kendi tecrübelerimden yola çıkarak ingilizce hakkında birkaç şey yazmak istiyorum ahali.
    Öncelikle bu iş Türkiye eğitim sistemiyle öğrenilmez arkadaşlar. ortaokul-lise yıllarında çılgınlar gibi grammer öğrendiğiniz halde hiçbiri doğru düzgün kafanızda oturmadığını biliyorum.
    (bkz: geçen yaz ne yaptığını biliyorum)
    Benim öyleydi çünkü :)

    1- Öğreten kişilerin yetersizliği/yanlış yönlendirilme
    2- Öğrencilerin (çok doğal olarak) isteksizleşmesi
    (Liste daha da uzayabilir)

    Anadolu lisesi mezunuyum. 1 yıl, haftada 10 saat olacak şekilde (her gün 2şer ders) ingilizce eğitimi aldım. Nefret ederdim ve dersi sallamazdım hiç. Buna rağmen dil konusunda yetenekli olduğum için temelimi öyle yada böyle oturtabildim. Benim kırılma noktam üniversite hazırlık oldu. Bölümüm zorunlu kılmadığı halde bilerek ve isteyerek, yüzlerce insanın nefret ettiği yere gittim.
    (bkz: Anadolu üniversitesi yabancı dil hazırlık)

    Arkadaşlar bu iş geç kalınsa bile üniversitede bitirilmeli. ben 1 yılımı tamamen İngilizce'ye ayırdım. Çoğu kişinin nefret ettiği, afla geçmek için kıçlarını yırttığı yerden yata yata geçtim. Evet ya-ta ya-ta... Bunun en büyük sebebi ilgim yüksek seviyedeydi ve derslerde aktiftim. (yanlış anlaşılmasın a.ü hazırlığın çok ama çok eksiklikleri vardı ki şuan çok daha kötü durumda) Bir yılda hazırlıktan mezun oldum ama adım kadar emindim ''advanced'' olmadığıma. Haksız da çıkmadım.

    Yaz tatilinde 2 aylığına Londra/St.Giles dil okuluna başvurdum ve gittim. Dil, yurtdışına çıkmadan öğ-re-nil-mezz!!!! elbet öğrenenler vardır ama çok çok uzun süre ve yoğun bir çalışma temposuna neden olacaktır ve istenilen seviyeye gelemezsiniz arkadaşlar. Yabancı biriyle bireylerarası/yüz yüze iletişim kurmanız gerekmekte. Dil öğrenmenin en önemli aşaması speaking ve bunu ülkemizde kendi kendimize konuşarak yapamayız. Ayrıca bir dili öğrenmek istiyorsanız o kültürü yaşamanız lazım. Ben de hayalim İngiltere'ye gittim. Asıl gitme sebebim İngilizce öğrenmek değil, hayalini kurduğum yerde yaşamaktı. Hazırlıkta muhteşem bir eğitim görmediğim halde bana vermiş olduğu öz güven yeterliydi. Hayatta kalabileceğimi biliyordum. iki ay boyunca, ders çalışmadığım halde inanılmaz bir değişim yaşadım. gazete okudum, yabancı kanalları dinledim ve derslere gittim. okul okul değil benim evimdi adeta. (bu arada okulun ilk gününde dil seviyem intermediate olarak belirlenmişti :)

    Lafı fazla uzatıp bunaltmak istemiyorum. Sözlükteki çoğu arkadaş zaten Türkiye'de yapabileceğiniz çalışmalardan bahsetmiş. gayet yararlı çalışmalar. Usanmadan, ısrarla uygulamamız gerekiyor. Ama benim dahil olmak istediğim aşama; yurt dışına çıkmak.
    Yabancı ülkeye gitmekten korkanlar olabilir. Bundan doğal bir şey yok ama size şöyle bir örnek vermek istiyorum;

    ''24 yaşında brezilyalı bir arkadaşımız vardı. Adam yes-no dahil bilmiyormuş, tanıştıktan sonra yurttaki arkadaşlar anlattı durumunu. Heathrow'dan öğrenci yurduna kadar google maps kullanarak gelmiş bu arkadaş. (yaklaşık 1.5 saatlik bir mesafe arkadaşlar :)
    Ve bu adam iki ayın sonunda grubumuzdaki herkesi çok rahat anlar bir hale geldi. Gayet güzel sohbet ettik, güldük eğlendik. Ekibimizdeki iki Türk arkadaştan (özel üniversite öğrencileri) çok daha iyiydi İngilizce seviyesi. Hayatım boyunca unutmayacağım bu arkadaşı.
    Brezilyalı arkadaşın yapmadığı ama Türkler'in yaptığı o müthiş hata neydi biliyor musunuz?

    ''öğrenilmek istenilen dilde değil de kendi ana dilinde konuşmak!'' Portekizce bilen insanlar olduğu halde (bilmediği kelimeleri öğrenmek dışında) kimseyle kendi dilinde konuşmadı. hemşerilerimiz ise bildiğiniz gibi paso Türkçe... Yapmayın arkadaşlar. Eğer paranıza kıyıp bir işe kalkışıyorsanız sonuna kadar zorlayın kendinizi.

    tecrübelerimi az da olsa aktarmaya çalıştım. daha fazla bilgi edinmek isteyen arkadaşlar özelden ulaşabilir. belki ilerleyen zamanlarda merak edenler için daha detaylı bir metin de hazırlayabilirim. Unutmayın; dil öğrenerek yeryüzündeki en zevkli işlerden birini yapıyorsunuz.

    Ayrıca buradan çok güzel listeningler yapabilirsiniz!!
    (bkz: http://www.tvguide.co.uk/)
  2. çince;
    bu dili pratik olmadan çok zor öğrenirsiniz. çinlilerin arasında kalıp 3-5 ayda günlük ihtiyaçları halledecek seviyeye gelebilirsiniz. (ülkenin neresinde olduğunuz da önemli, zira bazın seslerin değişik telaffuz edildiğine sonradan şahit olacaksınız.) ( istanbul türkçesi ve istanbul türkçesi olmayan türkçe arasındaki farktan biraz daha sıkıntılı bir durum)

    ha ben yazmayı da öğrenmek istiyorum diyorsan orasa duracan!
    o kadar çok karakter var ki...

    aynı şekilde olup aynı telaffuz edilip farklı anlamlara gelenler mi dersin, 15-20 farklı anlamı olan karakter mi dersin ... yani yazmak zor iş
    ama ben öğrenmek istiyorum dersen:
    cinde bir universiteye kaydolacaksin. en az 3 donem okula gideceksin. defalarca yazacaksın.
    boyle boyle 2 sene sonra sen de beginner- elementary duzeyinde yazıcı elementary duzeyinde de konusmaci olarak bu kervana katilirsin

    universiteye vs gidemem diyorsan bunlara 2 şer sene ekle
  3. bir dili öğrenmenin en iyi yolu o dilin konuşulduğu yerde öğrenmektir çünkü kendinizi konuşmak için zorlamanız gerekir.
    eğer üniversite öğrencisi iseniz aşağıda yazdığım imkanları mutlaka denemenizi öneririm.
    1- erasmus: avrupa için öğrenci değişim programı
    2- mevlana: diğer ülkeler için öğrenci değişim programı
    3- work and travel: amerika'da yaz ayları için çalışma programı
    4- work and holiday : avustralya için çalışma programı
  4. önce kendi dillerini öğrenmelerini tavsiye ederim. hala direkt yerine direk yazanlar var ısrarla, ne güzel çeviriyorlar değil mi?
    psk34
  5. kreşten itibaren dil öğreten bir eğitim kurumunda okumadıysanız, turistik bir bölgede direkt turistle temas halinde bir işiniz yoksa, yurtdışında yaşamaya mecbur değilseniz dil öğrenemezsiniz. öğrendiğinizi sanırsınız ama ilk kullanmanız gerektiğinde çuvallarsınız.
  6. mümkün olduğunca ingilizce şarkı ezberleyip arada bir söylemeye çalışmak çok yararlı bir çalışmadır ayrıyaten dizi ve film izlemek de listeye eklenebilir hah bir de bulabiliyorsanız yabancı bir arkadas bulmak,sohbet etmek en yararlısı sonuncusudur ona göre
  7. yabancı arkadaş bu işin en önemli tarafı
  8. öğrenmek isteyenlerine en önemli tavsiyenin, öğrendiğini "kullanmak" olduğunu söyleyebileceğim tavsiyelerdir.

    her ne kadar kitaptan, kurstan öğrenilmiş olsa da kullanılmayan bir dil, örselenmeye, unutulmaya mahkumdur.

    o nedenle, ilk öğrenilmeye başlanılan andan itibaren, öğrenileni kullanmanın yolları araştırılmalıdır.
  9. online konuşarak: speaky, wespeke
    pratik yaparak: duolingo, hello english
  10. ingilizce hayatı takip edin.