1. sınırlı zamanlarda güzel bir şey. zamanın ne kadar sınırlı olduğu tamamen kişisine göre değişiyor. bir akşamlığına dahi evde yalnız kalamayan, hemen alternatif planlar üreten tanıdıklarım var. bunu bir hayat stratejisi olarak uygulamasalar da, pratikte hiç yalnız kalmıyorlar.

    evet sınırlı zamanlarda güzel. ve dediğim gibi, bu sınır bazıları için en fazla 1 saat, bazıları için 1 hafta ideal, kimisi kesintisiz 1 ay yalnız kalınca anca kendine geliyor.

    bazı insanlar da periyodik yalnızlıkları sever. mesela bazılarımız için günün en huzurlu anı bomboş eve girdiğimiz o andır. tüm gün bunun özlemiyle yanar tutuşuruz. ertesi gün yine o hengamenin içine gideceğimizi bildiğimiz için bu yalnızlık bizim için kurtarılmış bölge gibi bir şeydir.

    sonuç olarak, yalnız olmayı bir lüks olarak elde edebiliyorsanız değerini bilirsiniz. ama yalnızlıktan ölen, başka bir insanın sesine ve nefesine hasret kalmışlarımız da yok mu? cevap veriyorum: çokça var.
  2. kapım çaldı tık! tık!
    baktım kimseler yok
    kim dokundu varlığıma
    çocuklardır herhalde?

    kafam çaldı tık! tık!
    baktım içinde kimse yok
    çocuklardır herhalde
    yetim doğmuş olabilirler

    içim açıldı, serildi
    kimse yok, hemen kapandı
    duvarcıklar arası boşluk
    kapım çalmadı, sessizlik, şşş!
    abi
  3. naçizane ayak üstü yalnızlık şiiridir:

    yalnızlık,
    bir kedinin uykusunda,
    güneşin doğuşunda,
    köpeğin uluyuşunda.

    yalnızlık,
    generalin emirlerinde,
    kurşunun gölgesinde,
    askerin ölümünde.

    yalnızlık,
    ayak seslerimin fısıltısında,
    omzumun çöküşünde,
    dört duvarın arasında

    yalnızlık,
    amaçsız göklerde
    ambulansın sireninde,
    can verirken elimde.

    coolcat
  4. ne zaman biri yalnızlıktan bahsetse aklıma ''bana bir şeyhler oluyor''u gelir.

    ben okumayı sevmem diyenler için buyurun altan erkekli videosu.

    yok ben okurum derseniz kopyala yapıştırın ustasıyım onu da şöyle buyurunuz.

    ''yalnızlık.
    her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın bir yaşama sırasında
    tek sermayesi, sahip olduğu tek şeydir
    kıymetini bilmelidir, dedi.
    yalnızdır insan
    hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır.
    kalabalık yalnızlıklar, yalnız kalabalıklar oluşur, şehir şehir ülke ülke.
    kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da.
    insan bir ölümü istemez, bir de ondan beter bir yalnızlığı
    ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında.
    ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var, dedi.
    tek çaresi aşktır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın
    aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi
    aşık olun!
    gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı
    nasılsa ayrılık insanın tek kişilik yalnızlığını özlemesi.
    sade ölüm değil, ayrılık da yaşamın emri..

    evet söyledi
    ya da ben duydum
    duyduğuma göre elbet bir ses söyledi bu söylendikçe usulen söylenir olan sözleri.
    evet duydum söyledi
    her duyduğumda ağladım
    pek çok ağlayışım sırasında duydum.
    kalbim tutanak tuttu duyduklarıma
    soruldu, dedi, cevap alındı
    yaşamak, dedi, tek marifetiniz -biraz özen gösteriniz.
    zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter -mazlumlar dahil, dedi.
    ama yapmayın, o daha bir çocuk, dedi tanrı..

    ya gördüm neyleyim
    insanlar vardı duvarın içinde.
    ya ben hep duvara konuştum
    ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var.
    nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.
    bilmiyorum,
    belki de ben gerçekten delirdim
    onlar haklı belki de.
    içinde değil duvarların insanlar
    sadece arasındalar..''

    eğer buralara kadar okuduysanız yani okuyabilecek durumunuz varsa hala sadece yalnızlık denilince bu gelmiyor tabi aklıma.''Ali'nin 8 günü'' diye bir türk filmi vardı orda bakkala giren dertli bir kardeşimiz vardı o da geliyor aklıma, l&m da iskender de geliyor ceyhun yılmaz'a bağlanmıştı ya hani bir bölümde hah o işte.işte akıl bu dostlar görüyor gözler hatırlıyor akıllar velhasıl-ı kelam ne kadar bahar gelse de geceler hala soğuk oluyor yalnız yatılmıyor.
  5. sessizliktir.
    mutluluğa özlemdir.
    çaresizliğin zehirli hâlidir.
    iğneli fıçıda çırpınmaya benzer.
    ilham veren gecelerin eşsiz parçasıdır.
    uzun kasvetli gecelerde dalıp gitmektir uzaklara.
    yorgunluktan bitkin düşene dek beklemektir yeni sabahı.
    sabahın ilk ışıkları süzülürken odaya, kuş cıvıltılarını dinlemektir.
    gözlerden uyku akmasına rağmen uyumamak için kendine acı çektirmektir.
    sonra artık dayanamayıp uykusuzluğa, renkli ve cezbedici rüya âlemine dalmaktır.
    yarı uyanık kalmayı öğrenmek ve rüyayla gerçeği harmanlayarak mutlu olmaya çalışmaktır.
    cevapsız sorular labirentinde varoluş gücünü yavaşça tüketen derin bir yaradır.
    gam ve keder girdabında savrulurken mutlu anı kırıntılarını unutmaktır.
    sevinci ve hüznü paylaşacağın kalender bir dost bulamamaktır.
    yaralı kalbi donmaktan koruyamayan sıkı bir paltodur.
    denizin sahip olduğu ve gözyaşının aradığıdır.
    dertli münzevinin huzur dolu sığınağıdır.
    lezzetli zehrin mis kokusudur.
    yaratıcı zihnin isyanıdır.
    deliliğin kardeşidir.
    aşksızlıktır.
  6. hasan ali toptas'ın üzerine 113 sayfa yazdığı kavramdır.
    'yalnızlık hadi gidelim'dir çoğu kez, hadi n'olursun.!'
    (bkz: yalnızlıklar)
  7. mnb
  8. depresyon ya da mutsuzluk sebebi olmamalı.

    edit: kökü "yalın olmak" diye biliyorum. bu da kötü bir şey olmadığını mı gösteriyor acaba?
  9. arayış, yolculuk hâli.
  10. depresyon yan etkisidir. insan ancak muhabbetle yaşar.